43.Bölüm

1.2K 87 20
                                    

Selaaam! Okurken verdiğiniz tepkileri yazmayı unutmayıın. Sizleri seviyorum. İyi okumalar aşkolar

Hiç karanlıkta kaldınız mı?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hiç karanlıkta kaldınız mı?

Ya da tam karanlığa ait olacakken birisi sizi oradan çekip aldı mı?

Peki sonra kendisi tamamen karanlığa itti mi?

Ailemi bahçede kanlar içinde gördükten sonra, benim hayatım artık karanlıktan ibaretti. Tek bir ışık bile olmayan o zifiri karanlıkta günlerce kalmıştım. Ne Simay ne de Elif beni oradan çekip alamamıştı, çünkü onlar da benim karanlığımda mahsur kalmıştı.

Üçümüzde o karanlıkta birbirimize sarılmaktan başka bir şey yapamamıştık. Çıkış yolu bulamamıştık.

Sonra, hiç beklemediğim anlardan birinde, bir ışık gözümü kamaştırmıştı. O ışığa aldanmak istememiştim. Kendimi kandırmak istememiştim ve belki de o ışıktan günlerce kaçmıştım. Ama sonra o ışık benim karanlığıma gelmişti. Benim aksime korkmamıştı. Ve benim aksime, karanlığa gömülmemişti.

Belki benim karanlığıma girdiği için, belki de artık kurtulmak istediğim için o aydınlığa tutunmuştum. Bir çift yeşil gözle beraber o karanlıktan kendimi kurtarmıştım. Aslında o beni kurtarmıştı.

Evet, Eymen beni kurtarmıştı. Ama kurtardığı gibi tekrar bırakmıştı.

Ben tekrar karanlıktaydım ve bu sefer hiçbir aydınlığa kanmayacaktım.

"Kimsenin sevgilisini elinden aldığın yok. Çünkü burada sevgili olan kimse yok."

Eymen'le bakışlarımız öylece birbirinde takılı kaldı. Ne o diğerlerini duydu, ne ben diğerlerini duydum. Bana artık onun için olmadığımı söylemişti ama o beni nasıl tanıyorsa, bende onu çok iyi tanıyordum. Hala benimle olmak istediğini, beni ilk günkü gibi hala çok sevdiğini ve bana aşık olduğunu çok iyi biliyordum. Ama o bunları yok saymak istiyorsa, benim de yapacak bir şeyim yoktu.

Şu an sadece Eymen, ben ve içinde bulunduğumuz karanlık vardı.

Kalbimin ortasına bir anda öyle bir ağırlık oturdu ki, nabzım yavaşladı ama bunu önlemek için de bir şey yapmadım. Karnıma sancılar girdi ama hiçbir şey olmamış gibi dimdik durdum. Evet, belki canım çok yanmıştı ama kendimi asla ezdirmezdim.

Evet, kendimi affettirmek için uğraşırdım ama bunu bazı sınırlar içerisinde yapardım. Kendi duruşumu asla bozmazdım. Bu benim eski hayatıma haksızlık olurdu.

Onun da bakışları tam gözlerimin içine bakıyordu ve nedense o an bana sarılmak istediğini düşündüm. Ayrı kalmak istemediğini düşündüm ama o hiçbir şey yapmadı. Sadece acıya bürünen yemyeşil gözleriyle bana baktı. O beni yok sayarken, bende ona aynen bu şekilde bakmıştım.

Bakışları hissiz değildi, acıyla doluydu.

"Ne?!" Neredeyse kulağımın dibinde atılan çığlıkla bakışlarımı Eymen den çektim ve Görkem'e döndüm. "Siz ayrıldınız mı?! Neden?!" dediğinde diğerleri de şokta gibiydi. Kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. Gerçekten benim o bitmiş halimi gördüklerine rağmen, ayrıldığımızı anlamamışlar mıydı?

HiçlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin