@pile16 @Antisirma @KrishnaMukherjeeSurb @yaghazask97 @Rose_Rain26 @nicnocki @inthedaisy @selfinaz52 @hilalindoktoru @dystinabell @AaHhh61💞💞❤
Zehra karargahın girişinde kaldı bir süre öylece. İçeri girip girmemek de kararsız kalmıştı. İnsanın içindeki yalnızlıkla baş etmesi ne kadar da zordu aslında? Yıllardır alışkındı bu duyguya ama bazı anlarda içine düşen bu amansız hisse hiçbir şey diyemiyordu maalesef. Bahçenin en ücra köşesine doğru yürümekte buldu çareyi. Bir yandan da kulaklığını çıkarıp kulağına taktı ve ilerdeki kaldırıma doğru yürüdü. Oturdu. Şu anki hissettiği şeyin Kuzey'le hiçbir alakası yoktu ki bu arada sırada hep olurdu. Yalnız geçen terk edilen çocukluğunun hediyesiydi ona, öyle kabullenmişti bunu.
Derin bir nefes doldurdu ciğerlerine. Gökyüzü mevsimin gereğini mi yerine getiriyordu bilinmez ama yağmur çiselemeye başlamıştı tam da şu anda. Kulağındaki kulaklığını çıkarmadan müzik dinlemeye devam ederek ayağa kalktı ve yaklaşık geçen bir saatin sonunda karargaha girmeye karar vermişti. Parmağını okutup turnikeden geçtikten sonra dinlenme odasına doğru ilerledi. Saat 1'e geliyordu, canı çay istemişti çayın saati olmazdı ya? Ceketini çıkarıp koltuğun üzerine bıraktı, çay makinesini çalıştırdı ve çayın demlenmesini beklemeye başladı.
Serdar üzerine hırkasını geçirip odadan çıktı. Nedense Zehra'yı öyle gördükten sonra odada kalmak istememişti zaten ağrısı olduğu için de uyuyamıyordu. Karargah sakin bir sessizliğe gömülüydü, burada kalanlarsa odalarına çekilmiş ve dinleniyorlardı. Koridorun loş ışığından gördüğü kadarıyla dinlenme odasının kapısı ve ışığı açıktı, demek ki Zehra oradaydı. Nereden geldiğini, nereye gittiğini merak etmediğini söyleyemezdi. Merak etse de sormazdı, soramazdı. Odanın kapısına geldiğinde Zehra'yı dolabın orada görmüştü. Kulağında kulaklık olduğunu bilmediği için seslendi ama bir cevap alamamıştı. Zehra elinde kupasıyla bir anda arkasını döndüğünde Serdar'la burun buruna gelmişti. Aslında Serdar da ne olduğunu anlamadan bir anda genç kadınla dip dibe bulmuştu kendisini. Sessizce geçen birkaç saniyenin akımına kapılmış gibiydi gözleri. Zehra'nın kapkara gözlerine takılmıştı. Aralarındaki sessizliği bozup geri çekilen Zehra olmuştu, kulaklığını çıkarıp konuşmaya başladı.
"Ne ara geldin ya hiç duymadım"
"Seslendim ama kulaklıklar yüzünden duymamış olman normal tabi" diye karşılık verdi tebessümle.
"Doğru müzik dinlerken kendini kaybedenlerdenim, teslim oluyorum yakalandım" dedi Zehra da gülerek.
"Çay mı içecektin?"
"Canım çekti ya, ister misin sende?"
"Olabilir" diye karşılık verirken koltuklardan birine oturmuştu. Zehra birkaç saniye içinde kupalara çayları dökmüş ve ortadaki sehpaya bırakmıştı.
"Bisküvi ister misin?" diye sorarken dolaplardan birinin kapağını kaldırıp tabak aldı ve çekmecelerinden birinden çıkardığı bisküviyi tabağa döktü.
Serdar "Olur, alırım" diye karşılık verirken Zehra üçlü deri koltukta yerine almış, genç adamın tam karşısına oturmuştu. Avuçlarının arasındaki kupayı sıkıca tutup dudaklarına götürdü ve birkaç yudum aldı. Serdar da yanı şekilde çayını yudumluyor, ikisi de sessizliği kucaklıyordu.
Serdar sessizlikten sıkılmış olacak ki konuşmaya başladı. "Evin yok mu senin gecenin bir vakti buradasın"
"Var da ara sıra uğruyorum diyelim, peki sen bana diyorsun da senin bir bir evin yok mu? Bu halde buradasın" diye karşılık verdi gülerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON DANS; REST
FanfictionKalbimin sevdası sadece vatandı senden önce. Şimdi hem vatan var kalbimde hem de sen. Kurallar... Dostluklar...Düşmanlıklar... Ve hepsinin arasında filizlenen bu aşk... "Ben sana aşık oldum Zehra" "Kaybettim... Hayatımda ilk defa değil belki ama ca...