Heeelllooo
Geldik 9. Bölüme... Umarım beğenerek okuyorsunuzdur...Medyada Yalım var bu sefer 🤭
Keyifli okumalar! <3BÖLÜM 9 | İTALYA
...
"Ben çok acıktım lan, bir şeyler hazırlayalım yaa." ses Eliza'dan geliyordu. Depodan saatler önce çıkmış, şu an evdeydik. Elizayı, Yalım konusunda uyarmalıydım. Aralarında her ne geçmişse ya da ne yaşandıysa bu bizi tehlikeye sokabilirdi.
Herkes günün yorgunluğuyla koltukta yayılmış bir şekilde oturuyordu. "Eliza," diyerek Elizaya baktım. "Yalımla aranızda ne geçti?" diye sordum devamında. Artık öğrenmemiz gerekiyordu bir şeyleri. Eliza'nın bakışları değişirken, yerinde doğruldu.
"Bunu şimdi anlatmasam? Şunu bil ki, geçmişte Yalım'ın ağabeyi yani Arkınla birlikteliğim vardı. Sonra Arkın ö-öldü. Yalım beni suçladı. Özgür pek suçlamadı ama Rena ve Yalım, sanki ben yapmışım gibi senelerdir beni suçluyorlar... Ben yapmadım Melin, yemin ederim. Arkın bu hayatta en değerli kişiydi benim için, nasıl onu öldürebilirim?" dedi gözleri dolu dolu. Çok fazla soru bırakıyorsun akıllarda Eliza. Neden seni suçluyorlar mesela? Açık açık anlatsan, sana hak verebilirim.
Lafa gireceğim sırada Barış konuştu. "Arkın Korhan mı? İyi de o adam suikast sonucu öldürülmedi mi?" diye sordu. Eğer suikast sonucu ise yine neden Elizayı suçluyorlardı ki?
"E-evet öyle, Korel Akal hatta planlayan. Korel, o zamanlar beni sevdiğini söylüyordu ya da Arkınla olan rekabetinden dolayı hırs yapmıştı. Korelle bende Arkından önce tanışıyordum. Arkınla tanıştıktan sonra onun çok kötü işler yaptığını öğrenince bir daha hiç konuşmadım. Yalım ise aslında hep onunla birlikte Arkın'a tuzak kurduğumu düşündü. Öyle bir şey yok, size yemin ederim." titrek bir nefes verdi. Dokunsanız ağlayacaktı Eliza. Peki kendini inandırmak için bir şey yapmamış mıydı?
"Bunu ortaya çıkarabileceğimizi biliyorsun değil mi Eliza?" dedi yumuşak bir tonda Lilya. O sırada elleri, Eliza'nın elleriyle buluştu. Bir iki damla döküldü gözlerinden. Arkın'ı çok sevdiği belli. Peki Yalım'ın ondan şüphelenmesi için haklı bir sebebi olabilir miydi? "Biliyorum ama şimdi değil, Yalım zaten Korel'i eline bir kere geçirmişti. Korel kaçıp İtalya da kaldı. Orada dostu çok olduğu için Yalım onu oradan alamadı." dedi yine ağlamaklı bir şekilde.
"Peki Korel'i yeryüzünden silmek ister misin?" diye sordum sinsi bir gülüşle. Anlamadı ne demek istediğimi, "Hı?" diye sordu.
"Diyorum ki, Korelden intikam almak ister misin?" elleriyle gözyaşlarını sildi. Kendini toparlayıp, "Tabi ki isterim..." dedi. Güzel, zaten Korelden alacağımız vardı. Bu da bir diğer bahanemiz olurdu işte.
"Bu hafta Korelle ticaretimiz yok muydu zaten?" dedi Lilya hatırlamaya çalıştığı sesiyle.
"Evet yanlış bilmiyorsam Korel, Eliza'nın bizimle olduğunu bilmiyor." dedim sırıtarak. Eliza'nın keyfi yerine gelince herkes gülümsemişti.
"Tamam o zaman ben bir arayayım Korel'i. Alacağı silahların hazır olduğunu söyleyeyim, yarında bizim uçaklardan biriyle gideriz." dedi Efkan. Başımı sallayarak onayladım onu sadece. Yanımızdan ayrıldığında Eliza'nın sesi kulaklarımızı doldurdu.
"Acıktım ben acıktım!" onun bu haline gülerken, yerinden kalktı. Mutfakta olan hizmetlilerden birine yemek hazırlamasını söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TABLOLAR
Genç KurguKüçükken annemin bana tekrarladığı sözleri söyleyeceğim. Bunu bilmesine imkân yok. Elimdeki silahı alnından çektiğimde bir şey söylememişti henüz. "Bonum fac, donec malus-" "Discedat de mundo." (𝘒ö𝘵ü𝘭ü𝘬 𝘥ü𝘯𝘺𝘢𝘥𝘢𝘯 𝘢𝘺𝘳ı𝘭ı𝘯𝘤𝘢𝘺𝘢 𝘬𝘢...