39: Yanılsama

2K 88 26
                                    

Çok uzun bir aradan sonra tekrardan selam! Sizi çok özledim. Yeni bölümü merakla beklediğinizi biliyorum. Bu kısa bölümü aylardır yazıp yazıp siliyorum desem, bana inanır mısınız? Gerçekten durum böyle. Aktif bir şekilde bölüm atmaya çalışacağım.

Sizi seviyorum.


Beynimde inşa ettiğim tüm olguları sert bir darbeyle kıran Alev ve Ali'ye baktım. Ne yapacağımı bilemiyordum. Gözlerim istemsizce kapanırken elimi boşlukta gezdirip kapının kulpunu aradım.

Odaya girer girmez gördüğüm şey çıplak iki bedendi. Üstelik tenleri resmen birbirlerine yapışmış bir halde kucak kucağalardı. Sonunda parmaklarımın arasında kapının kulpunu bulduğumda gözlerimi açtım ve kapıyı kendime doğru çekerek kapadım.

İnanmıyorum o kadar haz dolu bir birliktelik yaşıyorlardı ki odaya girdiğimi bile fark edememişlerdi. Kapıyı kapattığım anda sırtım sert bir bedene çarptığında bunun Berfin olmadığını anlamıştım.

Ateş'in nefesini ensemde hissettiğimde yavaşça ona yüzümü döndüm. Sanki az önce gördüklerinden hiç memnun değilmiş gibi bir surat ifadesi vardı yüzünde. Bunu anlamlandıramamıştım.

Berfin, "Ben Ali'nin penisini, Alev'inse kalçasını görmek zorunda değildim." diyerek yakındığında gözlerim bir an ona kaydı.

Yüzünde gerçektende tiksinmiş bir ifade vardı ve her an kusabilecekmiş gibi gözüküyordu.

"Biraz hızlı gitmiyorlar mı?"

Ateş'in soğuk sesini duyduğumda tekrar ona döndüm.

"Bunu söyleyen sen misin?" diye sordum alay edercesine. "Eğer ipleri senin eline bıraksaydım şu an o yataktakiler biz olurduk." diyerek eklediğimde Ateş'in kaşları çatıldı ve dudakları büzüldü.

Ama son cümlenden sonra gözleri bir an bizi o pozisyonda hayal edişinin etkisiyle parlamadı değil.

Büzdüğü dudağını sola doğru genişleterek çapkın bir gülümseme takındığında kaşlarımı çattım.

Pürüzlü sesiyle "Hım... Bana uyar, ipleri bıraksana." dediğinde yüzümü ekşitip gözlerinin içine baktım.

"Olur," dedim sessiz bir tınıyla. Ellerini belime doladı ve bedenimi bedenine çekti. Hayır... Karnımın üstünde bir sertlik hissediyordum. Bu durum beni utandırsa da dile getirmeden yarım kalan cümlemi tamamladım: "Ama rüyanda."

Elleri anında belimden çözülürken serbest kalmanın ve artık karnımın üstünde hissedilmemesi zoraki olan sertliğin etkisiz hale gelmesinin özgürlüğünü tattım. Ateş'in yanından geçip aşağı uzanan merdivenleri inmeye başladım.

Ateş'in de ardımdan geldiğini hissedebiliyordum. Aşağı indiğimizde çocuklar birbiriyle sohbete dalmışlardı ve büyük bir gürültü salonu sarmıştı. Herkesi böyle görmek iyi hissettiriyordu. Kimse kimseyle düşman değildi. Resmen kan bağı olmayan bir aileye gibiydik.

Şeyma önündeki şarap dolu kadehi birden teklediğinde gözlerimi büyüterek ona baktım. "Yavaşla Şeyma!" diye ona tatlı bir şekilde kızdığımda gözlerimin içine bakıp sarhoşluğun verdiği vurdumduymazlıkla kahkaha attı.

Didem de Şeyma kadar olmasa da bir nahoşluğa kapılmıştı. Berfin zaten bizimle yukarı geldiği için hiçbir şey içmemiş ve gayette kendindeydi. Diğerlerinde göz gezdirdiğimde Melih'in de Şeyma'dan farkı olmadığını anlamam birkaç saniye sürmüştü. Melih'in aksine Mahir daha çok kendindeydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 04, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

+18 Kötü Çocuklar AğlamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin