Dilek tutmalı, inşallah kafama düşer.
ŞödğöeğdlğeçdüeşdkdpBu şarkıya taktım son zamanlarda.. Neyse.
Bu bölüm sandığınızdan çok uzun olacak, benim düşündüğümden uzun olursa eğer belki 2 Part halinde atarım. Bölümün gidişatına göre tamamen..
Bölümde olacaklar için şaşırıp bana sövmeyin kdkeodleod olması gereken bir şey hepsi.
Keyifli okumalar dilerim <3
BÖLÜM 44 | HÜZÜN KIRINTILARI
"Benim yerime.. Ablamın da intikamını alın olur mu?"
...
Yataktan kalkmak üzereyken Dağra odaya girmişti. Yatakta oturur pozisyona gelip yanıma gelmesini bekledim. Dünkü karın ağrısından sonra gün boyu yatmıştım. Dağra kalkmama izin vermemişti bir türlü. Yanıma gelip yatağa otururken sırtını yatağın başlığına yasladı ve beni de kendine çekti. Ona sarılırken başımın üzerine bir öpücük kondurdu.
Bugün büyük gündü. Akşam Kahra'nın çağırdığı yere gidilecekti. Tabi sadece biz değil, Kahra için bizimle iş birliği yapan birçok kişi de oraya gelecekti. Onun bundan haberi yoktı ama orada öğrenir nasıl olsa. Dağra ise oldukça telaşlıydı. Dün beni öyle gördükten sonra her fırsatta gelmememi söyleyip duruyordu.
Dağra derin bir nefes alıp kollarını sıkılaştırdı. "Çiçeğim gelmeni istemiyorum." dedi Dağra, son bir kez şansını denemek istiyordu. Elimi yanağına yerleştirip dudağının kenarından öptüm. "Sen oradasın, Asil orada, diğerleri.. Yeraltından gelecek olan dostlarımız. Herkes orada olacak sevgilim. Anlıyorum korkuyorsun, bende korkuyorum ama sakin kalmaya çalışıyorum." diyerek açıklamaya çalıştım.
"Size bir şey olmasını istemiyorum. Dün.. Acıdan ne hale geldin çiçeğim. Ya orada da aynısı olursa?"
"Ben gelmezsem de Kahra alacağını söylüyor. Siz yanımdan giderseniz beni koruyacak kim kalacak? Ben kendimi korurum ama bebeklerimiz varken kolayca hareket edemem."
Dağra derin bir nefes alıp yatağa uzandı iyice. Yan bir şekilde yatıp yüzünü yüzümle hizaladı. Elini saçıma atıp oynamaya başladı. Korkuyordu, belki de ilk defa bir şey yapamamaktan korkuyordu. Onu nasıl rahatlatacağımı bilmiyorum. Kendimi bile zor sakinleştiriyordum onun için. Elimi yanağına yerleştirip sakallarında gezdirdim. Ufak bir hareketle uzanıp önce dudağından öptüm, daha sonra da iki kere yanağından öptüm.
"Bebeklerimiz istedi, iki kere öptüm." dedim ve şirince gülümsedim. Dağra da gülümseyip uzunca öptü beni.
"Orada dediğim her şeyi yapacaksın çiçeğim tamam mı? Seni götüreceğim ama bir tanesine karşı çıkarsan anında gideriz oradan, haberin olsun." dedi Dağra, net bir sesle. Yani oraya gideceksem ve Kahra'nın yanına gitmeyeceksem onun dediklerine uyarım. Çünkü her halükarda beni oraya götürse de Kahra'nın yanına yaklaştırmaz hiçbiri.
Başımı salladım hızlıca. "Nasıl istersen öyle olacak. Kahra'nın yanına gitmeyeceğim zaten." dedim ardından da. Alnımdan öptü Dağra. Dayanamayıp kolunu başımın altından soktu ve beni kendine çekti.
"Sence.. Kahrayı alt edebilecek miyiz bu akşam?"
"Edeceğiz tabi ki çiçeğim, sence bizden kurtulabilir mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TABLOLAR
Genç KurguKüçükken annemin bana tekrarladığı sözleri söyleyeceğim. Bunu bilmesine imkân yok. Elimdeki silahı alnından çektiğimde bir şey söylememişti henüz. "Bonum fac, donec malus-" "Discedat de mundo." (𝘒ö𝘵ü𝘭ü𝘬 𝘥ü𝘯𝘺𝘢𝘥𝘢𝘯 𝘢𝘺𝘳ı𝘭ı𝘯𝘤𝘢𝘺𝘢 𝘬𝘢...