25: Belirsizlik

30.1K 1.4K 318
                                    

İnstagram: @burhanakgun_

25: Belirsizlik

Mutluluğun kölesi olmaktansa, hüznün efendisi olmayı seçmekti; vazgeçiş.

Küçük bir adımla Ateş'ten uzaklaştığımda kaşlarının arası gerildi. Yüz hatları gerilirken yutkundu ve boğazı sanki taş yutuyormuş gibi bir hal oldu. Onun bu haline üzülsem de elimden bir şey gelmeyeceği gerçeği suratıma acı bir gerçek şeklinde çarptı.

Kulağım Didem'in "Bırak!" diye çığlığını işitince direkt olarak gözlerimi bizim eve çevirdim. Evin zaten açık olan kapısından başta Didem, onun ardındansa kızlar çıkıyordu.

Berfin sanki Didem'i durdurmak istercesine onu kolundan çekiştirse de Didem yüzünde öfkeli bir tavırla kaçmaya çalışıyordu. Koşar adımlarla onların yönüne yürüdüğümde Şeyma beni gördü ve yanıma vardı.

Şeyma alt dudağını sanki bir felakete şahit olmuş gibi ısırıp yaşlarla parıldayan gözlerini gözlerime dikti.

Başımı sorarcasına salladığımda Şeyma bir şeyler söylemek için kımıldadı.

Şeyma titreyen sesiyle birlikte "Biri onu aradı ve birden bu hale geldi. Delirmiş gibi." dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Delirmiş gibi olduğunu görebiliyorum." dedim sakince.

Ne olduğunu anlamak için Didem'e yaklaştığımda beni fark etti ve sanki ben onun son umuduymuşum gibi bir tavırla bana baktı. Berfin ısrarla Didem'in kolunu bırakmıyor ve onu kendine çekiyordu.

Didem bir yandan çırpınırken gözlerini gözlerimden ayırmadan, "Maral, Mehmet yok. Mehmet'i almışlar!" dedi. Sesinde acı kulağıma değil kalbime iz bırakmıştı.

Mehmet mi?

Almışlar derken neyi kastettiğini anlayamıyordum.

Çaresizce çırpınan bedeni yorgun düşmüş olacaktı ki yavaşça çırpınmayı bırakmıştı. Gözümü Didem'den çekip Berfin'e çevirdiğimde gözünü yukarı kaldırıp olumsuz bir şekilde bana baktı. O Didem'i tutuyorsa bir bildiği vardır diye düşünerek bakışlarımı tekrar Didem'e yönelttim.

"Didem, sakin ol. Ne demek istiyorsun?" dedim.

Didem dudaklarını ısırdı ve onun bu çıldırmışçasına halinin karşısında bu kadar sakin oluşum onu daha da sinirlendirmiş gibi bana baktı.

Resmen çığlık çığlığa "MEHMET'İ KAÇIRMIŞLAR DİYORUM!" Dediğinde birden başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ben duyduklarımın şokunu yaşarken Didem tüm gücüyle Berfin'i ittirdi ve elinden kurtulup bana yaklaştı. Beni iki yanımdan tuttuktan sonra sallamaya başlayınca yaşadığım şok kesintiye uğradı ve gözlerim tekrar Didem'i buldu. "Maral lütfen yardım et. Kurtaralım onu. Lütfen." Dediğinde başımı düşünmeden aşağı yukarı salladım.

"Ne oluyor?"

Arkamdan Ateş'in sesi geldiğinde burnumu çektim. Ateş'in sorusunu duymazdan geldim ve Didem'i kendime çekip ona sarıldım.

"Ona hiçbir şey olmayacak, korkma." Dediğimde söylediklerime kendimin bile inanmadığımı fark etmem uzun sürmedi. Birilerinin kuyruğuna basmıştık ve düşmanımızın belirsiz oluşu durumu daha da tehlikeli kılıyordu. "Gel sakinleş." Diyerek geri çekildiğimde ona baktım.

Bakışlarında onaylarcasına bir parıltı gördüğümde onu elinden tutup evin içine çektim. O sırada merdivenlerden sendeleyerek inen Alev'i gördüğümde gözlerim fal taşı gibi büyüdü. Alev'in yukarıda baygın olduğu yaşananların arasında aklımdan uçmuştu.

Alev başını ova ova yanımıza varınca "Adam yukarıda." diyebildi.

Onun bu saf haline gülümsemek istesemde yaşananların verdiği korku yüzüme hükmetmişti. Sadece etrafıma korku dolu gözlerle bakabiliyordum.

Şeyma uzanıp Alev'i kolundan tutarken, "Korkma. Her şey geçti." dedi. Hepimiz mutfağa vardığımızda Didem'i bir sandalyeye zorlukla oturtabildim. Tezgahtaki bardağın yarısına kadar su doldurup Didem'e uzattığımda istemiyor gibi bir hali olsada ısrar edeceğimi bildiği için alıp içti.

Ne yapacaktık bilmiyordum.

Daha bir olayın şokunu atlatamıyorken bir başka olayın yaşanması ayaklarımıza kalın halatlar geçiriyor ve hareket edemeyecek sıklıkta bağlıyordu.

Gözlerim çareyi duvarda ararcasına öylece gezindi. Didem'in yaşlarla parlayan yeşil gözleri sürekli zihnime nüfus ediyor ve bu beni fazlasıyla üzüyordu.

+18 Kötü Çocuklar AğlamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin