Episode 79: Three People

77 14 2
                                    



Ashford'la yaptığı toplantıdan sonra Vicktoria kolundaki nikotin bandını çıkarttı. Bir süre sonra yenisini alacaktı Rhodey'deAshford'la yaptığı toplantıdan sonra Vicktoria kolundaki nikotin bandını çıkarttı. Bir süre sonra yenisini alacaktı Rhodey'de. Evangeline'nin gelmesi de işine yaramıştı. Sia onu bulmak için elinden geleni yapacaktı.


Evangeline: Magneto ve Polaris'e haber vermeliyiz.
Kadının lakapları kullanması ile göz devirdi Vicktoria.
Vicktoria: Gerek yok.
Evangeline: Ne demek gerek yok. Lady Death onlara ulaşacaktır. Bağlantı kurmak zor değil Potts.
Vicktoria: Sia salak bir kadın değil. Erik Lehnsherr gibi birisini karşısına almaz. Onun gibi bir mutantı karşısına alabilecek, çocukları dışında, iki belki üç kişi var.
Evangeline gözlerini devirdi. Vicktoria kendisinden ve Charles'dan bahsediyordu. Bir de Emma Frost, garçi sarışın kdın bunu yapmaması gerektiğini biliyordu. Erik'i karşısına alabilecek kişiler azdı. Bu mutantın gücü dışında mutantlar üstünde sahip olduğu saygı ve yönetme gücü fazlaydı. Erik politik bir silah olabilecek birisiydi.


Vicktoria, Rhodey'den aldığı diğer bir nikotin badını koluna yapıştırıp bedenini koltuğa bıraktı.
Scott: Hala neden saldırmadığımızı anlamıyorum...
Söylenmişti. Vicktoria bakışlarını ona çevirdiğinde ise Scott yerine sindi. Vicktoria'dan çekiniyordu.
Kate: Osborn salak bir adam değil. Bir yere saldırdığımız anda Peter'ı taşıyacak. Onu ülke dışına çıkarmaması istediğimiz en önemli şey. Şu anda Peter burda. Ve burada kalması birinci önceliğimiz.
Gözlerini Scott'un üstünde tutarak açıklamıştı. Scott ise başını sallamakla yetindi.

Steve: Madem Sia, Erik'i karşısına alamıyor. O bize yardım edemez mi?
Gözlerini devirdi. Avengers'a mutatları açıklamaktan yorulmuştu.
Tony: Edemez. Etmemeli. Mutantlar arası ikinci bir taraflanma büyük bir avaştan başka bir şeye yol açmaz.
Esmer adama açıkladığı için içinden teşekkür etti. Konuşacak hali kalmamıştı Vicktoria'nın.
Vicktoria: Friday, kardeşim nasıl?
Friday: Bayan Potts ne yazık ki hala ağlıyor Bayan Rhodes.
Derin bir nefes verdi. Onun yanına gitmek istiyordu. Ama Peter'ı bulmadan bunu yapamazdı.

Cebinden bir kağıt çıkartıp karaladığı notlarından birini daha yazdı. Sonrasında not kağıdını kaldırdı.
Vicktoria: Evangeline, burda bir evim var. Oraya gideceksin. Burnunu bile dışarı çıkartırsan seni Sia'nan önce ben öldürürüm.
Evangeline onu onaylayıp ayaklanmıştı. Vicktoria ise giden kadına kısaca baktı. Sia'nın onu öldüreceğine emindi. Evangeline'i bir süre daha koruması gerekiyordu sadece. Ondan sonra, işi bitecekti. Evangeline'nin ölüsü ya da dirisi onun için farklı kalamdığı zmaan ölmesinde bir sorun yoktu. Evangeline'e güveniyor da değildi. Sadece bir araçtı. Asla önemi olmayacaktı.

Vicktoria: Sia'ya bir hediye gönderme zamanı geldi.
Rhodey kaşlarını çatarak ayaklana Vicktoria'ya baktı. Kadının zihnindekiler merak ediyordu.
Vicktoria: Logan, Wilson ikiniz gelin benimle. Kayıt istemiyorun.
İki yapay zeka onu onaylamıştı. Vicktoria'nın şu anda yapabilecklerini tahim eden üç kişi vardı. İkisi onunla geliyordu. Bir de Nick Fury tahmin edebilirdi. Vicktoria Potts'un kranlık tarafını onlar bilebilirdi bir tek.
Nick: Ben de geleceğim.
Ayaklanan adamla göz devirmişti. Gelmek istiyorsa gelebilirdi. Ama diğerlerinin gelmemsi gerekiyordu. Vicktoria onların bu yapacaklarını öğrenmesini kaldıramazdı.

