"Evet, öyle." Diyerek Alev'i onayladığımda derin bir nefes aldı. "Ama..." Tam söylediklerimin üzerine bir şeyler ekleyecektimki zilin sesi tüm evi doldurdu. Dördümüzde aynı anda hışımla masadan kalktık. Elim ayağım birbirine dolaşırken gelenlerin Ayşe Hanım ve kızı olduğundan emindim."Tamam... Iıı... Söylediğimiz her şeye dikkat edelim olur mu?" dedi Didem telaşla. Ona başımı salladığımda Berfin,
"Haydi! Onları daha fazla kapıda bekletmeyelim. Ayıp olmasın." dediğinde hepimizden önce arkasını döndü ve mutfaktan çıkıp kapıya doğru yürüdü. Berfin'in arkasından bende mutfaktan çıktığımda o çoktan kapıya varmak üzereydi. Berfin kapıya varınca kapının kolunu aşağı indirdi ve kapıyı sonuna kadar açtı.
Kapıda Ayşe Hanım'la genç bir kız vardı. Kız bizim yaşlarımızda olsada gözleri oldukça yorgun bakıyordu. Siyah, gür ve kısa saçlarının özenle tarandığı oldukça belliydi. Parıldayan kahverengi gözleri hepimizi tek tek tararken küçük burnu ve dolgun dudakları dikkatimi çekti. Oldukça güzel bir kızdı. İnce beli, yapısı oldukça güzel bacakları vardı. Üstünde siyah bir taytla mavi bir kazak vardı. Kombini sade olsada şıktı.
Berfin gülümsemeye çalışarak, "Merhaba, hoş geldiniz." Dedi tatlı sesiyle. Kızın gözleri Berfin konuşmuş olsada kımıldamamış ve direkt olarak bana bakmaya devam ediyordu. Sanki gözleriyle benimle konuşmaya çalışıyor gibiydi.
"Hoş bulduk, kızım. Sizde hoş geldiniz." diyerek eve giren Ayşe Hanım bana minnettar bir yüz ifadesiyle bakmıştı. Ona gülümsemekle yetindiğimde kızda annesini takip edip içeri girdi. "Ben size güzel bir kahvaltı hazırlayayım." diyerek ellerini birbirine çırpan Ayşe Hanım'a baktık.
Ayşe Hanım zaten bizden cevap beklemiyor olacaktı ki arkasını dönüp mutfağa yöneldiğinde kızıda onu takip etmeye başladı. Bir şey yapmam lazımdı.
"Ayşe Hanım!" Diye seslendiğimde önce o sonra kızı durup bize döndüler. Şimdi ne söyleyecektim? "Aslında kahvaltıyı biz hazırlarız. Kaç kızız burada? Değil mi kızlar?" deyip kızlardan onay almak istercesine onlara baktım. Kızlar kendilerini kasarak başlarını aşağı yukarı salladıklarında Ayşe Hanım'ın kaşları hafifçe çatıldı.
Ayşe Hanım inatla "Olur mu öyle şey kızım? Biz iki dakikada hazırlarız kahvaltıyı. Şeyma gel kızım." deyince kızın ismini öğrenmiş olmanın verdiği mutlulukla daha büyük bir adım attım.
"Ayşe Hanım!" Diye seslendiğimde ikiside tekrar durup başlarını yorgunlukla bize çevirdiler. "Siz bugün izinlisiniz. Sabah anneannem söyledi." dediğimde Ayşe Hanım'ın yüzü tıpkı bir çiçek gibi soldu.
"Kusura bakmayın kızım rahatsız ettiysek. Bilmiyordum. Ee, peki. Biz gidelim o zaman." diyerek başını eğen Ayşe Hanım, kızıyla birlikte bize doğru yürümeye başladı.
Kızının yüzünde kindar bir ifade büyürken gözlerimi ondan kaçırdım.
Berfin, Ayşe Hanım'ın kalbinin kırılmış olduğunu fark etmiş olacaktıki aşırı nazik bir sesle, "Olur mu öyle şey, Ayşe Sultan! Ne rahatsızlığı, biz sen dinlen diye söylüyoruz." dedi.
Ayşe Hanım gözlerini birkaç kez kırpıp ona baktığında kapıya varmışlardı.
Ayşe Hanım tam kapıyı açmıştıki tekrar konuştum. "Ayşe Hanım, Şeyma'da bize katılsa olur mu? Kız kıza takılacağız sadece." dediğimde bu kez Ayşe Hanım'dan önce Şeyma bana döndü.
Berfin, "Aa, evet! Çok iyi olur. Lütfen kalsın bizimle." deyince Ayşe Hanım'ın yüzünde solan çiçek tekrar can buldu. Ona söylediklerimin sebebini şimdi anlayabilmeye başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
+18 Kötü Çocuklar Ağlamaz
Teen Fiction(Bu kitap argo kelimeler, cinsellik ve küçük yaşta okuyuculara hitap etmeyecek şiddet sahneleri içermektedir.) "Hikayenin sonunda hepimiz öleceğiz." Maral yapmadığı bir şey için suçlanıp okulun diline düştüğünde hayatı değişecektir. Öncesinde yakın...