Gelelim 7. Bölüme... Buraya kadar gelenlere selam olsun KxmdlldööddYeni bölümü aşırı merak edenler olduğu için sizi çok fazla tutmayacağım. Bu arada medyada Melin varr! 🤭
BÖLÜM 7 | MİLAS I
"Bir Milas intikamını almadan ölmez, ölemez..."
...
Elimdeki bardağı çevirip duruyordum deminden beri. Düşünmekten insanın başı ağrırmış gerçekten. Dağraya gittiğim günün üzerinden 2 gün geçmişti. O gün olanları da herkese anlatmıştım. Benim gibi, önce kardeşi olduğunu sandıklarına sonra da ölen karısının kardeşi olduğunu öğrendiklerinde şaşırmışlardı. Dağra'nın sır olan bir sürü şeyi vardı ve bunlar her neyse ben bir bir öğreneceğim. Şimdi ise işi bozmadan 25 günü onunla Saber'i aramakla geçirecektim.
Bu sefer onu bizim eve ben çağırmıştım. Saber'e ulaşmak hiç kolay olmayacaktı fakat ona ait bir iz bulmuştuk. Ya da o, onu bulmamız için bize bir ipucu vermişti. Sarıyer yakınlarında bir yerde kendisini gördüğünü, hatta onunla konuştuğunu iddia eden birisi vardı. Böyle bir bilgi ulaşmıştı elimize fakat yalan olduğu ortadaydı. Daha sonra muhbirimiz olan birinden haber geldi. Saber bizim için bir hediye daha bırakmıştı.
Anlaşılan 25 günün sonuna kadar Saber bize ipuçları verecekti. Onun bize darbe vurmasını bir şekilde engellememiz gerekiyordu. Saber'i tek araştıran kişi Dağra değildi. Bizde uzun zamandır araştırmalar yapıyorduk. Bildiğimiz halde Dağraya bir şey söylemedim. 25 günün sonunda Dağra öğrenecekti Saber'in kim olduğunu. Ona sadece araştırdığımı söyledim. Bildiğimi bilmiyordu, bilseydi bu kadar sakin bir şekilde benimle işbirliği yapmazdı.
Bu işin sonunda darbeyi vuran biz olacaktık. Deus'a karşı da bazı planlar yapmamız gerekliydi. Deus'u ortadan kaldırmak hele de arkasında 3 veliaht varken onu yok etmek kolay olmayacaktı. Bu zamana kadar yüzlerce kişiye çektirdiği acı yeterdi. Sıra onda... Aldığı canlar, zehirlediği bedenler, kurban ettiği ruhlar, kendine köle ettiği küçücük çocukların hesabını misliyle ödeyecek.
Tabi bu sırada ona yardım eden herkesde payına düşeni alacak. Onun tüm bunları yapmasına izin vermek ise ağır geliyordu artık.Dağra'nın yaptığı şey ise, yanlış zamanda yanlış kişilerin tarafını tutmasıydı. Bir süre sonra gözü açılmıştı ama bunun için çok geç kalmıştı. Şimdi ise Deus'tan intikamını alması için önce Saber'i geçmesi gerektiğini biliyordu. Deus karısının ölüm emrini veren kişiydi. Karısı yani Mira ölmeyi hakedenler arasındaydı. Dağra'nın henüz bundan haberi yoktu. Bende, Deus'tan almam gereken intikamda bana olan yardımı bitene kadar söylemeyecektim. Mira'nın yasını tutarken, evliliklerine hatta aşkına yapılan ihanetin farkında değildi. Bu kadar bilginin sahibi olmamın tek nedeni, her şeyin merkezinde olmamızdı.
Ben Melin, asıl kimliğim bu değil. Ruhen yorgun, bedenen dizleri zor tutan biriydim. Ruhum o kadar yorgun ki, bedenimin yorgunluğunu hissedemiyorum bazen. Çok küçük yaşlarda eğitilmiş, doğrunun yanındayken aslında kötülerin tarafında olduğumu farketmiştim. Bu kinime, içimde harlanan ateşe bir odun atıyordum her gün. Her odun bir kurtuluş, her kurtuluş bir ölüm demekti. Ben Ilgaz Milas'ın kızıyım. Bir Milas intikamını almadan ölmez, ölemez...
Lilya ise bu iki günde daha çok toparlanmıştı. En azından yarasından kalkamayacak bir durumda değildi. Ağabeyi gözleri önünde öldürülen küçük bir kız çocuğuydu o. Henüz 9 yaşındaydı tüm bunlar olurken ve onun içindeki ateş daha büyüktü. Herkesi içinde cayır cayır, diri diri yakabilecek bir ateş. Benimle birlikte bu görevde, bu yolda yürüyordu. Bugün birini öldürecekti. Bize ihaneti olan birini, hemde ağabeyinin ölümünden sorumlu olan kişilerin yanında çalışan birini öldürecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TABLOLAR
Teen FictionKüçükken annemin bana tekrarladığı sözleri söyleyeceğim. Bunu bilmesine imkân yok. Elimdeki silahı alnından çektiğimde bir şey söylememişti henüz. "Bonum fac, donec malus-" "Discedat de mundo." (𝘒ö𝘵ü𝘭ü𝘬 𝘥ü𝘯𝘺𝘢𝘥𝘢𝘯 𝘢𝘺𝘳ı𝘭ı𝘯𝘤𝘢𝘺𝘢 𝘬𝘢...