18: Gerçekler

35.1K 1.6K 430
                                    




Instagram: @burhanakgun_

"Eksiklik hayatlarımızda değil. Zihinlerimizin içinde."

Kalabalığın arasına tekrar girdiğimde deli gibi dans eden insanlar ritimle bana çarpıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Kalabalığın arasına tekrar girdiğimde deli gibi dans eden insanlar ritimle bana çarpıyordu. Offlayarak onları solladıktan sonra Alaralar'ı görünce adımlarımı onların yönüne çevirdim.

Bana sahte bir gülümsemeyle bakan Alara'ya bende onun gibi sahteden gülümseyip keyifle "Parti nasıl gidiyor?" Diye sordum.

Alara ve yanındaki isimlerini bilmediğim kızlar uzata uzata "Güzel." dediler. Başımı aşağı yukarı salladıktan sonra onlara sırtımı döndüm ve partiyi izledim.

Hunharca zıplayarak dans eden kalabalığın arasından Alev'in siması gözüme çarpınca durakladım. Yüzü sirke satıyordu. Saçlarıyla oynuyordu ve üzgün bir yüz ifadesiyle etrafındaki insanlara bakıyordu. Birden yanına bir çocuğun yaklaştığını gördüğümde çocuğun kim olduğuna bakmak için gözlerimi sola kayırdım.

Bu kardeşimdi. Şimdi Ali ve Alev bir şeyler konuşmaya başlamışlardı. Birkaç dakika sonra çok derin bir sohbete dalmış gibi gözüküyorlardı. Onların bu halini keyifle seyrederken hoparlörden Selin'in sesi yükseldi.

"Evet! Hepiniz bir milyon partime hoş geldiniz! Eğleniyor muyuz?" Selin konuştuktan hemen sonra herkes deli gibi çığlıklar atmış, ıslıklar çalınmış ve alkışlanmıştı. Selin evin gösterişli korkulukları olan küçük bir balkondaydı. "Ben öncelikle size teşekkür etmek istiyorum. Bugün evime gelerek beni yalnız bırakmadığınız için çok teşekkür ederim. Sosyal medyaya attığım ilk adımdan beri yolumdaki engelleri kaldıran abim; Ateş'ede teşekkür ederim. İyi ki varsın kardeşim..." Selin'in duygusal konuşması devam ederken gözlerimi ondan aldım ve Ateş'e çevirdim. Ateş'in gözlerinde belli belirsiz bir parıltı vardı. Gurur duyuyormuşçasına kız kardeşine bakıyordu.

Selin'in konuşması bittikten sonra üzerinde koca koca '1M' yazan bir kasta kesilmiş ve ardından pasta partideki herkesi parmaklamalarına maruz kalmıştı. Ateş, Alev ve ben... Üçümüzde bir köşeye çekilmiş ve partiyi sadece izliyorduk.

"NEREDE LAN O?!" Sinirli bir adama ait olan ses hepimizin kulaklarına doluştuğunda birden sessizlik sağlandı ve herkes sesin nereden geldiğini anlamaya çalıştı. Kalabalık ikiye ayrılırken aralarından üzerinde siyah bir kaput olan adam çıkmıştı. Adamın sıska bacaklarını saran bol kotu, sarı, yıpranmış botunun üzerine düşüyordu. Gözlerimi kaldırıp adama baktığımda ise henüz otuzlarında olan birisi olduğunu anladım. Saçları seğermiş olsada gözlerine baktığınızda onun hayatının baharında olduğunu anlayabilirdiniz. Adam etrafındaki her yüze dikkatle bakıyor ve aradığı yüzü bulamamışçasına bir başka yüze bakıyordu.

Sağımda ve birkaç metre uzağımda duran Ateş'in yaslandığı duvardan sıçrayıp yürümeye başladığını göz ucuyla gördüğümde önüne atlayıp onu durdurmak istedim. Fakat tüm okul buradayken bunu yapamazdım. Ateş, hızlı adımlarıyla adamın dibinde bittiğinde adam sertleşmişti. Ateş ise iki elini belinde bağlayıp boynunu gererek adama baktı.

+18 Kötü Çocuklar AğlamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin