28: Göğsündeki Cennet

34.6K 1.4K 628
                                    

İyi geceler, çiçeklerim.

Bunu gündüz okuyacak güzellerime de günaydınlarımı ileteyim.

Seviliyorsunuz! kalpkalp.

Dediğim gibi artık uzun bölümler yazacağım dedim ve yazdım. Umarım beğenirsiniz. :) Görüşlerinizi yazmayı unutmayın. Satır arası yorumlarda sohbette edebiliriz? 🥰 Tüm yorumları okuyorum.

Uzun zamandır ilk kez bir bölümü içime sinerek atıyorum. Ne bileyim? Hani sanki size istediğinizi veriyormuş gibi hissediyorum.

İnstagram: @burhanakgun_

Kitap için parodi hesapların açın da eğlenelim. Çok istiyorum. 🥺 (Oy vermeyi unutmazsanız sevinirim.❤️)

İyi okumalar...

İyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Bir şeyi kaybetmek için önce kazanmak gerekir."

"Sen gelmesen de olur."

Ateş'e ait olan ses evdeki herkesin kulaklarına ulaştığında başta Didem olmak üzere sonrasında ben buna kaşlarımı çatarak tepki verdim.

Elimdeki çantanın kayışını daha sert kavrarken Didem'in bunu asla kabul etmeyeceğinden emin olduğum için "Gelecek." diye mırıldandım.

Melih kapının dışındayken "Orada bulunması o adamların eline koz vermemiz demek." dediğinde başımı ona çevirdim. Turuncuya yakın renkteki saçları uzamış olsada düzenle taramıştı. Kahverengi gözlerinden resmen ciddiyet akıyordu fakat biliyordum. Didem ne yaparsak yapalım oraya gelmemeyi kabul etmeyecekti.

Şeyma beklemediğim bir şey yapıp konuştuğunda Ateş yavaşça başını Şeyma'nın yönüne çevirdi. "Onu tek bırakmamız da onların yararına olur."

Haklıydı. Belki de şu an bile bizi izliyorlardı ve birimizin tek kalması onu gafil avlamalarına yardımcı olmamız demekti.

Ateş sert sesiyle kızarcasına "Tek bırakacağımı kim söyledi?" dediğinde yutkundum.

Berfin'in sesi ortamı yumuşatacak kadar ince ve komikti. "Tek bırakmayacağınızı da söylemediniz." Fakat sesine nazaran yüzü sert ve her an birine saldırabilirmiş gibi bakıyordu.

"Şimdi bunu mu tartışacağız?" dedim aniden kendime hakim olamayarak.

Ali ve Alev başlarını bana katıldıklarının göstergesi olarak salladıklarında onlara göz kırptım.

"Birinin canı tehlikede ve o birisi Didem'in sevgilisi." diye söylendi Alev, Ateş'i ikna etmeye çalışarak.

"Sorunda bu." Mahir eve girip Ateş'in yanında yer aldığında onun adımlarını izledim. Attığı her adımda ardında çamurlar bırakıyordu ve bu istemsizce yarın sabah Ayşe Hanım'ın orayı paspaslayışını gözümün önüne getirmişti.

+18 Kötü Çocuklar AğlamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin