Episode 23: Like Little Baby Sister

307 28 42
                                    

Roberta Rhodes, evine dönmeye karar vermişti. Vicktoria'nın onu götürdüğü doktorlar yaşlı kadının doktorları ile görüşecekti. Bu yüzden Vicktoria'nın da Rhodey'n de içi rahattı. İkisi de şu anda apayrı binalardaydı. Gerçi günün ilerleyen saatlerinde S.H.I.E.L.D. merkezinde bulşacaklardı. General Potts toplantı istemişti. Diğerleri de buna uymak zorundaydı.

Toplantı odasına son girenler Avengers ekibi olmuştu. Gayet büyük olan masanın başında Vicktoria otuyuyordu. Kendi birliği de ordaydı. Bu birçoğunu rahatsız etmişti. Toplantıya tüm Avengers'ın gelmesi iyi olmuştu. Daha Thor'un bile olanlardan haberi yokken hepsi birden buraya gelmek istememişti.

Vicktoria: Hoş geldiniz Avengers. Biz de Nick'le yaptığımız konuşma için sizden fikir alacaktık.
Sarışın kadın gayet profesyonel davranırken Nick Fury'nin yüzündeki ifade diğerlerine bu konuşmanın nasıl geçeceği hakkında fikirleri olmuştu. Vicktoria Potts, onları buraya sinir etmek için çağırmıştı. İlk saniyeden de başarılı olmuştu.
Natasha gözlerini Yelena'ya dikmişti. Clint ise Barney Borton'a memnuniyetsiz gözlerle bakıyordu. Bucky ve Sam ise John Walker'a dikmişlerdi gözlerini. Rhodey, Tony ve Carol ise gözlerini Vicktoria'da tutuyorlardı.

Maria: Başlamk için neyi bekliyoruz?
Sessizliği Maria Hill bozmuştu. Herkes konuşmka için birbirini bekliyordu. Bu iyi değildi çünkü kimse gerçekten burda olmayı önemsemiyordu.
Vicktoria: Askeri doktorumuz gelene kadar.
Nick Fury gözünü devirmişti. Vicktoria'nın akında ise yine bazı planlar vardı. Bunları uygulamaktan çekinmiyordu.

Çok geçmeden açılan kapıdan kumra bir kadın girmişti. Gözünün önüne gelen kahkülleri eliyle biraz ayırdıktan sonra bakışlarını gyet büyük masaya çevirmişti. Masada oturan onlarca kişiyi gördüğünde endişesinin vücudunu ele geçirdiğini hissedebiliyordu.
Betty: Özür dilerim, uzun süredir burda bulunmuyorum yolları karıştırmışım.
Cümlesinin sonuna doğru sesi kısılmıştı. Açık mavi gözleri Bruce Banner'ın kahverengi irisleri ile buluştuğunda bulunduğu odadan anında çıkmak istemişti. Yine de yapamayacağını biliyordu.

Vicktoria: Tanımayanlar için, Doktor Elizabeth Ross. Bizim askeri doktorumuzdur kendisi. Ve yine bilmeyenler için, General Ross'un kızıdır. Betty, lütfen James'in yanıa geç.
Kumral kadın tek boş koltuk olan Logan'ın soluna yerleştiğinde karşısındaki Black Widow'u görmüştü. Şansına Natasha Romanoff öldürücü bakışlarını onun yerine başka birinin üstünde tutmayı tercih etmişti.

Vicktoria yaptığı bu akıl oyunundan zevk alıyordu. Bruce Banner'ın aklı ile oynamak eğlenceliydi. Sadece o değildi. Yanında hediye olarak Natasha Romanoff da gelmişti. Kızıl ajanın Bruce Banner'a karşı hissettiği romantik çekim kıskançlığa sebep oluyordu. Bunu izlemek eğlenceliydi. Ne kadar can yakıcı olabileceğini de biliyordu. Aynı şeyleri Carol ve Rhodey ile yaşamaya devam ediyordu.

