3: GRİ

54.2K 1.9K 1.6K
                                    

İyi okumalar.

Instagram: burhannakgun

Korku midemin guruldamasına neden olacak bir şiddetle bedenime saldırdı. Parmak boğumlarımdaki kan donmuş gibi hissettim. Bu kız deliydi.

"Delisin sen." diye bağırdım.

Sınırlarımı aşmıştım. Fazla eğlenceli birine dönüşmüştüm ve genişlemiştim.

"Daha yeni başlıyoruz!"

Araba durduğunda kemerimi çözüp indim. Alev'inde indiğini arkamdan yükselen kapı sesinden anlayabildim. Lüks bir villanın önündeydik. Dış cephesi toprak rengi olan ve üzerinde beyaz işlemeler olan villa oldukça büyük görünüyordu. Bahçesi yeşil ağaçlar ile doluydu. Bahçenin büyük ve gösterişli, demirden bir giriş kapısı vardı. Alev, önüme varıp kapıyı ittirdiğinde ona baktım. Kendisinden fazlasıyla emin adımlar atıyordu ve eve daha öncede gelmiş gibiydi. Sadece kafasıyla bana döndü ve gülümsedi. Bahçe kapısından içeri adım atıp evin patikasına girdiğinde onu takip ettim. Bahçeyi yaran, taştan yapılmış ince bir yol vardı. Bu yol evin kapısına kadar uzanıyordu.

Yolu yavaş adımlarla bitirdiğimizde kapıya varmıştık. Alev parmağını kapının sağında bulunan zile bastırdı. Zilin içerideki gürleyişini biz dışarıda olmamıza rağmen duymuştuk. Zil sesi kesilir kesilmezde içeride kapıya doğru gelen ve yere sert basan birinin adımları duyulmuştu. Kapı sonuna kadar açıldığında ardında biri yoktu.

Kapı kendisi mi açılmıştı?

Ah, hayır. Bu soruyu kendime sormam bile çok aptalcaydı.

Birden kapının ardından kafasını uzatan, kıvırcık, krem renginde saçlara sahip olan çocuk korkmama sebep olmuştu. Alev ise bu durumdan pek etkilenmemiş gibi görünüyordu. Bunu sık sık yapıyor olmalı. Çocuğun, yüzü zayıftı. Çenesi düz ve dudakları inceydi. Burnu biraz uzun olsada bu onun tatlı oluşunun önüne geçemiyordu. Kardeşime benziyordu. Ya da anımsatmıştı. Kardeşimi düşünmüş olmam gözlerimde varlığını hatırlatan bir sıcaklığı tetiklemişti. Alev içeri koşar adımlarla girerken çocuğun yanağına bir öpücük bırakmış ve "N'aber, fıstığım?" demişti. Çocuk ise buna kayıtsız kalmış ve Alev'e gülümsemekle yetinmişti.

Sanki ayaklarım yere çivilenmiş gibi hissediyordum fakat birkaç saniye sonra görünmez bir el o çivileri ayağımdan, ayağımı kanata kanata çekmiş olacaktıki artık daha rahat hissediyordum. İçeriye ilk adımımı attığımda çocuğun bakışları üzerimdeydi. Çocuğun siması bana hem çok şey anımsatıyordu hemde fazlasıyla tanıdık geliyordu.

Bıkkın bir sesle, "Hoş geldin." dediğinde başımla onu selamladım ve gözlerimi Alev'i bulmaları için görevlendirdim.

Evin içerisinde lavanta kokusu vardı ama pek yoğun değildi. Evin giriş kısmı büyüktü ve yuvarlak şeklindeydi. Girişin hemen sağında üst kata tırmanan temiz bir merdiven ve merdivenin hemen altında küçük bir kulübe vardı. Diğer kısımlar ise odalardan oluşuyordu. Yuvarlak girişin en ucunda, giriş kapısının tam karşısında büyük bir kapı vardı. Alev'i bu kapıdan girerken gören gözlerim ayaklarıma emirler yağdırmış ve bende o büyük kapının yönüne doğru yavaş adımlarla yürümeye başlamıştım. Kapıya vardığımda içeride bir göz gezdirdim. Büyük bir salona açılan kapıdan geri geri adımlar atarak kaçmak istedim fakat hemen arkamda kıvırcık saçlı çocuğun varlığını hissedince bundan vazgeçip içeri girdim.

Salon gerçektende devasa bir büyüklükteydi. Parkesi griydi ve duvarlarıda parkeye uyum sağlamak adına griye boyanmıştı. Salonun sağ ucunda kocaman bir ekranı olan televizyon vardı. Televizyonda bir müzik kanalı açıktı ve yabancı bir şarkı kısık bir sesle işitiliyordu. Normalde içerisinde fazla koltuk olan odalar boğucu olurdu ama burada çok olmasına rağmen yinede geniş görünüyordu.

+18 Kötü Çocuklar AğlamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin