Selam yavrularım 😘
12. Bölüm geldiiiğğ uçun bakalım uçunnn
Bu sefer medyaya Özgür'ü koydum <33
BÖLÜM 12 | İZ
"Milas kuralları bilmem kaç, bir Milas karda dahi iz bırakmaz."
...
Odaya sessizlik hakimdi dakikalardır. Yalım duyduğu şeyle kalktığı yere geri oturmuştu. Ne duyduğunu idrak etmeye çalışıyordu. Yıllardır saklanan bir yeğeni vardı. Eliza saklamakta haksız mıydı? Hayır. Sonuna kadar haklı olduğunu savunabilirim.
İlk şoku atlatan Özgür olmuştu. Ah kendisi de dayısıydı değil mi? Ondanda ses çıkmamıştı ne tuhaftır ki.
"Bu kadar çok benzemen tesadüf olamazdı zaten..." Ağzının içinde mırıldanan kişi Dağraydı. Küçük Yalım, gerçekten babasını çok andırıyordu. Bence Elizaya daha çok benziyordu. Yalım, minik adımlarıyla Dağra'nın yanına gitti. Yalım bir yandan da amcasına bakıyordu, sanki ona kızacağını düşünür gibiydi.
"Sen Dayra amcasın değil mi?" Dağra diye söyleyememişti nedense. Dağra ona gülümseyip, elini saçlarına attı ve okşadı. "Dağra amcanım aslan parçası," derken duraksadı. "Ben seninle yeni tanışıyorum ama sen daha önceden beni tanıyor gibisin. İsmimi nasıl biliyorsun?" Yalım gülümsedi ve ellerini çırpmaya başladı. Koşarak annesinin yanına gidip çantasından deftere benzer bir şey çıkarttı.
Geri Dağra'nın yanına gelip, kapağı açtığında öylesine bir defter olmadığını öğrendik. Bir sürü fotoğraf vardı ve Arkında olmak üzere hepsi vardı o fotoğraflarda. "Bak buradasın, annem bana hepinizi gösterdi. Seni, Yalım amcamı, Özgür dayımı, Yena tey-" dediğinde duraksayıp elindeki albümü Dağra'nın kucağına bıraktı. Hemen ötesindeki Rena'nın karşısına geçti.
"Şey... Annem teyze denmesini sevmediğini söylemişti. Ne demeliyim sana?" Masum masum konuşurken, Rena'nın yanağından iki damla süzüldü. Hemen elinin tersiyle silip, "Teyze de sen bana, sen dersen severim..." kocaman gülümsedi Yalım. Boynuna sarıldığında Rena önce şaşırdı sonrada kollarını küçük bedenine sardı.
Yalım geri çekilip, tekrar Dağra'nın yanına gitti. Albümü eline alarak göstermeye devam etti. "Yena teyzemi, babamı..." Rena diyemiyor, r'leri söylemekte zorlanıyordu. "Biliyor musun, ben babamı hiç görmedim ama o hep yanımda. Çok güçlüyüz biz ikimiz. Annem götürüyor beni bazen yanına ama annem çok ağlıyor. Çok üzülüyorum ben annem ağlayınca, babamın yanına gitmesem bana küser mi?" diye sordu. Ağlayacak gibi oldu Yalım. Çok küçüktü henüz ve tüm bunları bilmesi küçücük omuzlarına ağır geliyordu. Ben bile ölümün ne olduğunu, babamı kaybettiğimde anlamıştım.
Dağra'nın da gözleri dolmuştu Yalım'ın sözlerinden sonra. Rena sessizce akıtıyordu göz yaşlarını. Elizadan bir hıçkırık sesi duyuldu. İçindeki özlem bitmiyor, gün gün artıyordu.
"Adın ne sesin?" diye sordu Yalım'a.
"Yalım ben..." dediğinde Yalım hızla kafasını çevirdi ona. Dakikalardır ellerini başının arasına almış onları dinliyordu. "Yalım mı?" diye sordu şaşkınlıkla. "Babam öyle istemiş, annemde adımı öyle koymuş." dedi gözlerini kırpıştırarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TABLOLAR
Teen FictionKüçükken annemin bana tekrarladığı sözleri söyleyeceğim. Bunu bilmesine imkân yok. Elimdeki silahı alnından çektiğimde bir şey söylememişti henüz. "Bonum fac, donec malus-" "Discedat de mundo." (𝘒ö𝘵ü𝘭ü𝘬 𝘥ü𝘯𝘺𝘢𝘥𝘢𝘯 𝘢𝘺𝘳ı𝘭ı𝘯𝘤𝘢𝘺𝘢 𝘬𝘢...