Merhaba,
Nasılsınız? Umarım keyfiniz yerindedir :)
Bakalım, Lavin Dursun Bey'in başına ne çoraplar ördüüü?
Keyifli okumalar, yorumlarda buluşalım mı? <3
****
Elimde telefon Cavidan Halamdan gelecek olan aramayı bekliyordum bu sırada sağ bacağım da istemsizce sallanıyordu. İki gün önce başlattığım küçük operasyona, at kaçırma operasyonu, halam dahil olmuştu.
Dursun Bey'in İstanbul'a gelmesini sağladığı atı birkaç yanlış yönlendirme ile İskenderun'a yollamıştım. Şimdi, o atı Cavidan Halam karşılayacaktı.
Cavidan Halam tam bu noktada operasyona dahil olmuştu.
Zihnimde tasarlayıp hayata geçirdiğim operasyonu vakit geçmesi için tekrar düşündüm. Öncelikle Dursun Bey hariç kimsenin canı sıkılmayacaktı. Ortada bir at vardı hem de çok kıymetli bir at ancak hangi Menderes Çiftliği'ne gideceği belirtilmemişti.
Atı getirecek olan kamyona gidecek adreste ufak bir müdahale yapmıştım. 'Menderes Çiftliği, No:13 Hatay/İskenderun.' Normalde geleceği adres ise 'Menderes Çiftliği, No:5 İstanbul/Orhanlı'ydı. Düşündüklerimle ellerimi birbirine sürtmüştüm, güzel bir plandı.
Raşit'in atı büyük bir istekle beklediği belliydi çünkü hazırlıklara başlamışlardı. Kalacağı yer, hemen yapılacak olan bakımı ve diğer her şey atı bekliyordu.
Elimde tuttuğum telefon titreyerek çalmaya başladı. "Cavidan Hala," dediğimde halam hemen konuşmaya başladı.
"Atı şimdi karşıladım ve tavlaya yerleştirdim. Atın sağlığı yerinde ama yine de veteriner çağırdım. İçin rahat etsin artık gelmen için bir bahanen oldu. Seni bekliyoruz." Duyduklarımla derin bir nefes aldım, rahatlamıştım. "Çok teşekkür ederim, Cavidan Hala. Ayarlayabilirsem geleceğim, herkese selamlar."
Dursun Bey'e birazdan telefon giderdi, duyunca şoka uğrayacağını biliyordum.
Telefonumu yeleğimin fermuarlı cebine yerleştirip seradan çıktım. Bisikletime binerek ana binaya doğru gitmeye başladım.
Cümbüş birazdan kopardı. Atın geleceği saat belliydi. Dursun Bey önce kendi imkanlarıyla işi çözmeye çalışacaktı ama Cavidan Halamdan atı geri alabilmesi imkansızdı. Bunu düşünürken pedalları daha hızlı çevirdim.
Dursun Bey, bedel ödemenin vakti geldi...
Yokuşu tamamladığımda süs havuzunu gördüm sonra arkasında Raşit, Özdemir ve Fethi Bey'i aynı zamanda onlara doğru yürüyen Ali Bey'i.
Başlattığım operasyonun büyük bir kalabalığa oynayacağını bilmiyordum. Bisikletimden indiğimde hepsinin bakışları bana çevrildi ancak benim bakışlarım sadece Dursun Bey'in üstündeydi.
Başına bu derdi kimin açtığını bilsin istiyordum eğer bir savaş başlatılıyorsa bunun nasıl başlatıldığını artık öğrensin istiyordum. Büyük adımlarla onlara yürüdüm ve Dursun Bey'in karşısında durdum.
"Selamlar, beyler. Bu ne kalabalık. Hep beraber atı karşılayacağız sanırım. Raşit Bey heyecanlı mısınız?" Memnun olmayan gözleriyle beni süzdü. Lacivert gözlerini devirdi, içindeki siyah benekler titredi. "Sen benim yerime heyecanlanmış gibisin." Dedi gıcık sesiyle.
Bıyık altından güldüm. "Senin yerine keyifliyim diyelim." İkimizin arasındaki gerilimin ateşlenmesini istemeyen Fethi Bey aramıza girdi. "Lavinciğim hoş geldin." Başımı eğerek gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
Romance12 yaşındayken şöyle bir cümle okumuştum ve bana öyle derinden dokunmuştu ki... Kalbimdeki sızıyı dün gibi hatırlıyorum. 'Perdeleri güneş yıpratır çocuk, kızlarıysa babaları.'* Ben yıpratılmamıştım bile. Benim canıma kastedilmişti, aldığım nefese gö...