Bazı anları kolayca unutamaz ya da etkisinden kolayca çıkamazsınız. Her zaman duygularınızın tam orta yerinde o anlara dair kalıntılar vardır. Siz unutmak isteseniz de gözlerinizi kapattığınız da bir filim şeridi gibi yaşanmışlıklar zihninizde canlanır. Bende o anları yaşıyordum.
Bir senenin ardından her şey eskisi gibi olsun ve benim yokluğumda zarar gören diyarda yenilikler oluşsun diye çabalıyordum. Dört diyara adımımı atalı ve o Araf'tan kurtulalı bir hafta olmuştu. Zaman gerçekten hızlı geçiyordu ve ben bu geçen zamanda bir sürü şey yapmaya çalışıyordum. İlk önce geri dönüşüm adına lortların istek ve ısrarı üzerine dört diyar halkına konuşmaya yapmıştım. Hepsi o kadar çok beni özlemişti ki beni izlerken gözlerinden yaşlar gelen birkaç kişiye şahit olmuştum. Bu da beni duygulandırmıştı ve sonraki günler de dört diyar halkı için gücüm yettikçe yenilikler yapmaya çalışmıştım.
Ben bir kraliçe ve aynı zamanda da tanrıçaydım. Benim görevim element diyarını korumak ve halka refah sağlamaktı ama gücüm bana yeterli gelmiyordu. Aren ile yan yana olduğumda eskiye dair bir şeyler hatırlamaya çalışıyordum. O da benimle birlikte bir şeyler hatırlarım diye çabalasa da bazen hiçbir şey hatırlayamıyorduk ve eskiye bağımlı kalıyorduk. Tanrıça adımın ne olduğunu bile bilmezken nasıl olur da eski gücüme kavuşacağım bir fikrim bile yoktu. Bu gidişle de gücüm de daha fazla azalma olacağını biliyordum. O yüzden Aren bugün diyar adına çalışmak yerine okulda kaldığım yerden başka eğitimler almamı söylediğinde kendimi onun zoru ile diyar okulunda bulmuştum. Şimdi ise boş sınıfın ortasında onun tam yanında oturmuş beni öpmesine izin veriyordum.
Dudakları her tenime değip adımı söylediğinde içimdeki yaramaz kadın deliriyordu. Daha fazla beni öpüp adımı söylesin diye bir istekle boğuşmak zorunda kalıyordum ama dikkatli olmamız gerekiyordu. Sonuçta bir element okulundaydık. Belki bu okulun dışında istediğimiz şekilde yakın olabilirdik ama bu okulun duvarları arasında her şeye dikkat etmemiz gerekiyordu. Sonuçta bu kuralları da koyan element krallarıydı ve dikkatsizliğin büyük sonuçları olabilirdi.
Aren boynumu emmeye başladığında aynı zamanda eli de bacak arama doğru ilerliyordu. Kalbimin hızla çarptığı o an elimi göğsünün üzerine koydum ve "birisi gelirse sorun olur," dedim ama bana dokunmasına beni öpmesine devam etsinde istiyordum.
O boynumdan çekilip bana baktığında dudaklarımız arasındaki mesafe hiç yok denecek kadar azdı. Gözlerindeki istekli bakışları tenimi canlı canlı yakarken "durmamı mı istiyorsun?" Diye kalın ve azdırıcı sesiyle sorduğunda eli hala daha bacak aramda ilerlemeye devam ediyordu. Ne zaman iç çamaşırımın üzerine değdi işte o zaman yutkunduğumda sırıttı ve "bende aynısını düşünmüştüm," deyip durmak istemediğini ona belli ettiğim için hemen dudağımı öptü ve bende ona karşılık verdim.
Dudaklarımız birbirine değdikçe çıkan sesler sınıfta can buluyordu. Kalbim hızla çarparken bir anda beni kucağına alınca dudaklarından hafifçe çekildim. O bacaklarını iki yanına açıp parmağını iç çamaşırımın kenarından kadınlığıma değdirdiğinde inledim ve onun dudağını öptüm. Sertçe bana karşılık verirken aynı zamanda da parmağı klitorisimde hareket ediyordu.
Başımı sağa ve sola yatırarak onu daha derince öperken parmağını kadınlığıma bastırmasıyla dudaklarının arasına inledim ve kucağında hafifçe kalkıp indim. Bu hareketim onunda inlemesine neden olurken bir öksürme sesi de sınıfta yankılandı.
Biz hemen birbirimizden çekilirken karşımızda Ahter'i görmeyi beklemiyorduk. O sırtı bize dönük şekilde kapının girişinde dururken "affınıza sığınıyorum lordum ve kraliçem ama eğer sizlere de uygunsa Aren lordum sizinle biraz konuşmak istiyorum." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR MELEĞİN GÜNAHI
FantasyBİR MELEĞİN GÜNAHI!! Gökyüzü seni çağırıyor kraliçe uyanman lazım. Asırlar önce, gökyüzü diyarının üzerine, lanetlerin geldiğini haber veren sirenler çaldı. Yıldızlar her bir tanrıçayı koruma altına aldı ama içlerinden sadece birini yeniden doğması...