Ordu karargahına giren büyük araç tüm askerlerin diakkatini çekmişti. İçeriğini sadece çok az kişinin bilebileceği bu araç gazetecilerin de ilgisini çekmişti. Vicktoria bu aracın otoparka girmesini beklemişti. Sert adımlarla aracın önüne gittiğinde askerlerinden aracı açmasını beklemişti. Büyük aracın arkasından çıkan devasa yeşil yaratıkla gülümsemişti.
Vicktoria: Abomination...
Kendi kendine mırıldanmıştı. Karşısındaki eski askerlerinden birini görmüştü. Emil Blonsky ya da Yüzbaşı Blonsky, General Potts'un en başarılı ve zeki askerlerinden birisiydi. Thaddeus Ross'un ona süperasker serumu enjekte edince Abomination'a dönüşmüştü. Bruce Banner'ın aksine kendi haline dönemiyordu. Bu yüzden gözetim altında, şehirden uzak bir yerde tutuluyordu. Ama Vicktoria Potts'un isteği ile gelmişti.Vicktoria ofisine gittikten sonra hızlıca bir mesaj atmıştı. Eski askerlerinden biriyle daha görüşecekti. Mesainin bitmesini beklemeyi tercih etmişti. Askerleri ile ilgilenmesi gerekiyordu şimdi.
Vicktoria işten çıktıktan sonra eski askerlerinden biriyle görüşmüştü. Bir süre sonra kız kardeşine gitmek için bekliyordu. Araba kullanmak istemediği için Pepper onu alacaktı. Kız kardeşi ve yiğernleri ile vakit geçirmeyi seviyordu.Güzel ve sakin geçen akşam yemeğinden sonra Pepper mutluydu. Ablasına iş hakkındaki konuları açmak istese de Vicktoria Potts bu konuyu hızlıca kapatmıştı. İki sarışın kız kardeş salonda ellerindeki şarap kadehleri ile otururken Vicktoria ayaklanmıştı.
Vicktoria: Yiğenlerime bir bakacağım.Peter'ın odasına girdiğinde Peter'ın elindeki bilgisayar oyunuyla onadığını gördü.
Vicktoria: Pete?
Peter: Teyzecim?
Vicktoria Peter'ın yatağına oturup yiğeninin saçlarını karıştırdı. Peter bundan memnun olmasa da teyzesinin ilgisini seviyordu. Evlat edinildiğine en çok korktuğu şey aile üyeleri tarafından kabul edilmemkti. Ama Vicktoria Potts tüm sevgisini Peter'a yüklüyordu.Vicktoria: Nasılmış bakalım benim yakışıklı yiğenim.
Peter teyzesiyle sohbet etmeye başlamıştı. Kulaklıklarını çıkartıp oyun konsolunu bırakmıştı. Vicktoria yiğeninin anlattıklarını dikkatle diniliyordu. Okulda olan sorunlar, Peter'ın hoşalndığı biri var mı yok mu binları her daim bilirdi Vicktoria.Peter'ı dinlerken masanın altındaki bir şey dikkatini çekmişti. Peter'ın çöp kutusunda neden kıyafet vardı? Bir yandan yiğenini dinlerken çöp kutusundaki parlak kırmızı mavi kıyafeti almıştı. Peter teyzesinin o kıyafete uzandığını fark ettiği anda durdurmak istemişti ama başaramadı.
Vicktoria Potts elindeki kostümün SpiderMan kostümü olduğunu anlamıştı. Sertçe yutkunmasına karşın Peter'ın açıklamasını dinlemek için ona dönmüştü. Kumral genç aklına gelen onlarca bahanelerden birini düşünürken en mantıklısını bulmaya çalışıyordu.
Peter: Sadece kostüm teyze, biliyorsun SpiderMan'ı seviyorum.
Vicktoria buna inanmak istedi. Buna gereçkten inanmak istiyordu. Ama Peter'ın yalan söylediğini mimiklerinden bile anlayabiliyordu. Mimiklerinden öte elindeki kostümü tuttuğu anda anlamıştı.Vicktoria: Peter Benjamin Stark, elimdeki köstümün bir Stark teknolojisi olduğunu anlamayacak mıyım ben!?
Peter dudaklarını birbirine bastırdı. Bunu tahmin etmemişti. Teyzesini kandırmak zordu. Vicktoria gözlerindeki yaşlara engel olamadan siyah pantolonunun cebindeki telefonu almıştı. Arabası olmadığı için onu alması için güvendiği birisine mesaj atmıştı.Wade Wilson, motoruyla geldiğinde Vicktoria hızlıca kasklardan birini almış ve Wade'in arkasına binmişti. Wade: Komutanım Avengers merkezine gitmek istediğinize emin misiniz?
Vicktoria: Sadece sür Wilson.
Wade sessiz kalmıştı. Komutanı sesi çok sinirli gibi geliyordu. Bu öfkeyi kendisine çekmesine hiç gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BitterSweet Rose
FanfictionMCU'nun karşımıza güçlü ve devlete bağlı adamları koyması ve onların Avengers'ı yok etme çabalarını izlememizi düşündüm. Peki bu bir kadın olsaydı? Avengers'ın karşısına güçlü ve devlete bağlı bir adam yerine bir kadın çıksaydı? marvelfanfic #1 13...