@pile16 @dystinabell @reem133x yaghazask97 @ece373738 @Leth_28 @M_merve14 @selfinaz52 @Daryoosh @HilalYucel7 @ortak_hikayeler61 @KrishnaMukherjeeSurb @snglss @TeffyLeal @almalta @Leth_28 @Rose_Rain26 ❤️❤️
Zehra toplantı odasından çıkmış, odalarının olduğu kata inmişti. Serdar toplantı odasında olmadığına göre odasında olabilirdi. Koridorun sonundaki odanın kapısında durduğunda içerde olup olmadığını kontrol etmek amacıyla kapıya vurmuştu ama herhangi bir tepki yoktu. Kapının yanındaki tuşlara basıp şifreyi girdikten sonra kapı açılmıştı, içeri girip kapıyı kapattı. Odanın ışıkları kapalıydı ama banyonun ışıkları açıktı ve sesler geliyordu. Yavaş adımlarla banyoya doğru ilerledi. Banyonun yarı aralık olan kapısından genç adam görüş alanına girmişti. Genç adama varlığını belli etmeden bir süre izledi onu uzaktan öylece. Hayatına bir anda hiç hesapsız kitapsız giren bu adama aşık olacağını daha bir ay önce söyleseler inanmazdı ki, hem nasıl inanabilirdi ki birinin kalbini gerçekten iyileştireceğine? Ve onun varlığıyla daha çok güçleneceğine? Kapının aralığından içeri süzüldü.
"Bende diyorum nereye kayboldu?"
"Tıraş olayım demiştim, neyseki yetiştin güzelim"
"Göremeyince burada olacağını tahmin ettim" diye mırıldanırken ilerleyip genç adamın fayansın üzerine bıraktığı tıraş makinesini eline aldı. Ve genç adamın tam önüne geçip tıraş makinesinin düğmesini çevirdi, ardından da çenesinden başlayarak makineyi sakallarının üzerinde gezdirmeye başladı.
"Serdar bakma şöyle"
"Nasıl bakmayayım?"
"Baktığın gibi"
"Tüm bakışlarım sana ait, sen söyle o zaman bakmasın sana öyle"
"Sen beni delirtmeye mi çalışıyorsun acaba?"
"Daha fazla ne kadar delirebiliriz ki acaba?" diye mırıldandı haylaz bir gülüşle. Yüzünü boynuna gömerken Zehra gülerek geri çekildi.
"Serdar bir rahat dur bitireyim şunu, bir tarafı farklı diğer yanı farklı olacak" dedi gülerek.
"Kalsın" dedi gülerek. "Ne yani beğenmeyecek misin?"
"Belki beğenmem kim bilir? Belki daha çok severim"
"Sev... Çok sev"
"Çok seviyorum zaten" dedi ve ekledi. "Ama şimdi izin ver şunu tamamlayalım"
"Öpücük sonra diyorsun yani?"
"Ben öpücük demedim canım"
"Az önce dedin ya güzelim ben duydum"
"Sadece neden sen duydun acaba?"
"Bence sen de duydun ama duymadıysan zevkle duyurabilirim"
"Biz buna fırsatçılık diyoruz yalnız"
"Dudaklarım kuruyor ben ne yapabilirim ki?"
"Bol bol su tüket o zaman Serdar"
Serdar "Ben normal su değil" derken eğilip dudaklarına doğru fısıldadı. "Ben can suyumu istiyorum" diye mırıldanırken Zehra'nın tıraş makinesini tuttuğu elini tutmuş ve dudaklarını genç kadının dudaklarına yaslamıştı. İkisinin ellerinin arasından kayıp düşen tıraş makinesinin sesi banyoda yankılanırken Serdar, Zehra'yı kucakladığı gibi fayansa oturtmuştu. Zehra'nın burnuna dolan kokusu her zamanki gibi aklının başından uçmasına neden olurken ikisi de nerde olduklarını unutmuş gibiydi. Serdar soluk soluğa geri çekilirken Zehra hissettiği boşlukla huzursuzca kıpırdandı.
"Ne oldu?"
"Hiç karargahta olduğumuz aklıma geldi"
"Haklısın" dedi ve ekledi. "Sen elini yüzünü yıka ben odaya geçiyorum"
"Tamam" diye karşılık verirken yerdeki tıraş makinesini alıp tezgahın üzerine bırakmıştı.
"Dudağında rujum kalmış"
"İki dakika duş alayım ben, yoksa rahat edemem"
"Tamam sen nasıl istersen ben odadayım"
Serdar tebessümle "Tamam" diye mırıldanırken Zehra az önce geldiği kapıdan çıkmış ve küçük koridoru geçip odaya geçtiğinde Serdar da duşa girmişti. Zehra pencereye doğru ilerledi odanın içinde. Birkaç adım da tamamladığı kısa yolculukla birlikte pencerenin kenarına gelmişti. Yağmur usul usul yağışını sürdürürken karargahın bahçesindeki ağaçlarda sakin bir hal vardı. Gökyüzü sararmış bir yaprak gibi görünüyordu yağmurdan dolayı. Yağmur şehrin omuzlarına telaş kadar sakinlik de yüklüyordu. Yağmurun her damlasında melek olduğunu söylerdi Esma Anne. Yeryüzüne kalpleri iyileştirmek için indiklerini söylemişti bir gün anlattığı uyku öncesi hikayelerinden birinde... Ruhu yorgun olanların hikayesini yazıyordu yağmur damlalarıyla. Geçilen cevapsız bırakılan sorular...
"Esma Anne"
"Efendim kuzum benim"
"Hani ben sana anne diyorum ya, annem kızmaz dimi? Küsmez bana?" diye mırıldanmıştı geçmişindeki Zehra... Herşeyden habersiz gibi görünse de yetim kalan çocukluğunun acısını en başından içine çivilemişti hayat, kim ne derse desin sonu ne olursa olsun bazı anlarda sonuç hep köşede kalıyordu yalnız başına. Karargahın az ilerisindeki eczanenin önünde bir kız çocuğu çarpmıştı gözlerine. Annesinin elinden tutmuş hoplaya zıplaya giderken elinde oyuncağını sallayarak oynayan kız çocuğuyla gözleri olmuştu. Zehra bunların hiçbirini yaşayamamıştı ki, ne annesiyle ne de babasıyla... Çocukken böyle şeyleri gördüğünde başlarda umursamazdı ama büyüdükçe bunun ne demek olduğunu çoktan fark etmişti bile. Çocukken acıyan yaralar şimdi dikiş bile tutmuyordu.
Serdar da o esnada "Ben geldim" diye mırıldanırken kollarını Zehra'nın beline dolamış ve saçlarına bir öpücük bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON DANS; REST
FanficKalbimin sevdası sadece vatandı senden önce. Şimdi hem vatan var kalbimde hem de sen. Kurallar... Dostluklar...Düşmanlıklar... Ve hepsinin arasında filizlenen bu aşk... "Ben sana aşık oldum Zehra" "Kaybettim... Hayatımda ilk defa değil belki ama ca...