Nick: Sen hiç akıllanmayacak mısın?
Vicktoria: S.H.I.EL.D. gibi mi? Sanmıyorum. Çünkü sırlarını hiç bitmiyor. Kazdıkça daha fazla buuyorum.
Nick: Elinde hangi ajanımız var, bunu bizle paylaşmak zorundasın.
Vicktoria meydan okuyan bakışları ile Nick Fury'ye bakıyordu. Tek gözlü bu adamı yeterince kızdırıp kızdırmadığını sorguluyordu kafasında.
Vicktoria: Ben hiçbir şeye mecbur değilim.
Nick: Evet mecbursun!

Elini masaya vurarak ayaklandığı anda Vicktoria'nın hemen yanındaki sandalyede oturan Wade sırtındaki katanasını almıştı eline. Hızlı bir şekilde Vicktoria Potts ve Nick Fury arasına yerleştirmişti katanasını. Kılıcın ağız tarafı Nick Fury'ye dönüktü.
Wade: Komutanımın bırak üstüne yürümeyi, ona sesini bile yükseltirsen sen burda parçalara ayırmaktan çekinmem tek gözlü piç!

Wade'in komutanına olan düşkünlüğü tekdir edilesi olsa da böyle bir ortamda silah çekilmesi kimsenin iyiliğine olmazdı. Aksine üç kuruluşu da tehlikeye sokabilirlerdi. Bu yüzden Vicktoria onu durdurması gerektiğini biliyordu. Avengers'la gireceği bir savaş olacaktı. Ama bunun szölü ve politik bir savaş olmasını tercih ederdi.
Vicktoria: Wilson, katananı kaldır yerine. Nick Fury sadece sinirlendi.
Wade ikinci bir uyarıya gerek kalmadan karanasını sırtına geri yerleştirmişti. Koltuğuna geri oturduğunda Vicktoria onun omzuna dokunarak sakinleşmesini sağladı biraz olsun. Wade'in delirip kendisini ve burdaki herkesi yaralamasını kimse istemezdi.

Nick: Protokoller-
Vicktoria: Hadi ama Nick, birbirimizi kandırmayalım. Neden burda ben varım? Neden diğer generallerden biri değilde General Potts burda? Diğer bir şekilde anarsak Sürtüklerin Kraliçesi.
Başta Rhodey olmak üzere odadaki birçok kişi bu lakaba göz devirmişti. Yine de kimse Vicktoria'nın sorusuna cevap vermemişti. Sarışın kadın yüzündeki sinsi gülümsemesini koruyarak bakışlarını herkeste gezdirdi. Sonrasında da Nick Fury'ye baktı koyu mavi gözleriyle.
Vicktoria: Çünkü ben protokolleri hiçe sayan birisiyimdir. Ben her şeyi çöpe atıp direkt savaşırım. Kim olursa olsun.
Rhdeoy bu sözden sonra gözlerini devirmişti. Ama Vicktoria tehditkar bir ifade ile Carol'a bakıyordu. Carol ise gökyüzü mavisi gözlerini Vicktoria'ya dikmişti.

Toplantının devamı gergin geçmişti. Hekes diken üstündeydi. Buna Vicktoria'da dahildi. Kendisini en iyi tanıyan kişilerden ikisi burdaydı. Bir de ona hayatları pahasına güvenen bir birlik.

Nick Fury ve Rhodey onu iyi tanıyorlardı. Onlardan kaçması bazen ikmansız hale geliyordu.
Vicktoria: Elinteki tüm adresler bunlar mı?
Elindeki kağıdı iyice incelemişti. Bakışlarını kağıtta tutarak sormuştu bu soruyu.
Nick: Evet.
Aldığı cevaptan memnun olmamıştı. Kaşlarının altından iğneleyici bir şekilde bakışlarnı Nick Fury'nin üstünde tutyordu.
Vicktoria: Bana yalan söyleme.
Nick: Yalan değil.
Vicktoria: Ben Stark, Rogers, Hill ya da Coulson değilim. General Ross hiç değilim. Seni tanıyorum Nickholas, yalan söylediğinde alayabilirim.
Nick: Ben de seni tanıyorum Millicent.
Sarışın kadın elindeki kağıdı masaya bırakmış çatık kaşları ile Nick Fury'ye bakıyordu. Şu anda onu boğazlayabilirdi...

