Hoopp işte yeni bölüm geelldiiiğğ 🥳🥳
Off aşırı beğenerek ve eğlenerek yazdığım bir bölüm oldu. Sizinde beğeneceğinizi umuyorum.
Bu bölüm baya aksiyonlu, ekşınlı lzösşzösşdösşNeyse sizi daha fazla tutmadan ben kaçar.
Bölüm sonu görüşürüz. 😽Bölüm 2 | BEKLENMEYEN
"Kurşun kapkara olan kalbini delip geçti..."
...
Dağra'nın burada ne işi vardı? Peki ya burada karşıma çıkmasına ne demeli? Dağra, olduğu yerden yanıma doğru gelmeye başladı. Kaşlarımı mümkün olabildiğince çattım. Bu işte bir bit yeniği yoksa benimde adım Melin değil. Biraz olsun yeraltını tanıyorsam mutlaka bir şey çıkacak. Dağra yaklaşıp tam arabanın önünde durduğunda, bakışlarıyla beni yanına çağırıyordu adeta. Bu hisle zaten arabadan indim. Arabanın kapısını kapatarak 3 adımda yanına gelmiştim. Gözlerimle onu incelemeye devam ediyordum. Kahve gözleri gecenin karanlığına bürünmüştü.
"Merhaba Melin." sonunda bakışmaktan vazgeçip konuşmaya teşrif edebilmişti. Aynı onun gibi, "Merhaba Dağra." demiştim. Ne zaman kaldırmıştık, Hanım-Bey ekini?
"Şaşkınlığını anlıyorum Melin. Burada olacağını zaten biliyordum." dedi şaşırdığımı düşünerek. Hem şaşırdım hem şaşırmadım aslında.
"Sanırım bahsettiğin özel görüşme buydu Dağra?" dediğimde hafif gülüşü değdi kulaklarıma. "Hayır Melin bu değil. O önümüzdeki günlerde olacak zaten. Burada olma amacımız aslında aynı." Efendim? Duyamadım, ne dedin?
"Aynı derken? Ne kastediyorsun?" Merakla sorduğum soruyu cevaplamakta geç kalmamıştı. Adam Grey'in özel mülküne dikti gecenin karanlığına bürünmüş gözlerini ve, "Adam Grey?" dedi sorar gibi ve devam etti. "Bu isim tanıdık geldi değil mi? Diye sordu bu sefer. Başımı 'evet' anlamında salladım. Belli ki, benim burada olacağımı daha önceden biliyordu. Fakat Adam Grey ile nasıl bir derdi olabilirdi ki?
"Adam Grey'in yaptığı tüm şeylerden haberim var. Silah ticareti yaptığımı biliyorsun Melin ve Adam'ın da silah kaçakçılığı yaptığını. Özel üretim olan ve sadece birkaç kişi de olan silahlarımı teslim edileceği yerlere gitmeden çaldı. Adamlarından birini köstebek olarak yanıma sokmuş, bu yüzden hangi silahın nereden, nereye, kime, nasıl gideceğini öğrenmiş. Eş zamanlı olarak saldırdığı için dumura uğradık." Sözlerini bitirdiğinde şaşkınlığımı gizleyemedim. Dağra Vural'dan bahsediyoruz. Evet o Dağra Vural. Dağra'dan silahlarını kaçırmak? Büyük cesaretti gerçekten.
"Senden silahlarını kaçırdığına inanmak gerçekten güç. Peki benden istediğin ne? Sonuçta boşuna anlatmadın bana bunları?" diye sorularımı sıralarken, az önceki gülüşünü tekrarladı yine.
"Evet haklısın, boşuna anlatmadım. Bu mülke girmenin yolunu nasıl bulduğunu merak ediyorum. Haftalardır bir çıkış, bir delik ne olursa olsun dikkatle inceledim ama bir sonuç elde edemedim. Oraya nasıl gireceksin Melin?"
Hadi ama Dağra bunu bulamamış olamazsın değil mi? Oraya girmenin yolu, daha doğrusu gizli kapıya giden yol 5 ağaçtı. Adam'ın özel mülküne ait bir sistemdi, muhtemelen kendi düşünüp tasarlattı. Adam'ın baş harfi olan A. Mülkün etrafına 'A' harfi oluşturacak şekilde 5 yerleştirilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TABLOLAR
Teen FictionKüçükken annemin bana tekrarladığı sözleri söyleyeceğim. Bunu bilmesine imkân yok. Elimdeki silahı alnından çektiğimde bir şey söylememişti henüz. "Bonum fac, donec malus-" "Discedat de mundo." (𝘒ö𝘵ü𝘭ü𝘬 𝘥ü𝘯𝘺𝘢𝘥𝘢𝘯 𝘢𝘺𝘳ı𝘭ı𝘯𝘤𝘢𝘺𝘢 𝘬𝘢...