69. Bölüm

998 79 27
                                    

Lütfen yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayıın <3

Keyifli okumalar!

Bazen susmak en iyi ilaçtır derler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bazen susmak en iyi ilaçtır derler. Çünkü bazı acılara kelimeler küçük gelirmiş. Ben hem hayatımın sonuna kadar susmak, hem de içimdeki zehiri son damlasına kadar akıtarak haykırmak, isyan etmek istiyorum. Beynimin içinde çığlıklar yankılanıyor, ama dudaklarım hareket etmiyor. Dudaklarımın arasından kan sızdığını hissediyorum, ama aynadan baktığımda hiçbir şey görmüyorum. Delirmiş miydim? Yoksa benim acım, gerçekten de kelimelerin küçük geldiği bir acı mıydı?

Aslında benim acım, tam olarak kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir acıydı.

Bazen öyle bir acı çekerdiniz ki, bağıramazdınız. İçinizdeki o canavar sizi mahveder ama dudaklarınızı mühürlerdi. Çığlık atamazdınız, konuşamazdınız. Kimse anlamazdı sizi. Anladıklarını ya da yanınızda olduklarını sanarlardı. Konuşmak isterdiniz, anlatamazdınız. Anlatmak isterdiniz, dinleyeniniz olmazdı. Bu hayatta bazılarının çok anlatacak şeyi vardır, ama onu dinleyen kimse olmadığı için bunların önemsiz olduğunu düşünür. Kim onu öldüren şeyin, önemsiz olduğunu düşünebilirdi ki?

Sen yalnızlık, nasıl bir katilsin?

Bakışlarım karaladığım kağıtta takılı kaldığında, bir kaç saniye boş gözlerle kağıda baktım. Hiçbir şeyin bir anlamı yok gibi geliyordu artık.

Sıkılmıştım. Yorulmuştum. Bunalmıştım.

Kağıdı buruşturdum ve artık bir dağ haline gelen diğer kağıtların üstüne attım. Saatlerdir hastanedeydik ama Murat'ın o çok zeki (!) babası hala bir şeyler bulamamıştı. Acaba bakan bu adamı hangi gerekçeyle içeri atmıştı? Çünkü ben artık diğerlerini uyandırmak için herhangi bir çözüm yolu bulmayı bırakın, bunun üstüne kafa yorduğunu bile düşünmemeye başlamıştım. Sözde yıllar önce bu işe başlamıştı ama hala bir şey bulamamıştı. Ve açıkçası şu an daha yaşlı olması, benim bir tık daha umudumu yitirmeme neden oluyordu. Sanki karşımda bir bilim adamı değil, sadece emekli bir bunak varmış gibi hissetmeye başlamıştım.

"Selam," Cenk'in içeri girmesiyle elimdeki kalemi kenara koydum. "Saatlerdir ortalıkta yoksun." Diğerleri alt katta Murat'ın babasına yardım ederken, ben üst katta kapsüllerin yanında durmayı tercih etmiştim.

"O adam bizi bu kapsüllere tıkanlardan biri." dedim ters ters. "Bir de hatasını düzeltsin diye ona yardım mı edeceğim? Kalsın."

Gözlerini devirdi. "Çok kişisel düşünüyorsun."

"Kişisel genel hiç fark etmez! O adam kendi yaptığı hatayı kendi düzeltmeli. Siz de gidip yardım ediyorsunuz!" dedim isyan eder gibi.

"Orada dur bakalım!" diyerek işaret parmağını bana doğrulttu. Dudaklarım aralık kalırken devam etti. "Ben o pisliğe değil, uyuyanlara yardım ediyorum." Dudaklarım kapanırken hiçbir şey demedim. Onun da bakışları benden ayrıldı ve odanın kenarındaki kâğıt yığınında takılı kaldı. "Bunlar ne?"

HiçlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin