Episode 17: Break Down In Funeral

290 30 0
                                    

Cenazeden tüm ordunun haberi olmuştu. Lemar'ın ailesi ile John konuşmak istemişti. Başladığı günden beri yanında olan silah arkadaşını kaybettiği için berbat hissediyordu. En yakın arkadaşını kaybetmişti, bu kolay değildi. Her aldığı nefeste kendisini daha fazla suçluyordu. Yapabileceği bir şey olmamasına rağmen içindeki berbat his onu terk etmeyecek gibiydi.

S.H.I.E.L.D. için cenazeden haberdar olmak zor olmamıştı. Nick Fury ve Maria Hilll özellikle bulunmak istemişlerdi cenazede. Pepper sayesinde önceden duyan Avengers üyelerinden de gidenler olmuştu. Başta Rhodey olmak üzere Steve, Tony, Carol, Sam ve Bucky ordaydı. Pepper, Morgan'ı getirmek istemediği için gitmemişti cenazeye. Peter'ın da cenazeye gelmesine izin verilmemişti.

Askeri üniformalar ve Amerikan bayrağına sarılı bir şekilde getirilen tabuttan sonra üstündeki bayrak katlanarak Lemar'ın annesine teslim edilmişti. Cenaze kalabalıktı. Ama katılanların kaçı gerçekten ordaydı?

John Walker, kısa bir konuşma yapmıştı, sonrasında konuşma yapma işi Vicktoria'daydı. Eğittiği askerlerin ölümlerina alışıktı. Onun askerleri en iyisiydi. Bir işin peşindelerse asla bırakmazlardı. Bu yüzden hazır bir konuşması vardı. Bu konuşma ordunun karşısında okumaya uygun olsa da içindeki hisleri dışarı vurabildiği bir konuşma değildi.

Vicktoria: Başçavuş Lemar Hoskins'in tüm eğitimini ben verdim. Eğittimin en başarılı askerlerimden birisiydi. Bugün onun cenazesinde olması hiçbirimiz istemezdik. Onun gittiği yerde mutlu olacağına inanmaktan ve bunun için dua etmekten başka yapabileceğimiz bir şey yok.
Konuşmasını fazla uzatmadan indi sahneden. Tepede parlayan güneşin askine siyah güneş gözlükleri ile duruyordu. Gözlüklerini seviyordu. Günlerdir uyumadığı için berbat haldeki göz altlarını kapatıyordu.

Vicktoria'nın kısa konuşmasından sonra onun içinin yandığını bilen az kişi vardı. Cenazeye katılan eğittiği askerleri biliyordu, Nick Fury ve James Rhodes biliyordu bu durumu. Sarışın kadını en iyi tanıyanlardaı onlar, değil mi?

John Walker yanına gelen komutanına eğilerek konuştu. Sesindeki çatallaşmış ton fark edilmeyecek gibi değildi.
John: Öldürdüm komutanım. Lemar'ı öldürenleri ödürmeden gelmedim karşınıza.

Vicktoria dudaklarını birbirine bastırdı. Elini sakince John'un koluna doğru götürüp onu okşamıştı. Bu dostane bir okşama değildi, bu aile olduklarını belli eden bir dokunuştu. Yanındaki sarışına adamı rahatlatmak içindi.

Bir saat kadar sonra cenaze dağılmaya başlamıştı. Kalanlar çok azdı. Cenazeye uzaktan katılan Barney Barton ve Frank Castle kimsenin onları göremeyeceği bir yerden izliyordu olanları. Nick Fury ve Maria Hill katılan Avengers üyeleri ile birlikte uzak bir köşede duruyorlardı.

John ve Vicktoria Lemar'ın ailesi ile ilgileniyorlardı.
Vicktoria: John, Hoskins ailesine evlerine kadar eşlik edin.
107. Piyade alayının diğer askerleri de bu emre dahildi. Komutanları onları kibarca kovuyordu yanından. Mezarın başında biraz yanlız kalmak istiyordu belli ki.
John: Siz nasıl isterseniz komutanım.
Ona karşı gelemdi John, aksine istediğini sorgusuz yerine getirdi.

Vicktoria onlar gittikten sonra yanına gelen Frank Castle'a çevirdi bakışlarını. Gözlerindeki gözlük sayesinde Frank komutanının ağladığını göremiyordu.
Frank: Komutanım.
Vicktoria: Castel.
Frank: Sizi görmeden gitmek istemedim.
Sarışın kadın buruk bir gülümseme ile Frank'ın koluna dokundu. Onun yanında olmasından fazlasıyla memnundu.

Vicktoria: Dikkat et kendine Frank. Bir daha bir cenazeye katılmak istemiyorum.
Frank: Söz veremem komutanım.
Vicktoria başını iki yana sallamıştı. Frank'la bir süre daha konuştuktan sonra ona da gitmesini söylemişti. Yanlız kalmak istediğini bahane etmişti.

BitterSweet RoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin