65. Bölüm

1.1K 83 23
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen<3

Keyifli okumalar!

Yine sonunun iyi ya da kötü, hatta sonunun gelip gelmeyeceğini bile bilmediğim bir yola çıkmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yine sonunun iyi ya da kötü, hatta sonunun gelip gelmeyeceğini bile bilmediğim bir yola çıkmıştım. Bu zamana kadar çok risk almıştım. Çok yola girmiştim ama nedense bu sefer bu girdiğim yol, diğerlerinden daha tehlikeli gibi geliyordu. Sanki daha yolun başından bataklığın içine düşmüş gibiydim. Çırpındıkça batıyordum. Sadece boşuna nefesimi harcıyordum. Ben çoktan kaybetmiştim sanki. O bataklıktan çıkmam imkansızdı. Ama sonra bir el uzanıyordu. Yemyeşil gözlerinde hayatı barındıran biri, bana elini uzatıyordu ve hiç zorlanmadan çekip çıkarıyordu beni. İhtiyaçla gözlerine bakmak istiyordum ama ben ona döndüğümde, o çoktan arkasını dönüp gitmiş oluyordu.

"Seni kurtardım, sıra sende..." diyordu. "Kurtar bizi sevgilim..."

Gözlerimi açtığım an doğruldum ve saçlarımı karıştırdım. Bir an olduğum yerin neresi olduğunu kavrayamadım ve afalladım. Ben ne zaman uyumuştum ki? Hem Murat'ın odasında ne işim vardı? Kısık gözlerle etrafa bakındığımda, Murat'ın masanın başında hala kağıtları okuduğunu gördüm. Sonra her şey bir bir aklıma doldu. Melisa'yla detaylıca konuştuktan sonra, tüm gece Murat'la bir plan yapmaya başlamıştık. En son Murat'ın projeyle ilgili bir şeyler daha bulmak için kağıtlara yöneldiğini hatırlıyordum. Sanırım o ara koltukta uyuyakalmıştım.

Yutkundum ve yüzümü sıvazlayarak ayaklandım. Murat o kadar kağıtlara odaklanmıştı ki, benim uyanıp odadan çıktığımı bile fark etmedi. Esneyerek gözlerimi ovaladım ve lavaboya girdim. Buraya geleli sadece 3 gün olmuştu ama nedense çok çabuk alışmıştım. Yani en azından eve alışmıştım, çünkü dışarı çıktığım an yine her yerden hastalıklı çıkacak korkusu yaşıyordum.

Soğuk suyu kendime gelmek istercesine yüzüme defalarca çarptım ve aynadan kendime baktım. İlk gözüme çarpan şey kafamdaki kuş yuvasıydı. Saçım o kadar uzundu ki, topuz yaptığımda kafamda kocaman duruyordu. Sıkıntılı bir nefes verdim ve makas bulmak için lavabodan çıkarken, yüzümü kuruladım. Ev sandığımın aksine sessiz değildi, uğultu vardı. Sanırım erken bir saatte kalkmamıştım.

Salona yöneldim ama ismimi duymamla duraksadım. Benim hakkımda mı konuşuyorlardı? Koridora göz attım ve kimsenin olmadığına emin olduktan sonra, gözükmemek için duvarın arkasına sindim.

"Bu kız bizi yakalattıracak." dedi biri. Fısıltıyla konuştuğuna göre, benim arkamdan konuşacak kadar cesur ama duymamı istemeyecek kadar çekingendi. "Bence Murat'da bunun farkında ama babası için susuyor."

"Sanmıyorum," dedi bir erkek, "Murat kıza hazineymiş gibi bakıyor."

"Çünkü kız zaten hazine!" Bunlar bir araya gelmiş, benim hakkımda mı konuşuyorlardı? "Yıllardır Murat'ın babasını kurtarmaya çalışıyoruz ama plan bile yapamadık. Şimdi ise kız geleli daha 2 gün oldu ama planları hazır bile!"

HiçlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin