22: Kim Olayım İstersin?

33.4K 1.5K 1.3K
                                    

Sena Şener: Ölsem

İnstagram'a post attım. Yorumlara KÇA'dan geldik yazında sayımızı bilelim. İnsta: burhanakgun_

Ateş uzunca bir süre gri gözlerini üzerimde gezdirince kendimi dibi olmayan bir okyanusun yüzeyinde süzülür gibi hissettmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ateş uzunca bir süre gri gözlerini üzerimde gezdirince kendimi dibi olmayan bir okyanusun yüzeyinde süzülür gibi hissettmiştim. Bana bakıyor oluşu üzerimde fazlasıyla tuhaf bir iz bırakıyordu. Çünkü gözleri öylesine güzellerdi ki... Sanki yakamozlu bir gecenin insanlara armağanıydı gözleri.

Ondan cevap bekliyordum. Hemen yanımızda bulunup bir şeyler tartışan Didem ve Mehmet'in yüksek sesine rağmen benim kulaklarım onun sesini duymak istiyordu.

Kimdi?

Benim hayatımda hangi konumdaydı?

Cevapsız kalan yüzlerce soru beynimde bir birikinti oluşturup bana sürekli kendilerini hatırlatıyordu.

Ateş burnunu çektikten sonra gözlerini gözlerimden ayırmadan "Kim olayım istersin?" dedi. Bu ne demekti?

Sebepsiz yere utanma duygusu içimde bir yerlerde kabarırken yanaklarım kızardı. Dudaklarım hafifçe genişledi fakat kendimi gülümsemek adına tutabildim.

Ateş'in yüzünde yaramaz çocuk ifadesi var olurken dudaklarımı ıslattım. Elim ayağım resmen birbirine dolanmış ve ne yapacağımı bilemiyordum. Ne söyleyeceğimide.

Her ne kadar kendimi zorlasamda konuşmaya başladığım anda kekelemiştim. "Iıı... Ne zaman birilerinin sorularına soruyla cevap vermeyi bırakacaksın?" dedim sanki sinirlemişim gibi davranarak.

Ateş, istediği cevabı alamamış olmanın hüzünüyle dudağını ısırırken başını çevirdi ve denize döndü.

Berfin kulağıma yaklaşıp "Kız! Bu sana yürüyor, he. Benden söylemesi." dediğinde az önce Ateş'in sorusuyla yutmuş olduğum gülümsemeyi kustum ve yüzüme geniş bir gülümsemenin yayılmasına müsade ettim.

***

Berfin'le aramda çok farklı bir bağ düğümlenmeye başlamıştı. Bunu hissedebiliyordum. Sanki bugüne kadar birine en iyi arkadaşım demememin sebebi o gibiydi. Ya da ben fazla abartıyordum... Kime karşı, ne hissettiğim konusunda oldukça karışık düşünceler içine düşmüştüm. Gökyüzünü süsleyen yıldızlar kadar fazla düşünce zihnimde var oluyor ve ardından yanıt bulamadan yok oluyordu. Gümüşi gri rengindeki bulutların güneşi gizledikleri oldukça soğuk bir sabaha gözlerimi açalı yarım saatten fazla olmuştu. İlk birkaç dakika yatağımda kıvrılsamda sonrasında odamın köşesinde bulunan banyoda rutin işlerimi gerçekleştirmiştim.

Her ne kadar bugün okul olmasa bile erken uyanmak zorundaydım. Çünkü kızlarla kurduğumuz bir plan vardı. Yatağımın sağ köşesinde bulunan beyaz ahşap komedinin üzerindeki telefonum titreyince yavaş adımlarla komedine yöneldim. Telefonu açıp gelen mesajı kontrol ettim.

+18 Kötü Çocuklar AğlamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin