Episode 5: Tango

380 37 1
                                    



Vicktoria büyük davet salonuna girdiğinde ışık gözlerini kamaştırmıştı. Bazı rütbeli askerlerin davet edildiği bir yerdeydi. Sadece askerler değil, Avengers ve belli başlı S.H.I.E.L.D. ajanları da bulunuyordu bu davette. Tabi sadece S.H.I.E.L.D. değil diğer birçok kurumdan gelenler vardı. Pepper bile vardı bu davette.

Sarışın kadın öncelikle kendi komutanlarının yanına gidip onlarla kouşmuştu. Sonrasında da kendi masasına ilerlemişti. Pepper Potts yeşil elbisesi ile ablasının yanına geldiğinde Vicktoria kardeşine sarılmıştı.

Pepper: Seni biriyle tanıştırayım.
Vicktoria Avengers'ın olduğu kısıma kardeşi ile birlikte ilerlemişti. Nick Fury'nin yanındaki kadına ilerlediklerini fark edince dilini ısırdı. Captain Marvel'ın kim olduğunu elbette biliyordu.

Pepper: Carol, seni ablamla tanıştırayım.
Vicktoria Potts yüzündeki duygusuz ifade ile karşısındaki sarışın akdına elini uzatmıştı. Carol Danvers'ın yüzünde de samimiyetten uzak bir gülümseme vardı.
Carol: Carol Danvers, Pepper sizden çok bahsetti.
Vicktoria: Virginia'nın beni anlattığını duymak ne hoş. Sizin kim olduğunuzu da çok iyi biliyorum Yüzbaşı Danvers.
Carol eski lakabını duyduğunda dudaklarını birbirine bastırdı. Pepper ablasındna bahsetmişti ama Carol bu kadını Nick Fury sayesinde tanıyordu.

Nick: Asker.
Vicktoria: Ajan.
İkisi arasında soğuk bakışmayı fark etmeyen yoktu. Pepper ablasını uyarmak için sahte olarak boğazını temizlemiş olsa da işe yaramamıştı.
Vicktoria: Virginia, bence sen gidip bir kadeh şarap almalısın.
Pepper ablasının onu göndermek istediğini anlamıştı. Buna karşı koymayacaktı. Birazdan olacak kargaşada bulunmak stemiyordu.
Nick: Geleceğinden haberim yoktu. Olsaydı senin için tank getirirdim.
Vicktoria: Ben de Ajan Coulson'un geleceğini sanıyordum. Yaşadığını Avengers'a söyleme vaktin gelmedi mi?


Carol'un bakışları Nick Fury'ye dönmüştü. Phil Coulson'un ölümü ile alakalı bir bilgisi yoktu. Yeni tanıştığı bir kadının kendisinden çok bilgiye sahip olması canını sıkmıştı.
Nick: En azından biz insanları koruyoruz. Ajan Coulson hakkında bir bilgi vermeyeceğini umuyorum.
Ses tonundaki tehdit algılanabilecek seviyedeydi. Vicktoria ise sadece elindeki kırmızı şarabından bir yudum daha almakla yetindi.
Vicktoria: Coulson'un yaşadığı bilgisini herhangi birine verecek olsaydım çellocu sevgilisi Audrey Nathan'a verirdim. Merak etme. Yüzbaşı Danvers gözünü çizen kedinin sahibiydi değil mi?
Nick: O bir flerken.
Vicktoria: Bana bir şey kanıtlamak zorunda değilsin Nicholas. İzninizle.
Sarışın kadın Nick Fury'le olan bir savaşını daha kazanmanın verdiği zevkiyle ordan ayrımıştı.

Nick Fury ise bir sarışının gittiğinde sevinirken yanındaki sarışın arkadaşına çevirmişti bakışlarını. Carol Danver bir açıklamayı hak ediyordu.
Carol: Phil hakkında ne dedi o?
Nick: Loki New York'a saldırdığında onu öldürdü. Şimdilik bu kadarını bil. Güvenli bir yere geçtiğimizde sana her şeyi anlatırım.
Carol'un bakışları dinmemişti. Yin de bununla yetinecekti. Fury'nin ona her şeyi anlatmaya niyeti yoktu. Yine de Carol bazı önemli detayları bilmeyi hak ediyordu.

Vicktoria Potts için bu davet eğlencei değildi. Kendisine gelen birkaç dans teklifini reddetmekle yetinmişti sadece. Birkaç arkadaşıyla konuşurken gözlerini Rhodey'e çevirmişti. Aralarında bir konuşma geçmemişti henüz. Vicktoria onun yanına gitmek istese de beklemeyi tercih etmişti. Ama şu anda Rhodey'i gülümserken görüyordu. Yanındaki Carol Danvers'la konuşuyordu, bu konuşma sıkarında ikisi de gülümsüyor ya da kıkırdıyordu. İçindeki kıskançlığın harekete geçtiğini hissediyordu.

Vicktoria Potts kıskanç bir kadındı. Rhodey'i birçok kişiden kıskanırdı. Şu anda da kıskanıyordu onu. Neden başka birine gülümsüyordu? Gelse kendisine gülümsese olmuyor muydu?

BitterSweet RoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin