20: Irmak ve Deniz

35.4K 1.8K 1.2K
                                    


Şarkı: Can Ozan: "sar bu şehri"

kitap hakkında daha fazla bilgi ve sohbet için Instagram: burhanakgun_

kitap hakkında daha fazla bilgi ve sohbet için Instagram: burhanakgun_

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Küçük bir hatırlatma yıldıza basınca turuncu oluyor.

Yatağımdan zar zor ayrılabildiğimde ayaklarım soğuk parkeyle buluşup vücuduma arsız bir titremenin yayılmasına neden olmuştu. Banyoya geçerken odamdaki boy aynasında kendimle göz göze gelmiş ve berbat gözüktüğümü düşünerek yoluma devam etmiştim. Dün gece resmen gözüme uyku girmemiş, güneş yavaşça gökte belirirken uyuyabilmiştim.

Banyoya girdiğimde özenle tasarlanmış olduğu gözüme her sabah olduğu gibi bu sabahta çarpmıştı. Dişlerimi fırçalayıp, birkaç rutin işlem yaptıktan sonra tekrar odaya dönmüştüm. Dolabımın önüne vardığımda eskiden olduğu gibi kıyafet seçme zahmetim olmayacağını biliyordum. Çünkü dünden itibaren okul üniformalarını herkese göndermişti. Dün kelimesini düşünmüş olduğumu fark ettiğimde yutkunmakta zorluk çektim.

Düne dair hiçbir şey hatırlamak istemiyordum. Eğer sihirli bir değneğim olsaydı dünü hafızamdan silmeyi seçerdim. Üniformamı üzerime geçirdikten sonra aynada kendime baka baka yüzüme sade bir makyaj uyguladım. Kırmızı rujumu dudaklarıma taşırmadan sürmeye özen gösterirken odamın kapısı açılınca aynadan girenin kim olduğunu görmeye çalıştım.

Aralanan kapının aralığından içeri Ayşe Hanım girince şaşırdım. Normal şartlarda onun tek görevi yemek yapmaktı ve bundan dolayıda evde geçirdiği vakitlerin tümünde sadece mutfakta bulunurdu. Boynu bükük bir şekilde odada eminsiz adımlar ata ata yanıma vardığında ruju masaya bırakıp ona döndüm.

Titreyen bakışları beni bulunca onun bu halinden rahatsız oldum. İkimizde insandık ve ne o benden ne de ben ondan üstün değildim. Karşısında yaşı dolayısıyla oturmamın doğru olmayacağı aklıma geldiğinde ayaklandım.

Bana sanki konuşmak ister gibi bir tavırla baktığını fark edince "Efendim, Ayşe Hanım." dedim düz bir sesle.

Ayşe Hanım'ın heyecandan sertleşmiş olan yüzü bir gıdım yumuşarken ellerini üst üste koyarak karnının üzerine yerleştirdi. "Maral, kızım benim sana anlatmam gereken bir şey var." titreyen sesi kulaklarıma ulaştığında sesinde her duyguyu sezebilmiştim.

Korku.

Üzüntü.

Heyecan...

Bu farklı bir şeydi. Ya da ses tonu nedensizce bana farklı hissettirmişti. Bunu Ayşe Hanım söyleyeceklerini söylemeden önce anlamak imkansızdı. Ayşe Hanım'ın yüzünde sarsılmış bir ifadenin yer edindiğini gördüğümde çenem kasıldı.

+18 Kötü Çocuklar AğlamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin