42 | Yalanlar ve Kananlar II

34 6 4
                                    


Hop hop hop yavrum kskmslslekd

Aklıma nereden geldi bilmiyorum, merhaba selam demek artık sıkıyor... Size bundan sonra yeni girişler bulucam zkmslsödldö
Unutmazsam...

Şimdi Ehem Ehem bu bölümü 20 Mayıs'a kadar inş yetiştiririm, yetişmezse attığım gün 20 Mayıs olur kitapta arkadaşlar.

Bölüme geçelim hadi, keyifli okumalar. ❣

BÖLÜM 42 | YALANLAR VE KANANLAR
PART II

"Sen, seni ve bebeklerimizi tehlikeye atmamı istiyorsun.
Bunu benden nasıl istersin?"

...

Onları ben söylemedim, evime gidin. Size her şeyi anlattım. Bana yardım edin Bera, lütfen.

Hazal'ın sözleri... Hazal bana bu notu bırakmıştı. Ona yardım edeyim diye. Hazal'ı biri tehdit mi ediyordu? Ama kim neden böyle bir şey yapsın?

Elimdeki kağıtla birlikte merdivenleri ağır ağır indim. Merdivenin ucunda beni bekleyen Dağra ve Asil telaşla birbirlerine baktılar. Biraz sonra Dağra dayanamayıp sordu. Bende o sırada yanlarına inmiştim. "Çiçeğim, bir şey mi oldu? Ne bu yüzünün hali?" derken elimde tuttuğum kağıdı Asil'e uzattım. Kaşlarını çatıp bir elime bir bana baktı. Elimden kağıdı alırken hızla açtı. Tek kelime etmeyip, öylece ona baktım.

"Ne demek bu?"

"Bilmem, Hazal'ın evine gidince öğreneceğiz." dedim, sakince. Dağra anlamayıp kağıdı eline aldı ve okudu. Hazal gitmeden önce bana bilerek çarpmıştı. Kağıdı cebime koyabilmek için.
"Dalga mı geçiyor bu kız?" dedi Dağra, huzursuzca. Hazal'ı hiç tanımıyor olsam muhtemelen bende böyle düşünürüm. Fakat Asil'den de dinlemiştim onu ve Asil ona karşı bir şeyler hissediyor. Seviyor yani. Kendi hislerime güvenerekten, gerçekten Hazal'ın başına bir şey gelmiş olabileceğini düşünüyorum.

"Sanmıyorum sevgilim, Hazal benim hakkımda ya da bir başkasının hakkında böyle konuşacak birisi değil. Anlattım diyorsa, evine gitmeliyiz. Asil, sen biliyorsun evini değil mi?" dedim, Dağra derin bir nefes verdi. Asil başını salladı ama ne söylediğimi anlamamış gibiydi. Yanına gidip elinden tuttum. "İkizim, Hazal böyle biri değil. Evine gidip öğrenelim ne olmuş."

"Tamam.. Bende anahtar var, gidelim hemen."

Başımı sallayıp elini bıraktım. Dağraya döndüğümde şakaklarını ovuşturdu. Sabah benim hakkımda söylediklerinden sonra bunu doğru bulmuyor olmalıydı. "Gidecek miyiz?" dedi bilmeyen bir şekilde. Başımı yavaşça salladığımda derin bir nefes verdi yine.

"İyi gidelim bakalım."

Daha fazla bir şey demeden evden çıktık. Hazal'a ne olduğu hakkında en ufak fikrim yok. Açıkçası neyle karşılaşacağımı bilmediğim için de bir tık korkuyordum.

Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama Asil bir evin önünde durdu. Sanırım burası olmalıydı. Aysa söylediğimden beri tek kelime etmemişti. Sanırım Hazal'ın samimiyetine inanmıyordu. Üstelemedim, o da merakından olsa gerek bizimle geliyordu. Arabadan inerken Dağra yanıma gelip elimi tuttu.

Önden Asil giderken yavaşça kapıya yürüdüm. Kapıyı açıp içeri girdiğimizde, uzun zamandır girilmemiş gibiydi ev. Etrafa dokunmadan ilerledik. "Eee şimdi napıyoruz?" dedi Dağra elimi bırakıp ilerlerken. "Bir kağıt, bir not bulmaya çalışın. Eve dağılalım daha kolay buluruz." dedim hemen ardından.

TABLOLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin