Episode 71: Birthday Cake

85 16 8
                                    

Eylül'ün bitmesi ile hava fazlasıyla soğumuştu. 6 Ekim* geliyordu. Bu tarih Tony ve Vicktoria için önemliydi. İkisinin de birlikte çalışmayı kabul ettiği ve tartışmadıkları tek gündü bugün. James Rhodes'in doğum günü. Her yıl Tony bir parti düzenlemek isterdi. Vicktoria bu partiye katılmazdı ama küçük ve aile arasında bir akşam yemeği yerlerdi. Son aylarda yaşadıklarından sonra büyük bir organizason yapmak istemişti Tony. Vicktoria buna karşı çıkmamıştı. Hazırlıkların hepsiyle tek tek ilgieniyordu. Rhodey söz konusu olduğunda bu kadar iyi anlaşıp çalışabilmeleri ise diğerleri için tuhaftı.

Tony: Elektronik davetyeleri gönderdim.
Vicktoria: Anneme haber verdim. Birkaç güne burda olacak. Ben alırım.
Esmer adam başını sallamıştı. Sonrasında holografik ekrandan bazı pasta görüntüleri göstermeye başladır. Vicktoria, Tony'nin abartacağını biliyordu. Pastlardan bir tanesi fazlasıyla gerçekti bir şekilde yapılmış Rhodey'in kafasıydı.
Tony: Benim favorim bu.
Vicktoria: Bu korkunç!
Tony: Hadi ama sen bu adamla evlisin, nasıl korkunç olur? Her gerçek boyutlarıyla yapıldı bu.
Vicktoria: Doğum günü olan kişinin kafasını yemek çok saçma çüntü Tony. Ayrıca evliydik.
Derin bir nefes vererek oturduğu yerden kalkmıştı Vicktoria. Tony'nin cümlesindeki yanlışı düzeltirken bunu yapmaktan nefret ettiğini de fark etmişti.

Tony: Aynı evde kalıyorsunuz, ayrı odalarda yatmadığınza dair bahse bile girerim. Rhodey yüzüğünü hala takıyor. Seninki sağ elinde ama hala parmağında. Evli gibi takılıyorsunuz.
Vicktoria bildiği gerçeklerin yüzüne vurulmasıyla kenarda duran bardağını eline aldı. Şarabından büyük bir yudum alarak kendisine biraz zaman kazandırmak istemişti. Tony haksız değildi. Rhodey'le evlendikleri zamanlardaki gibilerdi yine. Ama aralarındaki bu tuhaf duruma bir isim koymamışlardı.
Tony: Haklı olduğumu biliyorsun. Vicktoria Potts asla benim haklı olduğumu kabullenmez, en azından sesli olarak.
Vicktoria: Asla da kabullenmeyecek.
Tony serseri bir şekilde gülümsemişti. Vicktoria'ın ağzından haklı olduğunu duyamayacaktı ama sarışın kadın onun haklı olduğunu biliyordu ve bundan rahatsızdı. Bu Tony Stark için yeterliydi.

Tony: İstersen Rhodey'e sana evlenme teklif etmesini söyleyebilirim.
Vicktoria: Saçmalama Stark.
Gözlerini devirse de 22 yıl önceki anıları gözlerinin önüne gelmişti. Rhodey'in ona evlilik teklif ettiği günü unutması mümkün değildi zaten. Vicktoria için o gün unutulmazdı.

Tony: Yapmaya hevesi olduğunu biliyorsun. Neden isetemediğini anlamıyorum...
Holografik ekrana dönmüştü. Birkaç saniye bekledikten sonra Tony çikolata kahvesi gözlerini hızlıc Vicktoria'ya çevirdi.
Tony: Sen teklif ederse "Hayır" demeyi mi düşünüyorsun!?
Esmer adamın yüzünde resmen bir dehşet vardı. Bunu beklemiyordu. Vicktoria'nın sessiz kalamsı ise onun daha çok dehşete düşmesini sağlamıştı.

Tony belki Vicktoria ile iyi anlaşmıyor olabilirdi. Ama Vicktoria Potts, Tony Stark'ın hayatında önemli bir yere sahipti. Yiğenlerinin teyzesi, onca yıllık eşi ve dostunun ablası ve en yakın dostunun aşık olduğu kadındı. Rhodey ve Vicktoria arasında sıradan bir ilşki yoktu. İkili birbirlerine derin bir aşk, sevgi, saygı, sadakat ve tutku ile bağlıydı. İkisinin aşkı herkesi hayran bırakmaya yetecek bir aşktı. Zor ve engebeli onlarca yollardan geçmiş ve yirmi yıllık bir evliliğe imza atmışlardı. Belki ikisi de bu kadar inatçı olmasalardı hala evli olacaklardı.

Tony ikisinin aşkına hayardı. Pepper'dan ayrılmasının nedenlerinden biri buydu. Eşini sevmişti, ona saygı ve sadakatle de bağlıydı da. Ama delicesine sevdiğini hissetmemişti. Pepper'dan bu hissi yaşamayı alamazdı. Onu yeterince çok sevmeyen bir adam olarak bu kadını bu hayata mahküm edemeyeceği için ayırlmak istemişti.

Tony: Cevap vermiyorsun, neden peki?! Neden yeniden evlenmeyi istemiyorsun ki?
Sesindeki üzüntü ve öfke olduğu belliydi. Dehşeti sesine de yansımıştı. Bu beklemediği bir tepkiydi.
Vicktoria: Sakin ol Stark önce.
Tony'nin sağlık sorunlarını ve panik ataklarını yakından görmüş birisi olarak onu sakinleşmesi gerektiğini biliyordu. Şu anda kriz geçirmesi için iyi bir zaman değildi.
Vicktoria: Jarvis, Rogers'ı çağır.
Yapay zeka sarışın kadını onaylamıştı. Vicktoria Tony'ye derin nefesler almasını söylüyordu ve onunla birlikte derin nefesler alıyordu.

Steve hızlıca alt kataki salona girmişti. Tony'yi derin nefesler alırken bulduğunda hızlıca yanına giderek ona sarılmıştı. Tony'den uzun olduğu için esmer adamı kendi bedenine bastırması ve saçlarının içinde ellerini gezdirmesi zor olmamıştı.

Vicktoria gözlerini bir süre Tony'de tutmuştu. Esmer adamın sakinleştiğini gördüğünde kenardaki kırmızı şarabına uzandı ve bardağın yarısında kalan şarabı bitirdi.
Steve: Ona ne söyledin!?
Sesindeki panik ve endişe belliydi. Aşık olduğu adam söz konusu olduğunda Vicktoria'ya karşı saygısını korumayı unutmuştu. Bu Steve'in normalde yapmayacağı bir şeydi.
Vicktoria: Sakin ol Rogers. Sadece bir soru için istemediği cevabı aldı.

Steve'in olayı analmadığı belliydi. Tony ise hala bu durumu sindirmeye çalışıyordu.
Tony: Evet çünkü Vicktoria Potts, Rhodey ile yeniden evlenmeyi isemediğini söyledi.
Steve bunun Tony'yi neden bu kadar rahatsız ettiğine şaşırırken söylediklerine de şaşırmıştı. İkisini şu anda bile evli olduğuna inanmamak zor bir durumdu.
Vicktoria: Ben öyle bir şey demedim Stark!
Kaşlarını çatmıştı Vicktoria. Tony'nin laflarını yanlış anladığını fark etmişti o zamanda. Gerçi haksız değildi, açıklma yapmamıştı.
Tony: Ne demek istedin o zaman!?
Ses tonu Vicktoria'nin sininirlerini bozsa da dilini ısırmakla yetindi. Tony'nin kafasına bir şey atmak istemiyordu şu anda. Sonra da yapabilirdi bunu.
Vicktoria: Jim'le evlenmeyi elbette istiyorum. O benim hayatımın aşkı.
Yüzünde buruk bir gülümseme oluşurken koltuğun kenarında oturdu. Tony, Vicktoria'nın bedenini yavaş yavaş kaplayan üzüntü ve umutsuzluğu hissederken Steve'in kollarından ayrılmıştı biraz.

Vicktoria: Ya yine aynı şeyler olursa?
Sarışın kadın korkularından birisini dile getirdi.
Vicktoria: Ya Jim benden yine boşanmak isterse? O zaman ne olur Stark? Yine yürütemezsek, yine kavga edersek, yine birbirimizin sevgisini tüketirsek...
Bunlar Tony'nin aklına gelmeyen detaylardı. Vicktoria'nın bu konudaki endişelerinde haklı olduğunun farkındaydı. Her şeyi düzeltme umudu ile eve giden Vicktoria boşanma evraklarını imzalamıştı. Bunun yükünü üstünden nasıl atabilirdi ki?
Tony: Peki öyle olmazsa?
Vicktoria: Bunun garantisini kimse veremez Stark.
Tony: General Potts hiçbir engelden kaçmazdı.
Vicktoria gülümsemişti. Bu samimi bir gülümsemeydi.

Vicktoria: Neden bu konuya bu kadar taktın Stark. Jim bir plan yaptıysa sana kesin söylemiştir.
Konuyu değiştirmek için bunu söylediği fazlasıya belliydi. Tony onun bu istediğine uymak için değişen konuya devam etti.
Tony: Bir plan olsa bile sana bunu söyleyecek değilim.
Vicktoria: Öyle olsun bakalım, şu pastalara devam edelim.
Tony: Diyorum sana bunu yapalıyız.
Aşırı gerçekçi pastayı yeniden gösterirken Vicktoria belirgin bir şkeilde gözlerini devirmişti.
Vicktoria: Son kez söylüyorum Stark; Jim'in kafasını yemeyeceğiz!

İkisi atışmalaırna geri dönmüşken Steve ökyanuz mavisi gözlerim ile ikisine bakıyordu. Aralarındaki bu tuhaf bağa hayranlık duymadan edemedi. Bir saniye önce her şeyi konuşabilirlerken bir saniye sonra Vicktoria, Tony'nin kafasına vazo fırlatacağından bahsediyordu. Aralarındaki nefret-nefret ilişkisinin bahsettikleri gibi bir şey olmadığının farkındaydı. Aile bağları bu nefreti yok etmek için fazlasıyla kuvvetliydi.


*6 Ekim 1968 Rhodey'in doğum günü, hikayemizde de aynı şekilde. Ve 2017 yılında olduğumuz için şu anda doğum gününde 49 yaşında olacak.

Bu arada Tony ve Vicktoria bölümü oldu bu bölüm ve bunu tamamen bilmeden yaptığımı fark ettim.

BitterSweet RoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin