Merhabaalaarrr, nasılsınız?Ben bomba gibiyim diyemiycem ama bölümün bomba gibi olduğu kesin ;)
Hem Mirza ve Atlas var hemde bilinmesi gerekenler var.
Yeterince ortaya çıkmış şey kalmamış gibi daha çok şey çıkıyor ortaya dkmddlöeldödHuyum kurusun püüüğğğ 😒
Mirzamı ve Atlasımı çok seveceğinize eminim bence kitabı da okumalısınız ;)))
Son olarak medya da Bera var <3
BÖLÜM 27 | MASKELİ BALO
"Kardeşim, biz yanlışlıkla maskeli baloya mı geldik?"
...
Aysa'nın yazdıklarından sonra sinir kat sayım bir anda en üst seviyeye ulaşmıştı. Biz yıllardır bunun için bekliyoruz ve iki gün kalmışken tekrar mı erteliyoruz? Şaka gibi resmen ama güldürmüyor. Aysa'ya ulaşmayı denemiştim fakat Dağraların yanında olsa gerek bir türlü iletişim kuramamıştım. Alaz ve Erel bir yandan sürekli sakin olmamı söyleyip duruyordu. Olmam imkansızdı ama şaka gibi bir hafta daha beklemek zorundayım!
Yeterince bekledim.
Yeterince göz yumdum.
Yeterince yoruldum.
Şimdi bunu ertelemek zoruma gidiyordu. Kahra her gün nefes aldığında içimdeki ateşin nasıl harlandığını ben biliyorum. Zoruma gidiyor şimdi ertelemek... İstemiyorum bunu.
"Kim bu Mirza Korel ve Atlas Karahan?" diye soransa Aresti. Aslında ikisi de yeni değildi ama bilmemesine şaşırmıştım doğrusu. İkisini de isim olarak duymuştum ama tanışmamıştık daha önce. Ayrıca bu işle ne gibi bağlantıları var bunu da bilmiyorum.
"Alparslan Korel'i illaki duymuşsundur. Mirza Korel, oğlu oluyor. Atlas Karahan ise onun arkadaşı, bildiğim kadarıyla Demir Karahan'ın bu gibi işlerle işi yok. Fakat oğlu baya içli dışlı." dememle kaşlarını çattı Ares. Açıkçası Atlas bu işe nasıl girmişti merak ediyorum doğrusu. Genelde babasından dolayı girer çoğu kişi ama onun babasının bu tip işlerle alakası yoktu. En azından ben öyle biliyorum.
"Son araştırmalarıma göre Atlas'ın babası da pek iyi sayılmaz. Bu işlerde yok sanıyorduk ama öyle görünmüyor şu an için." dedi Alaz düşüncelerimin aksini iddia edercesine. Demekki tam teşekküllü bir araştırma yapmamışız.
"Türkiye'ye mi döneceğiz şimdi?" diye sordum sıkıntıyla. Yoluma taş koyulmasından nefret ediyorum. İşlerin yarım kalmasından nefret ediyorum.
"Aysa'nın dediğine bakarsak, evet." dedi Erel, İspanya'daki süremiz dolmuştu ve gitme vakti gelmişti. Gereğinden fazla kalmadın mı zaten Bera?
Daha fazla bir şey söylemeyip, yerimden kalktım. Odama çıkıp hazırlansam iyi olacaktı. Aslında Aysa gelecekti yarın ama en kısa zamanda Türkiye'ye dönmemiz daha iyi olacak. Halletmem gereken bir sürü iş vardı ve Utku denilen herif Türkiyedeydi.
Utku denilen herif Türkiye'nin sayılı iş adamlarındandı. Göz önünde fazla bulunur ve insanların gözünü boyar her zaman. Kahrayla olan birkaç işinde kara para aklamak ya da paravan şirketlerinin ortaya çıkmasını istememesi. Bu sayede zaten şirketinin değerini yükseltmeyi başardı. Ben bunun ipliğini çoktan pazara çıkaracaktım ama Kahra daha sonra işimize yarar diye izin vermemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TABLOLAR
Teen FictionKüçükken annemin bana tekrarladığı sözleri söyleyeceğim. Bunu bilmesine imkân yok. Elimdeki silahı alnından çektiğimde bir şey söylememişti henüz. "Bonum fac, donec malus-" "Discedat de mundo." (𝘒ö𝘵ü𝘭ü𝘬 𝘥ü𝘯𝘺𝘢𝘥𝘢𝘯 𝘢𝘺𝘳ı𝘭ı𝘯𝘤𝘢𝘺𝘢 𝘬𝘢...