Episode 82: Open End

74 13 10
                                    

Peter'ı gören Pepper ağlamaya başlamıştı yeniden. Oğlu evindeydi, oğlu burdaydı. Koşarak ona sarılmıştı. Peter ise annesine sarılıyordu. Onu özlemişti. Peter, sadece bir çocuktu annesini özleyen bir çocuk. Annesine, babasına, ailesine ihtiyacı vardı.

Vicktoria ise önce medikale götürülmüştü. Rhodey onun acilen seruma bağlanmasını istemişti. Günlerdir alamadığı besinleri böyle alacaktı. Rhodey tamamen tüm odağını onun üstünde tutyordu. Vicktoria'nın şu anda dinlenmesi gerekiyordu. Dinlendikten sonra işine devam edebiliridi ona göre.

Pepper, ablasını görmek için medikale gelmişti. Rhodey'in yanına gitti önce.
Pepper: Ablam nasıl?
Rhodey: Daha iyi olacak, dinlenmesi lazım.
Nikotin batlarından birisini teniden sökmüştü.
Rhodey: Ablana söyleme.
Pepper onu başıyla onayladı. Sakin adımlarla ablasının yanına gidecekken Rhodey onu durdurdu.
Rhodey: Peter ile ilgilen. Ablan dinlendiğinde yanına gelecek. Fazla yoruldu.
Pepper: Aklım onda.
Rhodey: Yanında ben olacağım, merak etme.

Gülümseyerek oğlunun yanına geri döndü Pepper. Vicktoria ile en iyi ilgilenecek kişi Rhodey'di. Ablası onu dinlerdi. Bu yüzden içi rahattı. Oğlunun yanına giderek ona sıkıca sarıldı. Morgan, abisinin kucağındaydı. Tony'de yanlarında. Bir aile gibilerdi. Onlar zaten bir aileydi. Sadece ayrılmışlardı...
Tony: Peter, dinlenmelsin oğlum.
Peter biraz itiraz etmiş olsa da Tony onu odasına göndermişti. Morgan ise absiiyle uyumak istediğini söyleyerek onunla birlikte gitmişti. Tony bakışlarını Pepper'a çevirdi.
Tony: Sen de dinlenmelisin.
Pepper: Ben iyiyim Tony.
Tony: Pepper, lütfen.
Sarışın kadın ona göz devirmişt olsa da odasına gitmişti. Tony'ye hayır diyemiyordu. Belki de hala ona aşık olduğu içindi bu...

Steve, salona girerek Tony'yi kucağına aldı.
Tony: Ne yapıyorsun Stevie?
Sitemle sormuştu. Bir anda kendini havada bulması ile kollarını da Steve'in boynuna dolamıştı.
Steve: Herkesi dinlenmeye gönderdin. Birinin de seni dinlenmeye taşıması gerek.

İkisinin odasına adımlamıştı. Jarvis perdeleri kapatırken Steve, sevgilisi ile birlikte yatağa uzandı. Tony'yi kucağına çekerek sıkıca sarmıştı.
Steve: Dinleneceksin. Uyuman lazım.
Tony: Uykum yok.
Steve: Soru sorduğumu hatırlamıyorum.
Esmer adamın saçlarını okşamaya başladı ve küçük öpücükler bırakıyordu. Tony dayanamayıyordu buna. Steve onu huzura sürüklüyordu. Yavaşça gözlerini kapatarak uykuya daldı.

Rhodey, Vicktoria'nın yürümesine izin vermeden onu odalarına taşımıştı. Vicktoria buna itiraz etmiyordu. Dinlenmeye ihtiyacı olduunu kabul ediyordu. Rhodey onu göğüsüne çekerek saçlarında armaklarını dolaştırmaya başladı. Normalde Vicktoria'nın bedenden gül kokusu gelirdi. Şimdi işe barut ve kan kokuyordu.

Ertesi gün Vicktoria gününü Peter ile geçirmişti. İşleri şimdilik bekleyebilirdi. Geri kalan her şey sonraydı. Yarını bekleyemeyecek hiçbir işi yoktu. Hiç kimse ailesinden önemli değildi.

Uyandığında hızlıca yataktan kalkıp duş alarak giyinmişti. Saçlarını sıkı bir topuz yaptıktan sonra hızlıca Yelena ve John'u çağırdı.
John: Komutanım.
İşlerin başına dönme vakti gelmişti.
Vicktoria: Carter'ı geri götürün. Ayrıca Harry'le konuşulacak. Babasını hemen göremez. Önce onu sorgulamamız lazım.
İkisi onyalayarak çıkmıştı. Zaten kendi ekibinden burda olanlar sadece onlardı.
Medkiale giderek mutantlar için hazırladığı ilaçları arabasındaki bir soğutucuya yerleştirdi. Bunu kendi evinde saklayacaktı.

