Episode 4: Rose Scented Woman

411 32 4
                                    

Rhodey berbat bir baş ağrısı ile uyanmıştı. Dün gece olanları tam hatırlamasa da biraz hatırlıyordu. Saate baktığında öğleden sonraya geldiğini gördü. Dün gece Friday'in kitldiği telefonunu almaya gerek duymadan kendisini duşa atmıştı. Mutfağa gidip Tony'nin akşamdan kalma olduğu zamanlarda yaptığı zift gibi kahvelerden birisini yapmıştı. Elindeki kahve fincanı ile ortak salona gittiğinde şanslı olduğunu gördü. Kimse orda yoktu. Uzun bir süre rahat olacağını düşünmüştü ama Tony'nin gelmesi ile gözlerini devirdi. Arkadaşı konuşmadan önce Rhodey müdehale etmişti.

Rhodey: Başım ağrıyor Tony.
Tony: Merak etme seninle uğraşmayacağım. Neyin var Rhodey?
Rhodey: Dün Pepper ile biraz konuştuk, Vicktoria hakkında.
Tony: İkinzin boşanması benim de beklemediğim bir şeydi. 20 yıl evli kaldınız, ondan önce de tanışmanız ve ilişkiniz de var. Yaklaşık 23 yıldır birlikteydiniz.
Rhodey onun haklı olduğunu biliyordu. Kendisinin bile beklemediği bir şeydi boşanmak. O gün aklına gelince daha kötü oluyordu.


"Rhodey elindeki kağıtlar ile evine gelmişti. Geri artık evi olmayacaktı burası. Kapıyı açtığına Vicktoria'nın onu beklediğini gördü. Sarışın kadın koltukta oturmuş eşini bekliyordu.

Rhodey belki onu son defa böyle görecekti. Avukat ona kağıtları posta ile göndermeyi teklif etse de Rhodey bunu istememişti. Vicktoria'ya kendisi vermek istemişti bu haberi.
Vicktoria: Jim!
Rhodey burukça gülümsedi. Vicktoria ona doğru gidip sarılmıştı. Eşinin saçlarından gelen koku Rhodey'in ciğerlerini doldurdu. Vicktoria gül kokusunu çok severdi. Kullandığı tüm ürünlerde gül kokuları vardı. Şimdi de kullanmış olduğu parfümde de gül kokusu hakimdi. Tabii biraz nilüfer ve misk kokusu da vardı. Rhodey bu kokulara alışmıştı. Eşinin parfümerini severdi.

Vicktoria kahve sehpasındaki dosyayı Rhodey'e uzattı. Rhodey bunu beklemiyordu. Okuduğunda şaşırmıştı.
Vicktoria: Emekliliğimi isteyeceğim, onay gelene kadar da izin alırım. İstersen Avengers Merkezine taşınırız. Gençliğimizden beri yapmak istediğimiz seyehatleri de yapabiliriz.
Rhodey buna şaşırmıştı. Vicktoria Rhodes emekli mi olacaktı? Hem de çok başarılı bir albayken. Terfi alması bile çok yakındı. Bunu kimse tahmin edemezdi.

Sarışın kadın asla emekliliğini istemeyeceğini söyleyip dururdu. Evliliklerindeki bazı kavgalar bile sırf bu yüzden çıkmamış mıydı? Ama şimdi her şeyi bırakabilirdi Vicktoria. Evliliğini kurtarmak işinden önemliydi.

Rhodey dudaklarını birbirine bastırdı. Bu beklediğnden de zor bir konuşma olacaktı. Vicktoria evlilikleirni kurtarmak için çırpınırken bunu bitirmek istiyordu.
Rhodey: Loria, benim için bunu yapma.
Vicktoria'nın yüzündeki gülümseme solmaya başlamıştı. Eşi ne saçmalıyordu? Rhodey ona verdiği kağıdı kahve sehpasına bırakmış ve elindeki siyah dosyayı eşine uzatmıştı. Vicktoria elleri titreyerek dosyayı aldığında başlığı okumuştu. Gözleri dolmaya başladığında Rhodey de ağlamak üzereydi. Vicktoria başıkta daha fazla gözleirni gezdirmeden gözlerinien aşağıya kaydırmıştı. İmzaların atılacağı yere. Rhodey'in imzasını gördüğünde sol gözünden bir damla yaş aktı. Rhodey boşanma protokolüne imzasını atmıştı bile. İçinden bir şeyler kopmuş gibi hissetti. Sanki birisi nefes almasını engelliyordu. 20 yıllık evlilikleri bitecek miydi, hem de bir imza ile? Kalbinin paramparça olduğunu hissediyordu. Ruhu acıyordu, çığlıklar atıyordu ruhu.

Vicktoria: Jim, bu... bu gerçek mi?
Umutla bakmıştı kocasına. Rhodey'in şaka yapmasını bekliyordu. Bunun sahte olmasını bkeliyordu. Şu anda istediği tek şey o belgelerin ssahnte olmasıydı.
Rhodey: Loria-
Bu ses tonunu biliyordu Vicktoria. Gerçekti. Elinde tuttuğu evrak da, üstündeki imza da sonuna kadar gerçekti. Göz yaşlarını tutmayı bırakarak yumdu gözerini. Yaşlar daha fazla akmaya başlamıştı. Burnunun ucu her ağladığında olduğu gibi kızarmıştı.
Rhodey: Lütfen ağlama.
Viktoria daha fazla ağlamaya başlamıştı. Rhodey için zehirdi her bir göz yaşı. Vicktoria'nin her biz göz yaşında kalbinde bir delik açıkıyor gibi hissediyordu. Kendisinden nefret ediyordu. Bu güzel, güçlü kadını ağlattığı için kendinden nefret ediyordu.

BitterSweet RoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin