Stephanie testlerden olumlu sonuçları aldığı anda Vicktoria'yı ameliyata almak için gereken işlemleri tamamlamıştı. Sabah 4'te ameliyat başlamıştı. Herkesin itirazı vardı bu konuda. Ama bunlar Stephanie'yi durdurmaya yetmezdi. Vicktoria onu bu yüzden çağırmıştı. Bu ameliyatı yapmasına güvendiği iki kişiden birisi olduğu için.
Ameliyathane kapısında ise onlarca kişi endişe ile bekliyordu. Pepper bu kişilerin başında geliyordu. Sakin görünse bile içinde fırtınalar koptuğunun herkes farkındaydı. Hayatı boyunca abalsına sahp olmuştu Pepper. Annesinin yokluğunda ablası vardı. Babasının yokluğunda ablası vardı. Pepper için ablası her daim ordaydı. Tehlikeli hayatına rağmen her daim ordaydı. Şimdi ise kapıların ardında kesip biçiliyordu. Bu defa Pepper abalsı için ordaydı. Tıpkı ablası her yaralandığında orda olduğu gibi...
Nick Fury endişeleri içini yerken dışarıdan buz dağı gibi görünmede gayet başarılıydı. Kimse onun gerçekten ne kadar endişeli olduğunu söyleyemezdi. Etrafta attığı voltalar ve arada bahçeye çıkması dışında gayet sakin görünüyordu. Kafasının içinde yankılanan düşünceleri kimse bilemezdi. Kimseyle konuşmuyordu, kimseyle göz göze gelmiyordu. Endişesi fark edilebilirdi ama içten içe kendisini suçladığını kimse bilmiyordu.
Pişmanlıkları aklındaydı. Ne olurdu o gün komutanı ile olsaydı? CIA'e geçemsine gerek var mıydı? O zaman Milli ile arası da bozulmamış olurdu. Milli gitmezdi bu tehlikeli göreve o zaman. Gitse bile Nick yanında olurdu, kız kardeşini korurdu. Tıpkı komutanına verdiği sözdeki gibi. Ama olmamıştı. Herkes gibi o da yaptığı seçimlerin mahkumuydu.
Tony kiminle ilgileneceğini aşaşırmış bir şekildeydi. Bir yanda gözü Pepper'ın üstündeyken Rhodey'nin de yanında ayrılmamaya çalışıyordu. Telefondan sürekli ona sorular soran Peter ise işini daha da zorlaştırıyoru sanki. En azından Steve yanındaydı ve ona yardım ediyordu.
Alex ameliyathanenin kağısından bir an bile ayrılmamıştı. Özlem odasından ameliyatı izlemek istediğini söylese de buna kesinlikle izin vermilmemişti. O odaya sadece doktorları almışlardı. Stress yüklüydü Alex. Bir yanı burdan çıkıp bir orman içinde istediği kadar bağırıp çağırmak isterken diğer yanı Vicktoria'yı bırakma ihtimalini düşünmek bile istemiyordu. Bu tıpkı ona olan aşkı ve arkadaşlığı gibi ince bir çizgiydi. Hangisini seçerse seçsin acı içinde olacağı bir seçim yapmalıydı. Yine de yapımıyordu. Alex sadece durmakla yetiniyordu.
Erik, Charles'ın zoru ile çıkmıştı hastaneden. Etrafında metalden yapılmış her şeyi hissediyordu. Her birini parçalarına ayırıp etrafa saçmak istiyordu. Hastanenin temellerinde olan demirleri, içeride bulunan her bir metal parçasını hissediyordu. Her yeri yıkmak istiyordu. Öfkesine engel olamıyordu. Vicktoria'nın bu ameliyatı olmasına engel olamadığı için öfekliydi kendisine. İçindeki endişeyi öfke ile dile getiriyordu. Erik her daim böyle birisi olmuştu. Duygularından en kolay gösterebildiği öfkeydi. Birçok kişi onun mizacını sert bulsa da bu pek doğru sayılmazdı. Erik belli kişilere karşı gayet sabırlı, sakin ve şefkatle yaklaşıyordu. Bu kişlerin sayılı olması ise ayrı bir hikayeydi. Vicktoria ise bu kişler arasındaki tek insandı. Erik belli mutantlar ve Vicktoria dışında kimseye böyle davranmıyordu.
Stephen doktor olmasından faydalanarak gözlem odasına girmişti. Kendisi dışında onlarca doktor burdaydı. Bazzıları gidip geliyordu sürekli. Bruce Banner, Cristine Palmer, Betty Ross ve Helen Cho da burdaydı. Dördü ameliyatı yapamyı reddetmişti ama böyle büyük bir ameliyatı izlemeyi kaçıramazlardı. Aynı zamanda harhangi bir acil dururmda müdehale etmek için yakında durmak istiyordu hepsi. Stephen ise onlarlal aynı fikirlerde olsa da içerideki iki kadını merak ettiği için de burdaydı. Bir yandan sedyede yatan Vicktoria, bir yandan Vicktoria'nın sırtında oldukça kritik bir bölgede çalışan ablası. Duygularını göstermese de soğuk terler akamya başlamıştı vücudundan.
Stephanie ameliyat başladığında beri aşırı gergindi. Daha önce de Vicktoria'yı ameliyat etmiş olmasına rağmen bir daha yapacağını asla düşünmüyordu. Vicktoria onun sadece eski sevgilisi değildi, dostuydu. Dostu olan birini bu şekilde ameliyat masasında görmeyi sevmiyordu. Bu yanlış geliyordu kendisine. Saki bir hata vardı. Düzeltlmesi gerekn bir hata.