Salona geri dönmüştü. Gitmeden önce kardeşine ve yiğenlerinin saçlarına birere öpücük bırakmıştı.
Rhodey: Kaçta döneceksin?
Vicktoria: Bu eve gelmeyeceğim Jim.
Rhodey küçük adımlarla ona yaklaştı. Eliyle kolunu tutmak istemişti. Vicktoria ise kolunu geri çekti.
Vicktoria: Üniforma içindeyken bana dokunamazsın, kuralları unutuyor musun Rhodes?
Rhodey ona göz devirmişti. Vicktoria oyun oynamak istiyorsa ona istediğini verecekti.

Uzaklaşan kadına hızlıca yaklaştı, belini tek kolu ile kavrayarak bedeninin kendi bedenine yaslanmasını sağlamıştı. Kulağına eğildi Rhodey. Sadece Vicktoria'nın duyabileceği bir ses tonu kullanıyordu.
Rhodey: Üniformayı vücudundan sıyırdığım zaman bunlar pek önemli değil gibiydi Loria.
Sarışın kadın yutkunmuştu. Rhodey onu hala kendi bedenine yaslı bir şekilde tutuyordu. İstese burdan kurtulabilridi ama istemiyordu. Ona yakın olmayı seviyordu.
Vicktoria: Evimize gideceğim.
"Evimiz" anlaması kolay bir kavramdı. Rhodey onun bedenini bırakmadan önce dudaklarına ufak bir öpücük bırakmıştı. Sonrasında başıyla onu onayladı.

Vicktoria işe vardığında Rhodey'in üstündeki etkisini hala atmamıştı. Sakin adımlarla önce ofisine gitikten sonra Norman Osborn'un tutulduğu hücreye ilerledi. Vardığında bağlı adamı görmüştü. Ona kısaca baktıktan sonra öfkesi bedenini ele geçirmişti. Norman'ın yüzüne birkaç yumruk atmaya başlamıştı. Yere düştüğünde ise yumruklarına devem ediyordu. Onu öldürmek istiyordu. Boğarak öldürmek istiyordu. En sonunda yakasından tutarak onu kendisine çekti.
Vicktoria: Aileme dokunan herkes bunun bedenlini en ağır şekilde öder. Birine teşekkür etmek istersen Yüzbaşı'na teşekkür et. Seni ona tek parça teslim edeceğim. Ama bundan önce seni öldürmemiz için yalvaracaksın!
Yüzü dağılan adamı yere bırakarak sakince odadan çıktı.

Labaratuara inip içinde şeffaf bir ilaç olan iki şırıngayı eile aldı. Sonrasında Logan ve Barney'i çağırmıştı. Şırıngaları ikisine de verdi.
Vicktoria: İnsanın sinirlerini güçlendiren bir ilaç. Daha fazla acı çekmesini de sağlıyor. Logan, Carter'ın yanına git Barney sen de Osborn'un. Bir saatiniz var.

İkisi de gittikten sonra ofisine döndü. General Ross'un artık tamamen olmaması onu mutlu ediyordu. Ama bu tehlikeliydi. Thaddeus Ross bu kadar kolay geriye çekilip bekleyecek bir adam değildi. Bunun biliyordu Vicktoria. Bir gözünü onun üstünde tutması gerekiyordu. Bu yüzden Betty Ross hala ekibinin doktoruydu. Kızı burdayken Ross büyük bir hamle yapamazdı. Hayatta değer verdiği tek kişiydi sonuçta.

Logan ve Barney'in getiridği bilgilerden sonra sakinleşmek için şakaklarını ovmaya başlamıştı. Bşı ağrıyordu. Sia hala aklını kurcalıyordu. Lady Death saldıracaktı. Sharon Carter elindeyken ve ona zarar vermişken durmazdı. Sadece ne zaman? Vicktoria bu zamanı bulmalıydı. Kafasını onlarca şey kurcalıyordu. Açık bir uç olduğunu bliyordu hala. Ona artık ihtiyacı kalmamıştı. Açık utan kurtulması gerekiyordu.

Wade komutanından aldığı emirle residansın üst katlarından birine gitti. Vicktoria'nın eviydi bu. Son zamanlarda Evangeline Whedon burda kalıyordu. Sessizce içeri girdi öncesinde. Evaneline ordaydı. Uyutucu gazlardan birisini odaya sıkmaya başlamıştı. Kadının yavaşça uyuduğdundan emin olduktan sonra ellerini boğazına yerleştirdi. Birilerine öldürmeye alışıktı. İşinin bittiğini hissettiğinde bir süre bekledi. Nabısları kontorl ettiğinde tmamadır. Ölü bednei yanında getirdiği ceset torabaısna yerleştirerek götürülmeis için bir kargo uçağına yerleştirdi. Bu ölü beden Madripoor'a gidiyordu. Sia'ya teslim edilecekti.

Wade'in verdiği haberden sonra sakince koltuğuna çöktü. Açık uç kapanmıştı. Hızlıca ayaklanıp çıktı. Rhodey'in yanına gitmeden önce kendisine glemk istiyordu. Kendisine yardımı bile dokunan birisini öldürtmüştü. Gerçi buna alışmıştı. Nefeslerini düzenledikten sonra arabadan inerek eve adımladı. İçeride kendisini sevdiği adam bekliyordu.






BitterSweet RoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin