Seelllaamm bebeklerim, yeni bölüm için heyecanlı mısınız?
Ben çok heyecanlıyım zkmskzmdBu bölüm biraz karmaşık gelebilir. Bende yazarken anlamadım nasıl oldu. 😁😁
Siz bölüme geçedurun hadi. Öpüldünüüzz 😘😘
BÖLÜM 3 | BIRAKMA
"Çok beğendiği o silahla vurulmuştu."
...
Lilya...
Lilya benim çocukluğum, sırdaşım, yol arkadaşım, kız kardeşimdi. O benim her şeyimdi. Her şeyim. Belli etmese de çok nahif biri aslında. Kalbi kırıklarla dolu orası ayrı mesele. Senelerdir içinde biriktirdiği duygularını her zaman bastırdı. Doğru zamanda doğru şeyi yapmayı bildi. Fevri davranmaz hiçbir zaman. Düşünür en ince detayına kadar. Fakat ben biliyordum içinde neler yaşadığını. Kendini bir benden saklamıyordu.
Bende ondan saklamazdım kendimi. Her şeyimi anlatırım, bilir. Bir çözüm bulur hep sorunlarıma. Bende o ne yapıyorsa daha fazlasını yaparım elimden geldiğince.
Şimdi ise bir şey yapamıyordum... Çatışma bitmişti. Yağız ölmüş, Lilya yaralanmıştı. Hemde Dağra'nın silahıyla. Çok beğendiği o silahla vurulmuştu. Dakikalar öncesine kadar oluk oluk kan akıyordu karnından. Şimdi ise durmuştu ama çok kötüydü yarası. Dağra yanında panzehiri taşıyormuş, o yüzden bir dakika dolmadan müdahale etmişti. Ben ise başında öylece duruyor, dönük bakışlarla olan biteni izliyordum.
Canım dediğim arkadaşım ölümden dönmüştü. Keza bundan sonrası belli bile değil. O silahtaki zehrin etkisi geçti mi geçmedi mi bilmiyorum. Geçtiyse bile vücudunun iyileşmesi zaman alacaktı. Kolumdan tutulup sarsılmamla girdiğim şoktan çıktım.
"Kendine gel Melin!" sürekli aynı şeyi tekrarlayan kişi Dağra idi. Kendime gelmek mi? Lilya bu haldeyken mi? "Melin! Sana diyorum duyuyor musun beni?!" Dağra sesini biraz daha yükseltmişti. Bakışlarımı ona çevirdiğimde, kaşları çatık bir şekilde yüzümü inceliyordu.
"Duyuyorum sağır değilim." dedim çatallaşmış sesimle. Bakışları normale dönmüştü. Omzumda olan elini yanağıma çıkarttı. "İyi misin?" ses tonu az öncekine göre daha yumuşaktı.
"Beni boşver Dağra. Lilya iyi olacak mı?" Ağlamaklı çıkmıştı sesim. Ağlamak yok, şimdi değil. Bakışlarını kaçırdı Dağra. "İyi olacak mı dedim Dağra?" dedim kelimeleri bastırarak.
"Güçlü bir zehirdi Melin, sende biliyorsun. Panzehir yaptım ama buradan götürmemiz gerek onu. Ne kadar iyi durumda bilmiyorum ama yarası çok kötü."
Kendiliğinden akan gözyaşlarımın akmasına izin verdim.Lilya'm... Sana bir şey olmasına izin vermem...
"A-ama tedavisi var değil mi? İyileşecek?" sorularım yine bakışlarını kaçırmasına neden oldu. Yapma Dağra, yapma... "Bilmiyorum, ne olacağını bilmiyorum." dedi net bir şekilde. Aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdim. Ona bir şey olmayacak.
"Onu iyileştireceksin! Duydun mu beni Dağra Vural! Onu iyileştireceksin!" sinirle söylediğim cümlelerle bir yandan da elimi göğsüne vuruyordum. Ellerimi tutarak durdurdu beni. Bir şey söyleyecekti ki araya Efkan girdi.
"Yeter! Gidiyoruz hadi. Sizin saçma kavganız yüzünden Lilyaya bir şey olursa o zaman olacaklardan sorumlu değilim!" Efkan'ın sözleri tokat gibi çarpmıştı yüzüme. Haklıydı şu an önemli olan sadece Lilya idi. "Tamam, tamam hadi gidelim. Durmayalım hadi." Ellerimi çekmiştim Dağra'nın ellerinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TABLOLAR
Teen FictionKüçükken annemin bana tekrarladığı sözleri söyleyeceğim. Bunu bilmesine imkân yok. Elimdeki silahı alnından çektiğimde bir şey söylememişti henüz. "Bonum fac, donec malus-" "Discedat de mundo." (𝘒ö𝘵ü𝘭ü𝘬 𝘥ü𝘯𝘺𝘢𝘥𝘢𝘯 𝘢𝘺𝘳ı𝘭ı𝘯𝘤𝘢𝘺𝘢 𝘬𝘢...