Öncelikle Bismillahirrahmanirrahim. Uzun bir aradan sonra ben geldim. Söz bir daha bu kadar bekletmeyeceğim. Toparlamam gerken birkaç şey vardı. Artık sizlerleyim.
ÖNEMLİ!!
Ve şunu da ekleyeyimmm Kötü Çocuklar Ağlamaz ailesiyle bir whatsapp grubu kurmak istiyorum. Gelmek isteyenler Instagram hesabımdan bana ulaşıp kötü çocuklar ağlamaz whatsapp grubu için yazıyorum desinler!! Grubu kesinlikle kuracağım umarım çok katılım olur.
Instagram: burhannakgun
Sizi çok seviyorum.
Satır arası yorumlar atmayı unutmayın çünkü satır arası atılan yorumlara bayılıyorum.
İyi okumalar.
Instagram: burhannakgun
Beraberdik. El ele, yan yana, kafa kafaya. Beni ona, onu bana çeken ilahi bir güç vardı. O herkesten daha farklıydı.
Beraberdik. Ya Cennet, ya Cehennem.
Başımı biraz daha yaklaştırdığımda alnım onun alnına değmişti. Gözleri gözlerimin içini süzerken ne yapacağımı merakla bekliyordu. Başımı biraz daha indirdim ve büyüleyici dudaklarını sıyırarak geçip boynuna yöneldim.
Bir erkek bu kadar güzel kokmamalıydı. Boynu etkileyici bir şekilde acı çikolata kokuyordu. Burnumu boynuna hafifçe sürterken kokusunu iliklerime kadar hissetmek istedim. Derin bir nefes aldığımda kokusu şimdi çok daha yoğundu.
Ateş'in ne yaptığımı sorgularcasına bakan gözlerini göremesemde üzerimde olduklarından emindim. Onu daha fazla bekletmem beni zararlı çıkarırdı. Sapık Ateş'ten korkuyordum açıkçası.
Dudaklarımı hafifçe aralayıp boynunu dudaklarımın arasına aldım. Boynuna yumuşak bir öpücük bıraktığımda Ateş'in titrediğini hissettim. Bu onu heyecanlandırmıştı.
Geri çekildiğimde gözlerine bakıp "Beraberiz." dedim ve göz kırptım.
Ateş az önceki öpücükten dolayı şokla aralanan dudaklarını kımıldattığında onu dinledim.
"Az önce yaptığın şey her ne ise sürekli yapmanı istiyorum." dedi Ateş aç bir tavırla bana bakarken. Elini boynuna götürdü ve öptüğüm yeri tuttu. Bu çok hoşuna gitmiş olmalıydı.
"Çok beklersin canım." dedim alay edercesine bir sesle. Fakat Ateş'in yüzünde bunu gerçekten tekrar isteyen bir ifade vardı.
Ateş'in bu denli istekli bakışları beni korkutunca geri çekilip ellerimi yere bastırıp destek alarak ayaklandım. Yönümün neresi olduğunu bilmesem de Ateş'ten uzaklaşmak adına karmaşık birkaç adım attım. Kendimi büyük salonun diğer ucunda bulduğumda gözüme çarpan şey duvara montelenmiş ahşap rafların üzerinde duran çerçevelerin içindeki fotoğraflar olmuştu. Bir adım daha atıp raflarla aramdaki mesafeyi azalttıktan sonra fotoğraflarda göz gezdirmeye başladım. Gözüme ilk çarpan fotoğraf büyük bir çerçevenin içinde olanıydı.
Fotoğraf genç ve güzel bir kadının boyu dizlerine bile gelmeyen erkek çocuğunu yürütürkenki bir hali vardı. Kadının tarzı gayet hoş, yüzü de oldukça güzeldi. Büyük, çekik gözlerinin arasından dudaklarının biraz üstüne kadar uzanan burnu küçük ve yapılıydı. Dudaklarının ise fotoğraf uzaktan çekilmiş olmasına rağmen dolgun olduğu fark edilebiliyordu.
"Annem," zorlukla söylenildiğini hissettiğim ses kulaklarımdan içeri girse de idrak etmem uzun zaman aldı. Bir an keşke fotoğraflara bakmasaydım diye düşündüm. En azından Ateş'e bunu söyletmek zorunda kalmazdım. Ama hoş. En azından onun annesi halen hayattaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
+18 Kötü Çocuklar Ağlamaz
Teen Fiction(Bu kitap argo kelimeler, cinsellik ve küçük yaşta okuyuculara hitap etmeyecek şiddet sahneleri içermektedir.) "Hikayenin sonunda hepimiz öleceğiz." Maral yapmadığı bir şey için suçlanıp okulun diline düştüğünde hayatı değişecektir. Öncesinde yakın...