İç sesi ve endişelerini kapının dışında bırakmıştı. Vicktoria değildi önündeki sedyede yatan kadın. Sadece bir hastaydı. Stephanie'nin en iyi şekilde ameliyat etmesi gerek bir hasta. Çünkü o bir Strange'di. Alanının en iyi cerrahlarındandı. Başarısız olmayı kaldıramazdı. Ama endişeleri ve korkuları onunla köşe kapmaca oynuyordu sanki. Ameliyatın stressi yetmezmiş gibi bir de dostunu ameliyat etmenin stresi vardı. Tek bir yanlış hamlesi ise dostunu öldürebilirdi.
Rhodey ise herkesten daha garip davranıyordu. Vicktoria ameliyata alındığından beri ağzını açmamıştı. Tony onunla konuşmaya çalışsa da durumu toparlamaya yetmemişti. Rhodey onun yanında durmasına bir şey söylemiyor, dostunu endişelendirecek şeyler yapmıyordu. Hiçbir şy yapmıyordu. Sessizce ameliyathane kapısının önünde oturmuştu. Ne yerindn kımıldamıştı ne de bir kelime çıkmıştı ağzından. Bu etrafındakileri artık ürkütmeye başlayacak bir seviyedeydi. Kimseye bakmıyordu. Gözlerini sadece karşısındaki beyaz hastane duvarına dikmişti. Aklından geçenleri herkes merak ediyordu.
Rhodey bile ne düşündüğünü bilmek istemiyordu. Kendi düşüncelerinden kaçmaya çalışıyordu. Sürekli eski anılarını düşünüyordu. Vicktoria ile mutlu olduğu anıları. Anıları düşündükçe Vicktoria'nın içeride bilinçsizce yattığı geliyordu aklına. Endişeleri ve kokruları gün yüzüne çıkıyordu, düşüncelerinde kaçıyordu. Yeniden en başa dönüyordu döngü, yeniden Vicktoria ile mutlu bir anısını düşünmeye çalışıyordu. Saatlerdir aynı döngüdeydi. Bu döngüden kaçmak için çabalamıyordu. Düşüncelerin üstüne de gitmiyordu. Ne yaptığından kendisi de emin değildi. Sadece deniyordu, sadece çabalıyordu.
Kendisine söyler vermişti Rhodey. Vicktoria ne zaman böyle bir eşikte olsa kendisien sözler verirdi. Daha fazla vakit geçireceklerine dair. Onu hiç üzmeyeceğine dair. Evli oldukları yıllarda sürekli bakmasını söylediği ama unuttuğu o sızdıran musluğa anında bakacağına dair... Sözlerin bazılarını tutmuştu. Diğerlerini tutmasına da kader izin vermemişti. Rhodey denemişti... Vicktoria için her şeyi yapmayı denemişti.
İkisi de birbirlerine iyi geliyordu. Bunu kimse inkar edemezdi. Vicktoria her daim ilk önce Rhodey'e koşardı. Tıpkı Rhodey'in de ilk önce Vicktoria'ya koştuğu gibi. Arkadaşken, ilişklerinin ilk zamanlarında, nişalılarken, evlilikleri boyunca, boşandıktan sonra... Bu hep böyle olmamış mıydı? Ne Vicktoria gidebilmişti ne de Rhodey. İkisi de birbirleirni tutuyorlardı. İkisi de birbirlerinden uzaklaşmak gibi bir risk alamıyorlardı.
Peki ya kaderin onlar için başka planları olduğu gerçeği neden peşlerini bırakmıyordu. Ya bu defa kader onları ayırırsa? İkisi de ne yapacağını bilmiyordu. İkisi de bu ihtimai asla düşünmek istememişti. Bu yüzden birbirlerine karı fazla korumacılardı. Rhodey, Vicktoria'ın tehlikeli saha görevlerine gitmesini istemiyordu, gitse bile geri planda kalamsını istiyordu. Vicktoria ise Rhodey'in zırh, kendi terimiyle metalden bir tabut, giymesini istemiyordu. İkisi de birbirleri için endişelenerek harcamışlardı ömürlerini.
Ama her şeye rağmen birlikte mutluydular. Kavgalarına, endişelerine, korkularına rağmen mutlulukları asla onalrı tek etmemişti. Çoğu kişiye nasip olmayacak bir ayrıcalıktı. Belki de birçok kişinin yaşayamayacağı kadar büyük ve tutkulu bir aşk yaşıyorlardı. Ayrı olsalar bile aşkları hiçbir zaman bitmemişti ki...
Bakalım ameliyat sonucu ne olacak?
Bu aralar baya yoğunum, yeni bir okula başladım ve inanılmaz karışık birşeyler yapmam gerekti. Ne yqzık ki elimdeki yedek bölümlerin sonuncusuydu bu. Haftasonu boyunca bölğm yazmaya çalışacağım ama 55 bölümden sonra biraz tuhaf oluyor.
Bu arada hala işlememe gereken belki de onlarca konu var ama o konulara gelene kadar bölümler hakkında tam da bir planlamam yok. (ben ne olacağını biliyorum ama nasıl yazabilirim onu bulamaya çalışıyorum kısaca)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BitterSweet Rose
FanfictionMCU'nun karşımıza güçlü ve devlete bağlı adamları koyması ve onların Avengers'ı yok etme çabalarını izlememizi düşündüm. Peki bu bir kadın olsaydı? Avengers'ın karşısına güçlü ve devlete bağlı bir adam yerine bir kadın çıksaydı? marvelfanfic #1 13...