Yazıyorum yazıyorum bitmiyor-Medya da Dağra var <3
Bu bölüm düşündüğüm gibi çok uzun olmaz belki. Açıkçası yazamıyorum tıkandım belki de ondandır xomdxlmdlx
Neyse bölüme geçin hadi, keyifli okumalar bebeklerimmm ᥫ᭡ᥫ᭡
BÖLÜM 26 | ŞÜPHE
"Mayıs ayının 18'iydi."
...
~2 gün sonra~
Aradan iki gün geçmişti. O gün Deus gelmiş ve tahmin ettiğim gibi işle ilgili birkaç şey söylemişti. Daha sonra beni de götürmek istediğini söylemişti ama Asil buna karşı çıkıp, Türkiye'ye neden dönmemem gerektiği konusunda bir sürü şey sıraladı. Deus'ta, Asil'in emirlerine karşı gelemeyeceği için mecburen kabul etmişti. Bakışlarındaki tehditkâr ifade başta beni ürkütmüştü fakat sonra bunun yersiz olduğunu anlayıp korkmadım. Ateş olsa cürmü kadar yer yakar bundan sonra o.
Dağralar Asil'i almışlardı ve günde bir kere Asil ile iletişim kuruyordum. Erel bahsettiği cihazı yerleştirmişti. Bu sayede Dağra'nın ne söylediğini de duyuyordum her gün. Melin'in ölmesi onu kahretmişti birkaç gün içinde. Anladığım kadarıyla öyleydi yani. Hatta bir konuşmalarında Dağra aşırı bağırarak şey demişti, "Sen ve sevgili kardeşin yüzünden çok sevdiğim biri öldü! Bu iş bittiğinde canını almayı iple çekiyorum!"
Dağra bir bilse başına gelen her şeyin bir oyun olduğunu. Senden nefret edecek Bera! Çok kızacak! Kafamın içindeki sesi susturmaya çalıştım. Öyle olsa bile, işe duygularımızı karıştırmamalıydık zaten. Hata yapmıştım bu konuda.
Uzun zamandır duygusuz olduğumu hissediyordum ama vurulduğum gün anladım ki değilmişim. Dağra'ya aşığım ama onun ölmesini istemiyorsam bunu bilmemesi gerekiyor. En azından Deus ölene kadar bu bilinmemeli. Başta kendime bile itiraf etmekte zorlanmıştım. Çünkü Poyrazdan sonra birini sevebileceğime dair olan inancımı kaybetmiştim. Dağra ile ilk tanıştığımız zamanda içim bir tuhaf olmuştu sebebini çözemediğim bir şekilde. zaman ilerledikçe ve vakit geçirdikçe farkettim ki öylesine boş hisler değilmiş bunlar.
Bir de Dağra'nın asıl kimliğimi öğrendiğinde olacak olanlar vardı. Belki bana çok kızacaktı ya da nefret edecekti ama buna olan mecburiyetimi anladığında affedebilirdi. Hem onunda sevdiği belliydi, yani bence seviyor. Seviyordur değil mi?
Affetmese bile affetmesi için elimden ne gelirse yapacağım. Öncelik onun hayatı tabi ki, Deus bunu öğrenmeden onun ipliğini pazara çıkarmalıyız. Daha sonra beni affetmesi için ne gerekiyorsa yapacağım. Umarım bana olan kırgınlığı geçer.
"Neden oyun oynuyorsunuz?" diyen sesle kendime geldim. Ares konuşmuştu yine, bize yardım edebilmesi için bir şeyleri bilmesi gerekiyordu. Bende ufaktan anlattım, hepsini değil tabi ki. Ona bu kadar çabuk güvenmedim sadece Poyraz için intikam almak istediği gözlerinden belliydi. İntikam duygusunu, nefretini nerede görsem tanırım. Her gün ayna da kendime baktığım için biliyorum.
"Öyle olması gerekiyordu." bahsettiği konu Dağra'ya yaptığımız bilmeceler ve oyunlar.
"Gerekmezdi?" dedi, sesi sorar gibi çıkmıştı. Bıkkınlıkla bir nefes verip bakışlarımı ona çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TABLOLAR
Teen FictionKüçükken annemin bana tekrarladığı sözleri söyleyeceğim. Bunu bilmesine imkân yok. Elimdeki silahı alnından çektiğimde bir şey söylememişti henüz. "Bonum fac, donec malus-" "Discedat de mundo." (𝘒ö𝘵ü𝘭ü𝘬 𝘥ü𝘯𝘺𝘢𝘥𝘢𝘯 𝘢𝘺𝘳ı𝘭ı𝘯𝘤𝘢𝘺𝘢 𝘬𝘢...