Rhodey: Loria.
O da gelmek istiyordu. Vicktoria'yı yanlız bırakmak istemedi. Onunla olmak istedi.
Vicktoria: Konuşalım.
İkili toplntı odalarından birine girmişti.
Rhodey: Gelmem izin ver. Seninle olayım.
Adamın gözleri dolmuştu. Bedei bu kadar enişeyle ne yapacağını bilimiyordu. Peter, Tony ve Vicktoria... Bu üçü için endişeliydi.
Vicktoria: Jim, gelemezsin.
Rhodey: Ne olursa olsun. Sana karşı düşüncelerim asla değişmez.
İki eli ile sevdiği kadının yüzünü tuttu. Vicktoria ise bakışlarını ona çevirmişti. Sol eliyle Rhodey'in yanağını okşadı.
Vicktoria: Bana aşkla bakıyorsun.
Rhodey: Hayatımın aşkısın çünkü.

Yutkundu sarışın kadın. Birbirlerine aşık olan bir çiftti onlar. Hiçbir şey bunu değiştrimemişti.
Vicktoria: Seni, Avengers'ı tehdit ettim, Steve'in emekli olmasını sağlayı kalkanı aldım, sizin canınızı yaktım, en yakın arkadaşının canını yakmak için detaylı planlarım oldu her zaman, seni ve sevdiğim herkesi bırakıp Afganistan'a gittim, Sharon'u boğdum...
Yaptıklarını saydığında içinde tuhaf bir his oluşmuştu. Pişman mıydı? Vicktoria pişman olmazdı. Belki de bazıları için üzgündü sadece.
Vicktoria: Bütün bunlara rağmen bana aşkla bakabilyorsun.
Rhodey: Ben seni hep severim Loria'm.
Vicktoria gülümsedi. Gözleri dolmuştu. Rhodey'in sevgisi, belki de ailesinden sonra onu hayatta tutan tek şeydi.
Vicktoria: Birazdan yapacaklarımı görürsen beni sevmeyeceksin...
Rhodey: Hayır, hep seveceğim.

Adamın hızlı cevabı ile burukça gülümsedi. Keşke böyle olabilseydi, değil mi? Rhodey'in oalcakları gördükten sonra onu sevmeyeceğini biliyordu. O böyle şeyleri sevmezdi. Ordudan ayrılmasındaki nedenlerden biri de bu değil miydi?
Vicktoria: Ben bile kendimi sevemiyorum, senden aynı şeyi nasıl beklerim?
Biraz yükselerek Rhodey'ın dudaklarına ufak bir öpücük bıraktı. Sonrasında da başını sevdiği adamın göğüsüne yaslayarak sarıldı.
Vicktoria: Lütfen, sadece beni bekle.
Rhodey başını salladı. Vicktoria'nın istediklerini yapmak istedi. Onu hala sevebilmesi için ne gerekiyorsa yapardu.


Sorgu odasının önüne geldiğinde diğerleri içerdeydi. Sandalyeye bağlı olan Sharon ne olduğuu merak ediyordu. Odanın içine iki kamera kurulmuştu. Vicktoria içeri girip derin bir nefes verek sandalyeye oturdu. Kayıt başladığını biliyordu. Dudaklarından dökülen kelimeler azdı. Baş hareketi ile Wade ya da Logan'a işaret veriyordu.


Kayıt bittiğinde kalkıp kameralardaki kayıt kartlarını aldı. Gözlerini yerdeki Sahron'a çevirmişti.
Vicktoria: İlgilenin. Kimse görmesin.
Logan ve Wada onu onyalmaışlardı. Nick Fury ise hala odada bekliyordu. Sharon'un gidişiyle kalan kan birintisine baktı. Vicktoria'ya doğru adımlardı. Ona sıkıca sarılmıştı. Nick Fury, kardeşinin bu karanlık yanına alışmış bir insandı.

Vicktoria onun da çıkmasını istedi. Gözlerini yerdeki kana çevirdi. Bir damla göz yaşı damlamıştı kanın içine. Pişman mıydı ki? Bilmiyordu. Sakince bakışlarını tavana çevirdi.
Vicktoria: Burayı temizletin Jarvis.

Sonrasında umursamayan bir şekilde çıktı sorgu odasından. O korkunç, karanlık, acımasız kişiliğini odanın içinde bırakmıştı.. Evangeline'nin gelmesi de işine yaramıştı. Sia onu bulmak için elinden geleni yapacaktı.


Vicktoria aşırı gergin. Ne yaptı acaba..?



BitterSweet RoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin