21.Bölüm💫

405 30 223
                                    

@pile16 @dystinabell @ece373738 @selfinaz52 @HilalYucel7  @Daryoosh @KrishnaMukherjeeSurb @snglss @TeffyLeal  🌸🌸💓💓

Sabah ilk uyanan Zehra olmuştu. Mutfakta kahve eşliğinde geçirdikleri eğlenceli sohbetin ardından yattıklarında saat sabahın beşiydi ama kendini hiç yorgun hissetmiyordu. Aksine daha dingin, enerjik ve keyifli hissediyordu. Beline dolanmış kollara bakarken hallerine gülmekten kendini alamamıştı, dışardan biri görse kesin evli bunlar derdi herhalde.

"Saçmalama Zehra ya... Ne evliliği oldu olacak bir de çocuk yap olsun bitsin... Yok daha neler... Hadi kalk" diye içinden geçirse de Serdar'ın kolları pek buna izin verecek gibi durmuyordu. Sanki her an kaçıp gidecek birini bekler gibi bir hali vardı genç adamın.

"Nasıl kalkacağım ben ya? Ahtapot gibi sarılmış bana" diye mırıldandı kendi kendine gülerek.. Neden hiç rahatsız hissetmiyordu ki kendini? Hem de hiç huzursuz hissetmiyordu, aksine genç adamla arkadaşlıklarının boyut değiştirmesi bir yana sürekli dip dibe olmak bile korkutmuyordu Zehra'yı artık. Kuzey'in yanında bu kadar uzun zaman diliminde kalabildiği hiç olmamıştı. Genç adamın evlilik baskısını ve mesleğine bakış açısını düşününce fazlasıyla haklıydı bu davranışında. Serdar'ın dün akşamki Kuzey karşısındaki tavrına belki sinirlenebilirdi karıştığı için ama hiç içinden gelmiyordu, kızmak bir yana genç adamın bu tavrı hoşuna gitmişti. Zeyno'yla vakit geçirdikleri an üşüştü gözlerinin önüne. Çocuk ile çocuk olan bir yanı olduğunu ve zamanı geldiğinde çok iyi bir baba olacağını nedense hissetmişti. Genç adamın cesareti, öfkesi, zekası, hareketleri bile öyle farklıydı ki, bazen kendine benzettiği oluyordu onu.

Kafasındaki düşüncelerden sıyrılıp belini saran kollardan yavaşça ayrılırken genç adam diğer yanına dönmüştü. Usulca yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledi. Günlük rutinlerini halledip elini, yüzünü yıkayıp mutfağa geçmişti. Çay makinesinin altındaki boşluğu suyla doldurup çalıştırdı. Kahvaltılıkları masaya çıkartıp yerleştirdikten sonra domates ve salatalık dilimleyip masaya diğerlerinin yanına bıraktı.

Saat daha yediye yeni geliyordu. Fokurdama sesleriyle kaynadığını belli eden demliğe doğru ilerledi, birkaç kaşık çayla bir ikisine yetecek kadar çay demlemişti. Bu evde her şey bu ana kadar genelde tek kişilikti, Kuzey için bile o tek kişilik çay çizgisini bozmamış sallama çayla yoluna devam etmişti o üç yıl boyunca.

Aklındaki düşüncelerden sıyrılmasına neden olan sıcacık dokunuşla huzura yeniden kavuşmuş gibi hissederken genç adamın cümleleri doldurmuştu kulağını.

"Bu ara beni sürekli bırakıp kaçıyorsunuz Zehra Hanım... Beni şu kokuyla" derken burnunu saçlarına gömmüştü.

"Bu kokuyla uyanmaktan mahrum bırakıyorsun ve bu beni çok rahatsız ediyor"

"Hmm... Ben sana sanırım şampuanımı vereyim demiştim"

"Onun bu kadar güzel kokmasının sebebi sensin, bir şampuan bu kadar güzel kokamaz çünkü"

"Yine içinden romantik Serdar modu çıktı" dedi ve ekledi. "Ama bu modu ve iltifatlarını seviyorum sanırım"

"Sanırım" diye mırıldanırken karnını saran ellerden biri aşağıya inmiş, tişörtün eteğinden içeri süzülmüştü. Tenine dokunan parmakların sıcaklığıyla mayışırken genç adamın parmakları önce taytından içeri girmişti.

"Serdar"

"Söyle Zehra"

"Ne yapıyorsun?"

SON DANS; RESTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin