Episode 2: They Were Buried Under The Rubble

525 34 2
                                    

Peter ve Morgan teyzeleri ile birlikte geçirdikerli hafta sonunda sonra bir haftayı babaları ile geçirmek için Avengers merkezine gelmişlerdi. Bir hafta annelerinde bir hafta babalarında kalıyorlardı.

Tony gelen iki çocuğu ile gülümseyerek ortak salonda oturuyordu. Morgan babasının kucağında oturuyordu, Peter ise heycanla bir şeyleri anlatıyordu.
Tony: Eğlenmiş olmanıza sevindim Undreoos.
Morgan: Keşke sen ve Rhodey Amca da olsaydınız. Teyzem bizi balık tutmaya götüreceğine de söz verdi.
Peter: Baba sen balık tutmayı biliyor musun?
Tony: Bilmiyorum. Ayrıca teyzeniz benim mükemmel çocuklarımı balık mı kokutacakmış?
Morgan: Annemle küçükken sürekli giderlermiş ama baba. Teyzem bizi de götürmek istedi bu defa. Sen ve Rhodey Amca da gelin.
Tony: Tatlım benim yönetmem gereken bir şirket var.
Morgan: Ama annem hep başsız bir şirketi yönettiğini söylemiyor muydu? Şirketi sen mi yönetiyorsan annem mi?

Natasha ve Clint, Morgan'ın sorusu ile kıkırdamıştı. Tony'nin bahane uydurduğunu fark etmişti ikisi de.
Rhodey: Morgan, sonuçta baban IronMan. Önemli işleri olabilir.
Morgan: Ama teyzem asker değil mi? Orduda, onun nasıl vakti oluyor sizin olmuyor?
Tony kızına hiç istemese de gözlerini devirmişti. Rhodey ise onu gözleri ile uyarmıştı.
Peter: Morgan hiç yorulmadın mı sen? Hadi gel pijamanı giydireyim ben seni.
Tony oğluna içinden defalarca kez teşekkür etmişti.

Peter ve Morgan'ın gitmesi ile Rhodey ayaklanmıştı. Üstündeki ceketi düzelttiğinde Tony bakışlarını dostuna çevirdi.
Tony: Nereye gidiyorsun?
Rhodey: Birini Vicktoria ile konuşması lazım. Saldırı olduğu gün fazla agrasifti.
Tony ona göz devirmişti.
Clint: Fury onun eski eşinden bahsetmişti sanki.

Esmer adam kahkaha atmıştı. Tony'nin kahkahası yankılanmıştı. Rhodey arakdaşına göz devirmekle yetinmişti sadece.
Tony: Vicktoria'nın eski eşi ile tanışın; Rhodey.
Eli ile dostunu gösterdiğinde Rhodey ona bir daha göz devirmişti.

Scott: Kız kardeşlerle mi evlendiniz? İkiniz de boşandınız bir de!
Onun şaşkınlığı birkaç kıkırdamaya sebep olmuştu. Rhodey onları umursamadan garaja inmek için asansöre ilerlemişti.

Rhodey geldiği şehir merkezindeki yüksek binaya bakıyordu. Vicktoria en yukarıdaki katlardan birinde yaşıyordu. Yukarı çıktığında kapıyı Vicktoria açmıştı. Sarışın kadın karşısında duruyordu. Rhodey'e koyu mavi gözlerini devirdikten sonra kapıyı açık bırakarak içeri gitmişti.

Rhodey: Seni de görmek çok güzel Loria.
Vicktoria: Kırmızı şarap açmıştım, ister misin?
Rhodey: Olur.
Vicktoria: Ceketini çıkar, fazla resmi duruyorsun sinirimi bozdu.
Rhodey ona göz devirmişti. Salona gittiğinde yarısı bitmiş bir şarap bardağı vardı karşısında. Vicktoria elinde peynir tahtası ve bir başka kadeh ile salona gelmişti. Kahve masasına bıraktığı peynir tabağından sonra Rhodey'in kadehine şarap doldurmuştu.

Vicktoria: Neden geldin?
Rhodey: İnsan eski karısını ziyaret edemez mi?
Vicktoria: O insan sen isen mi? Hayır. Benimle konuşacağın bir konu vardır, bir şey canını sıkmıştır, bir şey benim canımı sıkmıştır oun dışında ayıkken benim yanıma gelemzsin Jim*.
Vicktoria abartıyordu. Boşansalar bile Rhodey ile sürekli görüşürlerdi. Şu an sadece sinirliydi.
Rhodey: Boşansak bile benim için önemli birisin sen Vicktoria.
Sarışın kadın sessiz kalmıştı. Ona tepki olarak sadece yarım bardak olan şarabını tek dikişte biritp bardağına yeniden şarap doldurmuştu.

Rhodey: Saldırı olduğunda, biraz fazla agrasiftin. Bir sorun mu var?
Vicktoria: Kız kardeşim boşandığı yetmiyor gibi kardeşimin ve iki küçük yiğenimin olduğu şehire saldırıldı. Agrasif olmam normal değil mi?
Rhodey: Steve'e karşı olan tavrın neydi peki?
Vicktoria: O da bir Avenger. Onu sevmem için bir sebep yok.

Rhodey'in kendi adı kadar emin olduğu bir şey daha vardı. Tony'nin Avengers'a katılması ile Avengers'a karşı bir antipatisi olmuştu Vicktoria'nın. Ajanları zaten pek sevmezdi, S.H.I.E.L.D.'da çalışanlar ile de iyi anlaşmazdı. Ama Tony'den dolayı kız kardeşine zarar gelesinden korkmuştu.

