Kilitli hücreler ardında Hyunjin, öğrendiklerini Elanor'a anlatmıştı. Onu dehşet içinde dinleyen kadın duyduklarına inanamadı.
"Şimdi anlıyorum, kitabı Bieta yazdı. Bu yüzden hep bir bağ hissettin Elanor. Sen Bietasın. Kitabı sen yazdın. Kaçtığım gece nasıl askerleri bayılttıysan, Carnaval günü nasıl savaştıysan şimdi de aynılarını yapıp bizi buradan kurtarabilirsin."
"Denedim Hyunjin, yapamıyorum. Hoseok... Oğlum güçlerimi kullanmama izin vermiyor. Kollarımda bazı işaretler var, bu onun büyüsü."
"Elanor, çok yoruldum. Chan'ı çok özledim. Buradan bir şekilde kaçmalıyız."
Omeganın titrek ve halsiz çıkan sesi Elanor'u çok endişelendiriyordu. Ona yardım etmek, sarılmak, tüm bunları düzeltmek istiyordu ama elinden hiçbir şey gelmiyordu. Hepsi onun suçuydu. Belki Hoseok'a o zaman büyüsüyle vurabilseydi bunların hiç biri olmayacaktı. Ama bunu nasıl yapabilirdi ki?
~~~~~~~~~~~~~
Genç alfa vücudunda hissettiği büyük ağrılarla uyanmıştı. Etrafına baktığında odasında yalnız olduğunu gördü. Sendeleyerek odadan çıktı ve kimseye görünmemeye çalışarak küllerle kaplı bahçeye doğru yöneldi ağır adımlarla. Annesine gidecekti.
Çiçeklerle süslenmiş mezara geldiğinde taşlara ağırlığını verdi. Böylece bedeninde duyduğu ağrı biraz olsun hafiflemişti.
"Nasılsın anne? Ben iyileşiyorum. Seni koruyamadığım için özür dilerim... Kimseyi koruyamadım. Ve Hyunjin şimdi burada değil. Bir sürü insan... Bir sürü insan öldü. Lucas-Lucas bana demişti. Beni, çok önceden uyarmıştı. Ama ben inat ettim. Ço-çok özür dilerim... "
Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlayan kızı elindeki çiçeklerle gelmiş olan kardeşi böldü.
"Senin bir suçun yok ki. Hepsi benim hatam..."
"Lucas"
"İyi olmana çok sevindim ablacım. Benim yüzümden o hale geldin, özür dilerim Hannah."
"Lucas saçmalam-""Bir şeylerin olacağını biliyordum. Saldıracaklarını... Ama hiç kimseye bir şey söylemedim. Eğer Chan'a söylemiş olsaydım ne sen bu kadar kötü yaralanacaktın, ne Hyunjin kaçırılacaktı, ne de bu kadar çok masum insan ölecekti. Ve annem hala burada olacaktı. "
Sesindeki titremeden kardeşinin kendisine ne kadar kızgın olduğu belliydi.
"Otur yanıma Lucas."
Lucas yanmış çimlerin üstüne çöken ablasının yanına oturdu ve başını omzuna koydu. Alfanın parmakları kardeşinin saçlarını taramaya başladı.
"Chan bana çok kızgın."
Ağlamaklı çıkan sesiyle söylemişti bunu. Gözlerini sımsıkı kapatarak gözyaşlarını engellemeye çalışıyordu.
"Onun bazen ne kadar aptal olduğunun farkındasın değil mi? Özellikle de konu Hyunjin'se. Lütfen kafana takma, şu an düzgün düşünemiyor. İçten içe sana böyle davrandığı için acı çekiyor. Ama en çok kendine kızıyor."
Kardeşine baktığında, her ne kadar sıkı kapatırsa kapatsın gözyaşlarının süzüldüğünü gördü.
"Kendine kızgın olan sadece abimiz değil... Lucas, suçlama artık kendini. Evet bunların olmasını hiçbirimiz istemezdik ama geçmişi değiştiremeyiz. Pişmanlıklarının seni ele geçirmesine izin veremezsin. Şimdi kalkacağız, abimin yanına gideceğiz ve elimizden ne geliyorsa onu yapacağız. Tamam mı? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Tears | Hyunchan
FanfictionHyunjin, omega olduğunun öğrenilmesiyle hayatı mahvolan bir prensti. Bilmediği şey, karşı krallığın veliaht prensi Chris'in hayatına aniden girmesiyle her şeyin değişeceğiydi. Kehanet, savaş, ihanet ve kayıplarla dolu bir hikaye. Aşklar ve arkadaşlı...