24.BÖLÜM

376 44 4
                                    

Merhaba,

Nasılsınız? :)

Bölüm şarkımız benim için özel çünkü daha ortada yazılı bir şey yokken bu şarkıda hep Lavin ve Özdemir'i hayal ettim... Eğer dinlerseniz Yakamoz'u hatırlayarak dinlemenizi isterim :)

Lavin'den Özdemir'e 'Fırtına' <3

Yıldıza bir tık *-*

Keyifli okumalar dilerim! :*

****

"Şeytanla sofraya oturanın kaşığı uzun olmalı." Alman Atasözü

Bedenim Özdemirlerin mutfağında olmasına rağmen ruhum bir kara deliğin içine çekildi. Masada oturmaya devam ederken uzaklaştıkça uzaklaştım. Uzaklaşırken yaşadığım her ana uzaktan baktım. Bir yabancı gibi.

Her anımı gördüm. Neye üzüldüm, sinirlendim, kudurdum, korktum tekrar yaşadım. Raşit'ten tam olarak böyle bir hamle geleceğini hatta tam olarak bu hamleyi yapacağını gördüm. Nedenleriyle sonuçlarıyla her şeyi izledim.

Ne demişti Nevbahar? 'Hayatının sonuna kadar Raşit ile sidik yarıştıracağını mı sanıyorsun?' Nevbahar'a hak verdiğim bir an oldu. Bu devran böyle gelmiş, böyle gidecek miydi?

Bu günah köprüsünde bir adım ben atacaktım, köprünün sahibi Raşit de bir adım atmaya devam mı edecekti? Adımlarını kesen teslim mi olmuş sayılacaktı? Yenilmiş mi olacaktı? Yoksa korkak mı?

Raşit ile savaşmaya Nevbahar'ın rahmine düştüğüm andan itibaren başladım. İlk kalp atışımı duyduğu zaman, aramızdaki savaşın çalan çanlarının ilk vaktiydi. Doğdum, çocuk kalbimi kırmaktan, yaralamaktan tek bir gün bile çekinmedi. Büyüdüm, direnmeye ve ona karşılık vermeye başladım.

Korkularımı bir zırh gibi sardım, sınırlarımı çektim. Alacaklarımı aldım ve vermem gerekenleri verdim.

Bugünümden çevirdiğim başımla gerideki tüm günlerime baktım.

Yaşamak istemiştim, nefes almaya devam etmek... Bu savaşı kazandım.

Var olmak, güç kazanmak ve ona inat üretmek istemiştim. Seramı, onun hayallerinin yandığı benimse kimsesizliğimi kabullendiğim hayatımızın dönüm noktasına inşa etmiştim. Evet, bu savaşı kazandım ama dişimi tam bu noktada Raşit'e geçirdim.

Bu onun için en öldürücü darbeydi. Biliyorum, Raşit zamanında babasına diş geçiremedi. Direnemedi ama ben direndim. Böyle bir direnişin var olduğunu görmek onu mahvetti.

Kimsesizliğimin altını bıkmadan çizdi. Sevilmeyeceğimi bana kabul ettirmeye çalıştı ancak olmadı. Ailem dediğim iki dostum ve bir yeğenim oldu. Bu savaşı kazandım.

Selim'in sevgisine ve aşkına hiçbir zaman inanmadı, dalga geçti. Açık açık soyadımla ilgilendiğini söyledi. Öyle olmadı. Sevdim, sevildim, aşık oldum. Selim, bana aşıktı. Benim ona olduğum gibi. Sonra bunlar yetmedi, bebeğimi kaybettiğim zaman acımın üstünde tepinmek istedi. İçimin zehirli olduğunu, kendi kanımdan herkesi zehirlediğime beni inandırmak istedi. Gözlerindeki hazzı ve arzuyu hatırlıyorum. Ona inanmadım, hiçbiri gerçek değildi. Tuzağına düşmeyerek bu savaşı kazandım.

Bugün ise gözlerinin içine bakarak kandırdığı adamı uyandırdım. Özdemir, bana inandı. Güvendi. Raşit'e hayranken bana aşık oldu. Çiftliği arkasında bırakıp aşkımıza döndü. Yetmedi, bu savaşı da kazandım.

Şimdi ise hırsını, o yangından benimle beraber sağ çıkmayı başaran ıhlamur ağacından alıyordu. Durmamıştı, durmayacaktı. Gözündeki kin ve nefretle, her şeyi önüne alıp katarak beni yutmak istiyordu.

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin