Yazdığım en uzun bölümle karşınızdayııım! Beni biraz parçalayan bir bölüm oldu ama yapacak bir şey yok
:(Lütfen okuduğunuzda verdiğiniz tepkileri yazın. Sizin düşündüklerinizi okuma beni hem mutlu ediyor hem de yazmaya teşvik ediyor. Şimdiden teşekkürleer❤️
İyi okumalar bebitolar🥳🥳
Annem ölmeden önce ondan defalarca kendi hikayemi dinlemiştim. Garip bir şekilde masalları değil, kendi hikayemi dinlemek beni mutlu ederdi. Sanki az sonra söyleyeceği şeyleri kelime kelimesine kadar bilmiyormuş gibi heyecanla dinlerdim. Aslında garip bir hikayem yoktu. Sadece çocuk olduğum için bu hikaye bana mükemmel, belki de ulaşılmaz gelmişti.
Abim doğduktan az bi' süre sonra annem bana hamile kalmış. Abimle beraber büyümemizi istemiş ve ne kadar çok dile getirmese de, Serkan'ın bir kız kardeşi olmasını çok istemiş. Aslında bu isteği gerçekleşmişti ama maalesef annem ben doğana kadar bunu bilememiş. Çünkü ultrasondan bana bakan doktorlar benim erkek olduğumu söylemiş. Annem tabii ki de erkek çocuğu olacağı için asla üzülmemiş, her zaman onu da ayırmadan sevmiş ama nedense evde koşuşturan bir küçük kız görmeyi de hep tüm kalbiyle istemiş.
Benim annemin kalbi tertemizdi ve belki de bu yüzden aylar boyunca erkek sandığı bebeği, kız doğmuş. İlk şoku doktor yaşamış çünkü hayatında ilk defa böyle bir hata yapmış. Annem benim kız olduğumu öğrendiği an doğumun verdiği yorgunluğu bile unutmuş ve şaşkınlıkla bana bakmaya başlamış. Herkes büyük bir sessizlikle birbirine bakmış ama bu sessizliği benim ağlamam bölmüş.
Hatta tam o an annemin zihnindeki Kıvanç ismi, İdil'e dönüşmüş.
O bana bir hayat vermişti. Ve ben bu hayatı kendi ellerimle bitirmeyeceğime dair sözler vermiştim. Yurdun arka bahçesindeki duvara sinip dakikalarca ağlamıştım ama oradan yine aynı cümleyi kurup kalkmıştım
Annem ve babamdan kalan tek şey, hayatım. Bu bencilliği yapamam.
Peki ben ne ara bu kadar bencil olmuştum? Ben ne zaman ailemi geri plana atıp, onların bana bıraktığı son şeyi gözümü kırpmadan kül etmeyi öğrenmiştim?
Ailemden özür dilemem lazımdı. Bu hayatı bitirmemem lazımdı ama bu odada bulunan diğerlerinin de hayatının bitmemesi lazımdı.
"Ne diyorsun sen İdil?!" diyerek neredeyse kükreyen Eymen'den bakışlarımı çekmek istemiyordum ama ona bakmaya devam edersem, fikrim değişecekti. Son kez gülümsedim ve bakışlarımı ondan çektim. "Hayır! Bunu yapmayacaksınız!"
"Öleceksek hepimiz öleceğiz!" diyerek sinirle bağıran Eylül'de bildiğiniz bağırarak beni kendime getirmeye çalışıyordu ama bu boşa bir çabaydı.
Ben tetiği çekmiştim. Bunun geri dönüşü olamazdı.
"Teklifimi kabul edeceksin, çünkü zorundasın." dediğimde gözlerimin dolu dolu olması beni zorluyordu ama bu işin hemen bitmesi lazımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiçlik
Teen FictionHer şeyimizi kaybetmiştik. Bir havlama sesi doldurdu kulaklarımı. Cesur delirmiş gibi havlıyordu. Adımlarım beni deliğe götürürken, Eymen'in çıldırmış yüz ifadesini gördüm. Herkes onu büyük bir kuvvetle tutmaya çalışıyordu ama o herkesi parçalayaca...