Rhodey'in ilk zırh giydiğinde bir daha zırh giymeyeceği konusunda anlaşmışlardı. Ama bir süre sonra Rhodey, War Machine olarak zırhı tamamen kendisine almıştı. Bir Avenger olup ordudan ayrılmıştı. Vicktoria'nın antipatisi nefrete dönüşmüştü.

Eşi zıhla uçuyor, birçok değişik varlıklara karşı savaşıyordu. Vicktoria defalarca bunu istemediğini söylemişti. Hatta Rhodey'in Avengers'ı bırakırsa kendisi de askerlikten emekli olacağını söylemişti. İkisi de işkolik olduğu için hiçbir zaman sakin bir hayatları olmamıştı. Vicktoria en sonunda bu sakin hayatı kabul etmişti. Çok sevdiği işini bile bırakmak istemişti kocasının güvende olması için. Ne yazık ki işe yaramamıştı. Çatlayan evliliklerini toparlayamamışlardı. Evlilikleri yıkılırken Vicktoria Potts ve James Rhodes o enkazın altında kalmıştı.

Rhodey: Steve'den o kadar nefret etmezdin ama. O bir Avenger olsa da Yüzbaşı, orduda görev yaptı ve savaşa katıldı. O bir savaş kahramanı.
Yine cevap alamamıştı sarışın kadından. Vicktoria aldığı iki dilim peynirden birini Rhodey'e uzatırken diğerini kendisi ısırmıştı.

Rhodey: Tabii, Pepper sana Tony'nin Steve'den hoşlandığını söyledi.
Vicktoria: Virginia'nın bana bir şey söylemesine gerek yok. Anthony Stark gayet belli ediyor zaten. Ayrıca elbette bana anlatacak, ben onun ablasıyım.
Rhodey: Loria, Tony'nin dürüst davranması iyi değil mi?
Vicktoria: Ne demem lazım? "Tony kardeşimi aldatmayıp boşadın, teşekkür ederim" falan mı?!

Alayla konşnuşmuştu. Bu konudan nefret ettiği belliydi.
Rhodey: Onlar anlaşarak boşandı.
Vicktoria: Doğru, eşi tarafından boşanan Potts bendim.
Rhodey: Loria-
Vicktoria: Bence bu konuyu kapatalım Jim. Şarabını iç ve git lütfen. Bardağı salonda bırakabilirsin, ben uyumaya gidiyorum.

Bardağını yeniden kafaya dikip kahve sehpahasının üstüne bırakmıştı.
Rhodey: Peynirlerin bozulmasından korkmuyor musun?
Vicktoria: Görevlere gidip duruyorum zaten, her şerkilde yarısından fazlası bozulacak. İyi geceler Jim.

Sarışın kadın gözden kaybolmuştu. Rhodey onun bu tepkisini anlayamamıştı. Vicktoria'yı tanıyordu ve böyle bir tepki vermeyeceğini biliyordu. Onu odasına çıktığına emin olduğunda kahve masasının üstündekileri alıp mutfağa götürmüştü. Peyniri kaldırdıktan sonra bardakları ve peynir tahtasını yıkamıştı. İşi bittiğinde mutfağın ışını kapattıktan sonra üst kata çıktı.

Vicktoria'nın odasına geldiğinde kapıyı tıklatmıştı.
Vicktoria: Ne var Jim?
Kapı açılmamıştı. Rhodey bunu sevmiyordu. Yine de kapıyı açmak için hamle yapmamıştı.
Rhodey: Ben gidiyorum.
Vicktoria: Neden hala gitmedin diye sormak istesem de yarın çok işim var ve bununla uğraşamam. Kaç kez söyledim bilmiyorum ama iyi geceler Jim.
Rhodey: İyi geceler Loria.

Rhodey gökdelenin otoparkına gidip yaşadığı Avengers merkezine sürmüştü. Ortak salona girdiğinde bazı arkaşlarının hala uyumadığını gördü.
Sam: Nasıl geçti konuşma?
Rhodey: Beklediğimden iyiydi.
Tony ise arkadaşını inceliyordu. Eksik olan bir şey gözüne çarpıyordu. Fark ettiği anda kıkırdamaya başlamıştı. Rhodey'in memnuniyetsiz ifadesini umursamadan bu konu ile dalga geçmeye başlamıştı.
Tony: Rhodey, ceketin nerde acaba?
Rhodey bunu o anda fark etmişti. Vicktoria'nın uyarısı ile çıkardığı ceketi onun koltuğunda unutmuştu. Tony: Nerde çıkardın ceketi Rhodey?
Clint ve Scott kıkrdıyordu. Tony'nın dostunun yanına gidip onun saçlarını karıştırarak yapıyordu bunu.
Rhodey: Abartma Tony. Vicktoria ile şarap içtik o sırada çıkarttım. Huylarını bilmiyor musun?
Tony: Alkol de almışsınız.
Rhodey bunu daha fazla umursamamya karar verdi. Tony'nin ellerinde kendisini kurtarıp odasına gitmeyı tercih etmişti.

*Rhodey'in adı James Rhodes biliyorsunuz, comiclerde de "Jim" lakabını kullandığını görmüşsünüzdür. Vicktoria'nın ona böyle seslenmesini istedim. Bu da böyle bi nottu.

BitterSweet RoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin