BitterSweet Rose

Episode 76: If She Was My Soldier, She Would Never Have Done This

Steve de diğer herkesi gibi endişeliydi Peter onun çocuğu olmayabilirdi ama değer verdiği birisiydi. Onu bulmak istiyordu. Aklına gelen fikir aslında onlara en çok yardımı dokunabilecek kişiydi.
Steve: Stephen'ı arayamaz mıyız? O bize yardım edebilir sonuçta?
Sarışın adamın fikri aslında gayet mantıklıydı. Stephen, yüce büyücüydü. O burda olsaydı Peter'ı bulmaları dakikalar sürerdi sadece.
Vicktoria: Stephen şu anda başka bit boyutta. Boyutlararası bir şeylerle ilgileniyormuş yüce büyücü olarak.
Clint: Nerden biliyorsun?
Vicktoria: Sesli mesaj kutusu böyle söyledi.

Friday: Bayan Rhodes, Bay Fury burda.
Vicktoria: Bu kata al Friday.
Sarışın kadın bardağnda son kalan şarabı da bitirmişti. Rhodey bir süre önce şişesini elinden aldığı için yeniden dolduramıyordu ne yazık ki.
Natasha: Firday neden Stark'a haber vermiyor şu anda?
Bu herkesin dikaktini çekmişti. Firday ve Jarvis her konuyu Vicktoria'ya söylüyorlardı önce. Tony arka planda gibiydi.
Tony: Aile Yetkisi, etkinleştiren kişi deaktive edene kadar öncelik o kişidedir.

Steve: Bu yetkiyi niye oluşturmuştun ki?
Tony: Stark Yekisi Jarvis'in güvenlik duvarı sayesinde soyadı ya da soyu Stark olmayan kimsenin alamayacağı bir yetki. Bu yüzden Aile Yetkisi ve Avenger Yetkisi* oluşturdum.
Hope: Avenger Yetkisi mi?
Tony: Size verdiğim kitapçıkları okuyanınız yok mu?
Esmer adam, tüm Avenger üyelerine bu kitapçıkları vermişti. En azından Friday'i nasıl kullanacaklarını ve merkezin belli özelliklerini anlatıyordu. Kimse o kitapçıkları okumamıştı ve Avenger Yetkisi'nden haberleri yoktu.

Nick'in asansörden inmesi ve Vicktoria'yı kolları arasına alamsı konuşmayı değiştirmişti. Sarışın kadn bu sarılmaya izin verdi. Nick Fury endişeliydi.
Nick: Sen iyi misin?
Vicktoria: Olucam.
Memnuniyetsiz bir şekilde yeniden yerine sindi Vicktoria. Nick Fury ise onun yanına oturmuştu.
Nick: Elimizde neler var?
Clint, eski patronuna olanları hızlıca açıklamaya karar verdi. Fury duyduğu bazı bilgilerle şaşırıyordu. Özellikle Sharon Carter'ın durumu onu fazlasıyla şaşırtmıştı.

Vicktoria ayaklanmıştı. Onunla birlite Rhodey de ayağa kalkınca gözlerini devirdi.
Vicktoria: Nick, Avengers'a söylediğin bir yalanı açıklama zamanı.
Anlamsız gözler onu bulduğunda Vicktoria yüzüne sinsi bir gülümseme takındı.
Vicktoria: "S.H.I.E.L.D.'ın Uçan Kuşu"nu çağırdım. Tony, senin labaratuarını kullanıyorum.
Salondan çıkarken Nick Fury'nin bir küfür savurduğunu duymuştu. Asansörün kapısı kapanmadan önce ise duyduğu son cüme yine Nick Fury'nin ağzındandı.
Nick: Phil Coulson yaşıyor.

Vicktoria labaratuarın sterile edilmesine gülümsemişti. Hızlıca üstüne beyaz bir önlük geçirip saçlarını bir Japon tokası ile bağladı. Logan, Wade, Yelena ve John'dan alınan kan tüpleri burdaydı. Vicktoria dikkatlice geliştirdiği ilaç karışımını oluşturmaya başladı. Bu işlem sürecinde çok dikkatli olması gerktiğini biliyordu. Tek bir yanlışında her şey mahvolabilirdi. İlaç hazır olduğunda kan tüplerinden bir damla alıp mikroskopa yerlerştirdi.

İlk önce Wade'in kanı vardı önünde. Wade'in mutasyonu inanılmazdı. Hücreler süreki kendilerini yeniliyorlardı ve hiçbir şekilde yok edilemez hale geliyorlardı. Oluşturduğu ilaçtan bir damla kana damlatıp izledi Vicktoria. İlaç anında hücrelerin yenilenmesini durdurmuştu. Aynı şekilde Wade'in kanseri de geri gelmişti ve tüm hücreleri öldürüyordu.

Vicktoria ilaçtan memnun olmuştu. Bu defa Wade'in kanının bir kısmını bir tüpe aktarmıştı. Tüpün içine birkaç mililitre ilaçtan koydu. İlaç anında kanı azaltmaya başlamıştı. Tüpteki kan siyaha dönüşmüştü ve bir süre sonra tekrardan eski rengini almıştı. İlaç tam istediği gibiydi. Belli bir miktarı tüm güçleri silebilecekken birazı sadece belli bir süre için geçerliydi.