Geçen bölümün sonunu hatırlatmaya geldim...
Güzeldi bölüm yaaa... Bu bölüm azıcık duygusal. Azıcık ama güvenin bana xlflöcxöldöxlxBÖLÜM 16 | YETİMHANE
"Bu ilk dokunuşu değil ama son olacak."
...
Yüzümden aşağıya sular akıyor ya da ağlıyorum, bilmiyorum. Dün gece bedenime izinsiz dokunuldu. Yine... Yine oldu ve ben engelleyemedim. Güçlü görünüyor olabilirim ama ondan dolayı gelen korkularım... Dün gece canı istediğinde hep yaptığını yaptı. İstemedim, dövdü. Kaçtım, yakaladı. Plan kurdum gittim, bulup işkence etti. Ne yaptıysam kaçamadım, kurtulamadım. Her seferinde geldi ve ben hiçbirini engelleyemedim.
Ağlamam şiddetlendiğinde elimle vücudumu kazıdım. Derim soyulana kadar, Deus'un dudaklarının izi geçene kadar tenimi kazıyacağım.
"Melin! Aç şu lanet olasıca kapıyı! Kıracağım bak!" Lilya'nın sesiyle ellerimi durdurdum.
"Git buradan! Görmek istemiyorum kimseyi!" sesimi duyurmak için bağırmıştım. Ağlamaktan boğazım acıyordu artık. Gözlerimin şiş olduğuna da eminim.
"Canım... Aç kapıyı n'olur! Bak bende geleyim, beraber ağlayalım n'olur aç şu kapıyı. Hadi..." acı çeker gibiydi sesi. Dün gece beni bırakmak istemese de mecburdu. Odadan çıkmıştı ama gitmemişti. Deus'un benimle işi bitince de, nasıl çıktığımı bile anlamadan kendimi evde buldum.
Odanın kapısı da kilitliydi ama kırmışlardı orayı sanırım. Banyoyu da ben açmadan açamazlardı. "Git dedim Lilya! Kendimi iyi hissedince çıkarım. Git buradan lütfen..." ağladığım için sonu duyulmamıştı. Kendime bile bakmaya utanırken onların yüzüne nasıl bakacağım?
"Gitmeyeceğim! Sen beni bırakmazdın Melin... Bırakmam seni. İsteme benden bunu, aç kapıyı n'olur." dedi tekrar. Küvetten çıkıp kapıda asılı olan bornozu üzerime geçirdim.
Kapının kilidini açmamla, Lilyanın bana sarılması bir olmuştu. "Dokunma Lilya... Dokunma lütfen." sesim kısılmıştı iyice. Beni duyabildiğinden bile şüpheliyim.
"T-tamam tamam gel üzerine bir şeyler giy hadi." dedi beni yatağa otururken. Çekmeceden iç çamaşırlarımı çıkarıp bana verdi. Ben onları giyerken o da dolabıma yönelmiş, rahat bir şeyler geçirmişti eline. Geri yanıma geldiğinde bornozu üzerimden tamamen çıkarttım. Elime verdiği kıyafetleri bir çırpıda giydim.
"Özür dilerim... Özür dilerim koruyamadım seni Melin. Özür dile-" pişmanlıkla konuştuğunda sözünü kestim. Özür dilemesi gereken bir şey yoktu. Onun bir suçu yoktu.
"Sakın... Sakın özür dileme. Senin bir suçun yok, mecburdun. Ben engelleyemedim, yine gücümü kullanamadım." dedim fısıltıyla ve sözlerime devam ettim. "O-onu yok edene kadar bu devam edecek. Dün bendim, bugün sen... Bu ilk dokunuşu değil ama son olacak. Sana söz veriyorum, ben Bera Milas onu yok edeceğim!" dedim sesimdeki öfkeli tınıyla.
Evet bu ilk dokunuşu değildi, fakat son olacak. Daha önce nasıl kendimi toplayıp, yıkılmadan onun sonunu getirmek için plan kurduysam, yine aynısını yapacağım. Yeraltının Deusunu, yeraltının tanırısını Milaslardan geriye bıraktığı Bera Milas canını alıp onu yeryüzünden silecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TABLOLAR
Teen FictionKüçükken annemin bana tekrarladığı sözleri söyleyeceğim. Bunu bilmesine imkân yok. Elimdeki silahı alnından çektiğimde bir şey söylememişti henüz. "Bonum fac, donec malus-" "Discedat de mundo." (𝘒ö𝘵ü𝘭ü𝘬 𝘥ü𝘯𝘺𝘢𝘥𝘢𝘯 𝘢𝘺𝘳ı𝘭ı𝘯𝘤𝘢𝘺𝘢 𝘬𝘢...