Episode 25: Maybe She Needed A Little Cry

288 28 27
                                    

24 ve 25. bölümleri birlikte yayınladım, çok bağlantılılar. Eğer okumadıysanız 24'ü okuyun yoksa anlam karışıklığı olur. İyi okumalar :)

Carol Danvers içinden olanları anlamaya çalışırken Vicktoria ise zehirli sözlerini hazırlıyordu. Bıkmıştı artık. Rhodey ve Nick'in sürekli belli konularda yalan söylemesinden bıkmıştı.
Vicktoria: Sen de, Nick de aynısınız. Gitmeyeceğinizi söylmeyip gidiyorsunuz, yalan söylemediğinizi idda edip gerçekleri gizliyorsunuz!

Rhodey ve Nick bu durumdan hiç memnun değildi. Vicktoria ikisini de en iyi tanıyan kişiydi bu odada. Ağzından çıkacak bir tek kelime bile birçok şeyi yerle bir edebilirdi.
Rhodey: Vicktoria! Yalan söyleme-
Sarışın kadın onun bitirmesine izin verecek değildi. Rhodey kendi evlilikleri boyunca ona bir tek zırhlar konusunda yalan söylemişti. Ama Carol'un bilemdiği belki de onlarca şey vardı. Bir kadın olarak bunlara sessiz kalamıyordu.

Vicktoria: Kendini kandırma Jim. Sevgilinin haberi var mı boşandıktan sonra bile benden ne kadar zor koptuğundan.
Sessizlik derinleşmişti. Vicktoria'ya bakıyordu tüm gözler. Ama bu gözlerin başında Carol Danvers'ın gökyüzü mavisi gözleri vardı. Vicktoria ne anlatıyordu ve neden şimdi anlatıyordu?
Vicktoria: Boşandıktan bir süre sonra sürekli bana gelip gittiğini. Ben her ne kadar yeniden bir duygusal bağ istesem de seksten başka bir şey olmadığını biliyor mu ellerinden foton patlamaları çıkartan sevgilin? Bunu bir yıl kadar devam ettiğini sonrasında benim artık sadece seks istemediğim için bittiğini biliyor mu? Ya da sen o kadınla ciddi bir ilişki yaşamaya karar vermeden bir hafta önce gelip benimle saatlerce yattığını biliyor mu?

Rhodey gözlerini yumdu. Vicktoria'nın zehirli sözlerinin Carol'un canını yaktığını biliyordu. Vicktoria'nın da amacı bu değil miydi? Hem canı yanan sadece Carol değildi. Vicktoria'nın da canı acıyordu. Belli ki bu acıyı daha fazla kaldıramıyordu bedeni. Göz yaşları ondan izinsizce akmaya başlayacaktı nerdeyse.

Rhodey: Vicktoria, yeter.
Vicktoria: Yeter! Neden ona karşı dürüst davranmıyorsun Jim?
Tony dilini ısısrdı. Rhodey'in bu konuları Carol ile konuşmuş olduğunu umuyordu. Ama yanılmıştı.
Rhodey: Vicktoria, daha fazla konuşma. Dönülemeyecek bir hata olsun istemiyorum.
Sarışın kadın koyu mavi gözlerini kırpıştıdı. Gözlerindeki öfke yerini hüzüne bırakmıştı. Canı yanıyordu. Kalbini söküp parçalıyordu hayatında olanlar.
Vicktoria: Merak etme. Daha fazla bir şey söylemeye niyetim yok. Sevgiline açıklamayı da sen yaparsın. İlişkinize karışmak istemiyorum. Dürüst ol Jim. Ve bir karar ver.
Haklıydı. James Rhodes'in bir karar vermesi gerekiyordu.

Vicktoria'nın gözünden bir dama yaş aktığında Rhodey ve Nick için dünya durmuş gibi oldu. İkisi de bunun olmasından nefret etmişti. Bu kadın niye ağlıyordu ki? Ağamak için fazla narindi. Vicktoria bu dünya için fazla narindi, bir gül gibi. Ve her gül gibi kendisini koruyan dikenlerle çeviriliydi.

Sarışın kadının göz yaşlarını silmek için bir adım atmıştı Nick Fury. Ama Vicktoria onun kendisine yaklaşmasına izin verecek değildi. Aksine, Nick'in adımında bir adım gerilemişti.
Vicktoria: Sakın bana yaklaşmaya kalkma. Sen de ondan daha iyi değilsin.
Sözleri iki adam için de sertti. Ama bunu umursamamıştı. Canı fazlasıyla acıyordu. İkisinin de canını yakmak istemişti.

Pepper: Abla-
Vicktoria: Beni bir süre rahatsız etme Madeline*, dinlenmek istiyorum. Buraya sadece doğum günü kutlamaya gelmiştim. Böyle bir niyetim yoktu. Üzgünüm Steve, buraya geldiğimde böyle olacağını bilimiyordum.
Suçluluk duygusu hissediyordu. Hadi ama sadece Steve ve Fury'nin doğum günü için gelmişti buraya. Arabayı Avengers merkezine doğru sürerken aklından bile geçmemişti. Neden onun üstüne gelmişlerdi ki. Sorun çıkarmak istemediği halde sorun çıkartmıştı. Bunu istemiyordu. Birinin doğum gününü mahvetmişti. Bu her ne kadar nefret ettiği biri olsa bile bunu hiç istememişti.

BitterSweet RoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin