81. Bölüm

549 44 15
                                    

Keyifli okumalar!

Bazen her şey gözümüzün önündedir ama bir o kadar da değildir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bazen her şey gözümüzün önündedir ama bir o kadar da değildir. Ya da görmek istemeyeceğimiz şeylerdir ve zihnimiz onları reddeder. Görmek ertelenir ama asla yok olmaz. Er ya da geç, o görmek istemeyeceğiniz gerçek tam karşınızdadır. Reddetme şansınız yoktur.

Tanıtım

Göremediğimiz o gerçek tam önümüzdeydi.

Her şeyin başlangıcı, ellerimin arasında duruyordu. Sadece bir kağıt parçası nasıl avuç içimi yakabilirdi?

"Bu ne demek anlamadım ben?" dedi Seda kaşlarını çatıp yanıma gelirken. Kağıdı elimden alıp az önce sesli okuduğum kağıdı kendi içinden tekrar okumaya başladı.

"Her şey bununla başladı." dedi düşünceli bir sesle Melisa. "Yani... Diğer evreni özellikle mi böyle yaratmışlar?"

Şu an bir yandan kahkaha atmak bir yandan da ağlamak istiyordum. Biz bildiğiniz karton evlerin arasına konulan bebeklerdik. Hiçtik. Yaşadığımız her şey kurgulanmış, bizde farkında bile olmadan o senaryoyu oynamıştık.

"Orada çıkan hastalığın hikayesi bu demek." dedi Eymen buz gibi bir sesle. Onun da artık çok yorulduğunu, artık hiçbir şey duymak istemediğini biliyordum. Sadece o değil, buradaki herkes -Selim'le Mira'da dahil- bu odadaki herkes yorulmuş, bıkmıştı. Bu sefer ne duyacağız diye düşünmekten sıkılmıştı.

Tam anlamıyla bizi mahvetmişlerdi aslında; tek açıklaması buydu.

Seda'nın ağır yutkunuşunu gördüm. Kağıda bir daha bakmak istemiyormuş gibi tekrar bana uzattığında elimdeki kağıda bakmadan buruşturdum. Keşke bu kağıdı buruşturduğum gibi bize bunları yaşatanları da ezebilseydim dedim içimden ama aklıma takılan bir gerçekle duraksadım. Bu yaşadığımız her şey bizim için cehennemdi ama eğer bunları yaşamasaydık birbirimizi asla bulamayacaktık. Eymen'le benim başka hayatlarımız olacak, Efe'yle Elif birbirini bulamayacak, Uğur gibi bir abim olamayacaktı.

Yutkunarak elimdeki buruşmuş kağıda baktım. Bir şeyden bu kadar nefret ederken aynı zamanda o olmasaydı ne yapardım diye düşünüyordum.

Bir kâğıt parçası, bu odadaki herkesi birbirine bağlamıştı. Ama bu odadaki herkesin hayatını da aynı zamanda mahvetmişti.

"Bile bile bir cehenneme gönderilmişiz." dedi Sude hiçbir karşılık beklemeden, daha çok kendi kendine konuşurmuş gibi.

"Gerçekten siktiğimin şeyi umurumda bile değil!" Uğur'un ani patlaması Sude'nin ona dönmesine sebep oldu ama o bunu umursamadan sesli bir nefes vererek arkasına yaslandı.

Umarım bende bir kaç saat sonra bu siktiğimin şeyini umursamamayı başarırdım.

Tahminimce kağıdı okumamızın üstünden 2 saat geçmişti ve bu 2 saatte kimseden çıt çıkmamıştı. Ciddi anlamda, odada nefes sesinden başka bir ses duyulmamıştı. Herkes bir anda düştüğümüz bu durumu algılamaya çalışıyordu. Haklılardı da, sadece bir kaç saat önce yeni evimiz sandığımız hastanede muhabbet ediyor, planlar yapıyorduk; şimdi ise hiç tanımadığımız insanlarla beraber hiç bilmediğimiz bir yerde yaralanan arkadaşlarımızın uyanmasını bekliyorduk. Beni burada tutan 3 kişi vardı; Simay, Kerem ve Elif. Eğer onlar olmasaydı, sanırım buradan kaçmak için çoktan ayaklanmıştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 12 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HiçlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin