19 | Karşılaşma

58 21 57
                                    


19. Bölüm geelldiiii ᥫ᭡
Keyifli okumalaar

BÖLÜM 19 | KARŞILAŞMA

"Sizin yapacağınız plana sokayım!"

...

Deus neden böyle bir şey yapmıştı ki?

Boş kağıdın üzerindeki mühür Deus'un kendisine aitti. Kendini, özellikle şahsına ait olan bu mührü neden bırakmıştı? Asla kendisini belli etmeyen Deus, kendini mi göstermek istiyordu? Yoksa farklı bir nedeni mi vardı?

"Mel, Korel'i bizim aldığımızı biliyor. Belki de bu yüzdendir ha?" diyen Lilya ile bakışlarımı ona çevirdim. Korel'in Deus için bir öne olmadığına eminim, neden alsın ki onu?

"Sanmıyorum Lil, Korel'i ne yapacak ki?" dedim sıkıntıyla nefesimi verirken. Ürettiği teorisini de çöp ettiğimde geriye yasladı kendini ve elleriyle yüzünü kapattı. Bir iki saniye sonra ellerini iki yana açıp, "Ne bok istiyor o zaman bu herif?!" diye bağırdı. Evde kimse yoktu, Barış ve Efkan da onlara verdiğimiz görevin başındalardı.

"Bağırmayı kes Lilya! Bende bilmiyorum ne bok istediğini!" sert sözlerime karşın hızla oturduğu yerden kalktı. Ellerini saçlarına geçirdi ve tekrar bana döndü.

"Dağraya ne diyeceğiz? Hiçbir açıklama yapmadık onlara kahretsin!" dedi. İnan bana ne açıklama yapacağımızı bende bilmiyorum Lilya. Bu ortaya çıkma işi aklımı bulandırıyor iyice. Hâlâ mantıklı bir sebebi yok bunun.

"Efkan ve Barış neyse de... Bende bilmiyorum Dağraya ne diyeceğiz." sıkıntıyla nefesimi verirken, yerimden kalkıp cama doğru yöneldim. "Kahra Narın dedim bir kere. Ya gerçeği söyleyeceğiz ya da," deyip sustum. Ya da benim sonum gelmişti. Melin Balaban'ın ölümü.

"Ya da ne Melin?!" dedi Lilya bağırarak ve yanıma geldi. "Ya da Melin Balaban'ın son günleri bunlar." dediğimde omzumdan tutup beni kendine çevirdi. Ne dediğimi anlamıştı ama saçmaladığımı düşünüyordu ve şaşkındı. "S-sen ne dediğinin farkında mısın Melin?! Ne demek ölmek?!" dediğinde sinirden alnındaki damarlar belirginleşmişti. "Delirtme beni Melin! Ölmeyi bayılmak sanıyorsun herhalde!" o kadar sinirlenmişti ki, mantıklı düşünemiyordu. Ölmeyeceğim oysaki sadece öyle görüneceğim.

"Lilya biraz sakinleş lütfen. Gerçekten ölmeyeceğim, en azından beni öldürmeyeceğini biliyorum. Defalarca kez yaralandım, ölümden döndüm. Yine küçük bir oyunla ölmüş gibi görünebilirim." dedim gülümseyerek. Hâlâ bana şaşkın gözlerle bakıyordu. Parmaklarımı şıklatarak onu kendine getirdim. "Lilya bunu daha önce yaptığımızı unutuyorsun sanırım. Eh beni biraz vurman gerekecek ama olsun, nabzımı durduracak bir ilaç ve bam!"

Gözlerini bana diktiğinde aklımdan geçenleri anlamıştı. Gülümsediğinde bende ona karşılık verdim. Parmaklarımı kalbinin biraz üstüne yerleştirdim. "Tam buradan..." dedim ve parmaklarımı oraya vurdum. "Tam buradan beni vuracaksın Aysa!"

Başını salladığında elimi indirdim. Daha önce başımıza bela olan biri vardı. Tabi SaBer olarak bize saldırı da bulunuyordu. Folium benim gerçek yüzümü gören tek kişiydi. Hâlâ yaşıyor olması da cabası. Öldüğünü sanıyorduk fakat birkaç ay öncesine kadar yaşadığını öğrendik. Öyle ki her yere haber salmış SaBer'i bulacağını söylemişti. Deus buna rağmen sessiz kalıyordu Folium'a. Bu yüzden gittiğim her yeri önceden kontrol ettiriyorum.

TABLOLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin