BitterSweet Rose

Episode 18: Unexpected Promotion

Vicktoria Potts ofisine giren Thaddeus Ross ile ayağa kalkmıştı. Karşısındaki bu adamı hiç sevmese bile üssü olduğu için saygu gösteriyordu. Kendi ofis sandalyesinden kalkarak Ross'un karşsındaki sandalyeye geçti.

Cenazeden bir hafta sonra Thaddeus Ross yanına gelip oan bir şeyler anlatmıştı. Ama Vicktoria üssü olmasını umursamadan bu konudan uzak durması gerekitğini ve askerlerine yaklaşırsa canını yakamak için elinden geleni yapabileceğimi söylemişti. Tabii o sırada askeri binada olmamaları ve mesai saatlerinin bitmiş olması da bu duruma açıklık getiriyordu.

Bir hafta daha sonra Ross odasında ne arıyordu peki?
Thaddeus: Terfi ediyorsun. Artık Tuğgenereal değil Tümgeneralsin.
Sarışın kadın kaşlarını çatmıştı. Bun beklemiyoru.
Vicktoria: Teşekkür ederim General Ross, ama amacınız nedir?
Thaddeus: Seni bu yüzden saviyorum Potts, zekisin ve sonuç odaklısın. Senden yeni bir takım kurmanı istiyoruz. Uluyan Komandolar'ın yerini alacak. Adına ne demek istersen sen bilirsin. Orduda 107. Piyade Alayı oalrak bilinecek. Tamamen senin istediğin şartlarda senin istediğin askerlerle kurutacak.
Vicktoria kaşlarını daha da çatmış olsa bile bu taklifi sevmişti. Thaddeus Ross'un ondan istediği orduya bağlı bir Avengers kurmasıydı. Bunu başta kendisi yapmak için bir hamle yapacak olsa da bu konularda pke iyi değildi. O yüzden birisine yaptırmayı daha anlamlı bulmuştu.

Bu şanslı kişi de Vicktoria idi. Thaddeus Ross onu diğer kişiler gibi kontrol edemeyeveğini biliyordu. Vicktoria'yı kimse kontrol edemezdi. Yine de bu işi en iyi yapabilecek kişi Vicktoria Potts'du. Terfi ise sadece göz boyamak içindi. Bir de bu duruma olavak itirazların azalmasını sağlamak içindi. Vicktoria'ye yetki verieise kendisi yerine o açılan ağızları kapatabilirdi sonuçta.
Vicktoria: Walker dışında 107. Piyade Alayı'nda bulunan askerler yer değiştirmeli. Geçek kişleri ben seçerim ve hiçbir şekilde karışılmasını isteme. Benim biliğim olacaksa her şeye ben karar vermek isterim. Eğer siz dahil General Ross bu işe karışırsanız ertesi gün emekliliğimi isterim.
Thaddeus: Sadece tüm gözleri üstümüze çekmeden hallet bu işi. Ordu tarafından kabul görecek kişiler olsun.
Vicktoria: İkisi dışında hepsini ben eğittim, o ikiliden biriyle de yılalrca birlikte çalıştım. Hiçbiri benim sözümden çıkmazlar. Ama benden başkasını da dinlemezler.
Thaddeus Ross bu durumdan memnun mu olsa yoksa bu projesi tamamen mi iptal etse emin olamamıştı. Gerçi artık çok geç gibiydi. Vicktoria Potts çoktan kafasında hesaplar yapmaya başlamış görünüyordu. Tek yapılacak şey bu gösteriyi izlemek olabilirid sadece.

Üstüne giydiği sivil kıafetle hızlı bir şekilde yürüyordu Vicktoria Potts. Gitmek istediği yer belliydi. Alteha'nın eviydi ya da Wade'in değimiyle Kör Al'ın evi. Kağıyı tıklarrığında yaşlı kadın açmıştı kapıyı.
Al: Wade arkadaşın gelmiş.
Wade: Benim tek arkadaşm sensin Al!

Sarışın kadın ikisine de göz devirmişti. Bunlarla uğraşmak gerçekten kendisini yoruyordu.
Vicktoria: Benim Wilson.
Salonda üstündeki PowerPuff Girls pijamalarıyla yatan Wade anında ayağa kalkmıştı. Gerçi bu durum komik görünüyordu ama komutanına karşı saygısız olamazdı.
Wade: Komtanım. Geleceğinizi haber vermediniz. Al, sen odana geçsene.
Yaşlı kadın Wade'in bu haline şaşırsa da homurdanarak odasına geçmeyi tercih etti. Vicktoria ise içeri geçerek Wade'in yanına gitti.
Vicktoria: Hoskins'i kaybettim.
Wade: Cenazeye gelemediğim için üzgünüm komutanım.
Vicktoria: Sorun değil. Buraya cenaze hakkında konuşmak için gelmedim.
Wade'in bakışları ciddileşmişti. Komutanının ne dediğini anlamıyordu ama yine de bu durumda onun yanında olması gerektiğinin farkındaydı. Vicktoria ona aklındaki planları anlatırken Wade hayaran kalmıştı. Hayatında tek saygı duyduğu kişinin neden Vicktoria olduğunu kendisi de yeniden anlamıştı.
Vicktoria: Geri dönüyor musun?
Wade: Komutanım, sizi asla yanlız bırakmam.
Sarışın kadın gülümsedi. Wade'i ikna edebileceğini biliyordu. Ama asklındaki diğer kişiler için daha fazla seyehat etmesi gerekiyordu.