Bunu neden yapmadığını kendisi de bilmiyordu.
Vicktoria: Bana bir daha o isimle seslenirse hakkında sahte kanıt oluşturup seni terörist ilan ederim.
Nick: Bunu yapamazsın, en azından bana yapamazsın. Seni senden bile iyi tanıyorum.
Vicktoria: 28 yıl öncesinde kaldı senin o tanıdığın kadın. Buna alışsan iyi edersin.
Sözleri sertti. Nick'in anlayabileceği bir sertikt sadece bu.

Vicktoria: Barton.
Cint istemsizce bakışlarını ona çevirmişti. Ama Vicktoria'nın seslendiği kişinin kendisi olmdığını biliyordu. Onun yerinde kızıl saçlı oan Barton'a seslenmişti.
Barney: Komutanım.
Vicktoria: Gidelim artık. Castel, Doktor Ross'a evine kadar eşlik edeceksin.
Frank: Emredersiniz komutanım.
Betty bunu istemediğini söylese de pek bir işe yaramamıştı. Odadan ilk çıkan Vicktoria olurken diğer ordu üyeleri onu takip etmişti.

Clint: Bu kadın üstümüze oynamayı bırakmayacak mı hiç?
Tony: Dünyama hoş geldin Barton. Bunu o kadar uzun süredir çekiyorum ki...
Rhodey dostunun omzunu sıvazlamıştı ama bakışları Nick Fury'deydi. Vicktoria onun canını yakmıştı. Nick Fury'nin bile canı yanabiliyordu demek. Kim bilebirdi ki bu tek gözlü adamın Vicktoria'ya değer verdiğini?
Rhodey: Fury-
Nick: Gerek yok Rhodey. Her zamanki Milli işte. Cam gibi keskin, kor kadar kızgın ve kurt misali saldırgan.
Rhodey bu cümle ile gülümsemişti. Bu Nick Fury'nin cümlesi değildi aslında. Ona da birisi alıştırmıştı. Vicktoria Potts'u en iyi tanıyanlardan birinin sözleridi bunlar. Burdaki üç kişi biliyordu bunu. Nick Fury, James Rhodes ve Tony Stark biliyordu sadece.

Arthur George Potts, bu sözleri büyük kızı için sarf etmişti. Ona göre Vicktoria Millicent Potts; Cam gibi keskin, kor kadar kızgın ve kurt misali saldırgandı. Bu yaşlı adam kızını çok iyi tanıyordu. Rhodey ve Tony bu adamla tanışma fırsatları olmamıştı. Potts kadınlarının babası bir suikaste kurban gitmişti. Nick ise onun yanında çalışmıştı yıllarca. Bu yüzen Vicktoria'yı tanıyordu. Orduda geçirdiği yıllarını Arthur Potts'la geçirmişti Nick Fury. Onun biricik kızına eğitimler vermişti.

Komutanından Vicktoria ve Virgina'yı dinlemişti. İkisini de bu sayede çok iyi tanıyordu. Ama Vicktoria onun için hep özel olmuştu. İlk öğrencisiydi, kız kardeşiydi. Nick Fury'nin kız kardeşi yoktu. Olsaydı bile Vicktoria olmasını isterdi bu kişinin. Vicktoria Millicent Potts, Nickholas Joseph Fury'nin küçük kız kardeşi olmuştu her zaman.


Bu ikisinin geçmişi için çok heycanlıyım... Nick ve Vicktoria arasında ne var acaba?

Rhodey ve Carol'u birlikte görmek Vicktoria'nın canını yakıyor. Ama Vicktoria'da Betty'yi, Yelena'yı ve Barney'i getirip Avengers'ın canını yakmaya devam ediyor...
Bu işin sonu nereye varacak acaba?

BitterSweet RoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin