27: Her Seçiş Bir Vazgeçiş

29.7K 1.4K 1K
                                    

İyi geceler! KÖTÜ ÇOCUKLARIM.

Nasılsınız?

Eh, ben de iyiyim.

Bu bölümde şöyle bir şeyi duyurmak istiyorum artık uzun bölümlerle karşınızda olacağım. Bu kısa olacak son bölümümüz. Bu da böyle bilinsin.

*Bölüm şarkısı Only You: Selena Gomez
Benim için öyle bir yere sahip ki... size anlatamam. Lütfen bitirip bitirip başa sarın bu güzel şarkıyı.

İyi okumalar.

İnstagram: @burhanakgun_

Hayatımız boyunca sürekli kararlar alıp dururuz. Siyah mı, beyaz mı? Büyük mü, küçük mü? Uzun mu, kısa mı? Evet, saydıklarımın bir çoğunun bize geri dönüşü en fazla pişmanlık olabilir. Fakat bazen öyle bir anda sıkışırdıkki alacağımız karar çok büyük değişikliklere yol açabilirdi.

Her seçiş bir vazgeçiştir.

"Polisi aramamalıyız." dedi Şeyma soğukkanlı sesiyle.

Ali saçlarını karıştırıp gözlerimin içine bakarken hiçbir şey yapamıyordum. Benden ona fayda dokunmayacağını anlayınca kapıdan girerken "Ateşler geliyor." diye seslenen Alev'e yanaştı ve olayı sordu. Alev memnuniyetle yaşananları anlatmaya başlarken gözlerimi Şeyma'nın üzerinden geçirerek Didem'e yönelttim.

Çaresizliğin okunabildiği yeşil gözleri kasırganın vurduğu bir koruyu anımsatıyordu. Uzandım ve onun elini tutup kendime çektim. Onu arkamdan çekerek yürümeye başladığımda Berfin'in sesi kulağıma ilişti.

"Nereye?"

Salondaki herkesin bakışlarını ensemde hissederken başımı iki yana salladım ve dönüp sadece Didem'e baktım.

"Bana güveniyor musun?" diye sordum 'evet' cevabını duymayı ümit ederek.

Didem yutkundu ve dudağını ısırıp gözlerime baktı.

"Güveniyorum."

Tekrar önüme dönüp yürümeye devam ettim. Salondan çıktıktan sonra merdivenlere yöneldim ve üst kata vardığımızda koridoru geçerek dedem ve anneannemin odasına girdim. Gözüme ilk çarpan gösterişli duvar desenleri ve dört direkli, iki kişilik yatak olmuştu. Yatağa paralel bir şekilde uzanan dolabı gördüğümde bir an Didem'in elini bırakıp dolaba yöneldim. Dolabın kapağını açtığımda karşımda siyah kasayı bulmuştum. Dudaklarım genişlerken kasanın şifresini düşünmeye başladım.

Ali'nin doğum günü?

Sırayla rakamların yazılı olduğu tuşlara basmaya başladım.

2003.

Kasa şifrenin yanlış olduğunu belirtircesine titreyince alt dudağımı dişledim.

Benim doğum yılım olabilir miydi? Ali'nin bile doğum yılını koymamışlarken benimkini koyacaklarından pek bir ümidim yoktu fakat denedim.

Yanlış.

Didem tereddütün hüküm sürdüğü sesiyle, "Maral ne yapıyorsun?" diye sorduğunda ona yarım bir şekilde başımı çevirdim.

Tam ona bir şeyler söyleyeceğim sırada aklıma düşen fikirle hızla başımı kasaya çevirdim. Annemin doğduğu yıl olabilirdi. Bu çok yüksek bir ihtimaldi. Baştan bunu nasıl düşünmediğim için kendime kızarken parmaklarımı tuşların üzerinde gezdirdim. Ve korkuyla dişlerimi birbirine bastırıp gözlerimi kapattım.

Lütfen doğru olsun.

Kasanın titremediğini fark ettiğimde gözlerimi açtım ve kıvançla kasayla bakıştım. Evet, yaptım. Kasayla bakıştım.

+18 Kötü Çocuklar AğlamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin