16.BÖLÜM

360 49 7
                                    

Merhaba,

Nasılsınız?

Umarım her şey yolundadır.

Keyifli okumalar dilerim, yorumlarınızı okumayı çok istiyorum :*

****

Leyla, seranın içinde bir o yana bir bu yana koştururken sırtındaki Türk bayrağımız onun rüzgarı ve hızıyla dalgalanıyordu. Saksıların arasından bana doğru koşmaya başladı. "Bugün, Atatürk'ten bir armağan," bacaklarıma sarıldığında onu kucağıma aldım.

Beraber küçük bir hızda zıplarken birlikte söylemeye başladık. "Yoksa, tutsak olurduk sen inan. Bugün 23 Nisan, hep neşeyle doluyor insan." Nakaratı tamamladığımızda etrafımızda döndüm ve güzel kıkırtısı kulaklarımı doldurdu.

Küçük elleriyle yüzümü avuçladı, gözlerimizi buluşturdu. "Bugün benim günüm Lavin Aşkım," diye şen bir şekilde konuştu. "Evet, bugün günün kalan kısmını serada çalışarak geçireceğiz," dedim. "Hep istediğin gibi."

Kucağımdan inmek istediğinde onu indirdim. Onun için hazırladığım büyük saksıyı toprakla doldurmaya başladı. Yüzündeki saçları onu rahatsız ettiğinde tokasını bana uzatarak toplamımı bekledi.

Dizlerimin üstünde eğildiğimde önce mis kokulu boynunu öptüm. "Ya..." diyerek kaçtı. Gıdıklanıyordu. Kıvırcık saçlarını küçük bir topuz yaptım.

Özdemir'in seranın girişinden bana seslenişiyle bakışlarım girişe kaydı, Leyla'nın gözleri de beni takip etti.

Leyla'yı fark eden Özdemir'in yüzünde bir tebessüm belirdi. Doğrularak ona doğru yürüdüm ve yanağını öptüm. "Hoş geldin," şakağıma bir öpücük bıraktı. "Özdemir, seni Leyla ile tanıştırayım." Leyla elindeki toprağı saksının içine benden öğrendiği şekilde yerleştirdikten sonra nazlı bir şekilde ayaklandı.

Çekinmemesi için küçük bedeninin yanına eğildim. Özdemir de benim gibi eğildi, elini Leyla'ya uzattı. "Merhaba Leyla. Ben, Özdemir." Leyla'nın topraklı küçük eli büyük avuçlarının arasında kayboldu.

"Memnun oldum," dedi gözlerini kırpıştırarak. Özdemir gözlerini ondan çekip bana baktığında gülümsedim. "Sen de mi serada çalışıyorsun," Leyla, Özdemir'i tanımak için ilk sorusunu sordu ve küçük avuçlarını tekrardan toprakla doldurdu.

"Yok, çiftlikte çalışıyorum. Gelirken gördüğün çiçekli süsleri yapıyorum." Özdemir'in işinden bahsetme şekli harikaydı. "Aa, evet!" Diye atıldı Leyla. "Lavin Aşkım gösterdi. Güzeller."

"Beğenmene sevindim, ortağıma bundan bahsedeceğim."

"O kim?"

"Ali. Onunla beraber çalışıyoruz." Leyla başını salladı. Benden çiçek fidesini uzatmamı bekledi, tekrar Özdemir'e döndü. "Bugün 23 Nisan ya o yüzden buradayım. Serada çalışmayı çok seviyorum."

Özdemir ilgiyle bana döndü. "Koltuğunu 23 Nisan'da Leyla'ya mı bıraktın?" Yaptığı benzetmeye kıkırdadım. "Benim koltuğum hep Leyla'nın."

Leyla birden bana döndü. Özdemir'den bahsederek "Hayatın mı," diye sordu. Evet, bu soru Leyla'nın çiftlere sormaktan en keyif aldığı soruydu. Özdemir merakla bizi izlerken yanaklarım saçma sapan bir şekilde kızardı.

Leyla gülüşünü gizlemek ister gibi dudaklarını parmaklarıyla gizledi. Özdemir hala benden gelecek olan cevabı bekliyordu. Hayır, sevgilin mi diye sorsa çabucak cevaplardım ama hayatım demek şu an için garip geliyordu. Sanki sesli söylemeye hazır değildim. Yerimde huzursuzca kıpırdandım.

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin