75. Bölüm

1.7K 106 63
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen<3 Okunmamız yüksek ama yorum ve oy sayısı çok düşük:( Lütfen okurken verdiğiniz tepkileri ya da düşündüğünüz şeyleri yazın.

Keyifli okumalar bebekler!

Kaçmak, kurtulduğunu sandığın cehennemin etrafında tur atmak gibiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kaçmak, kurtulduğunu sandığın cehennemin etrafında tur atmak gibiydi. Ondan uzaklaşamayacağını, kurtulamayacağını biliyordun. Sonunun yine o cehennem olacağını bile bile bir umuda tutunarak o sonu geciktiriyordun aslında. Bu yüzden kaçmak, kurtuluş değil, sadece oyalanmaktı. Belki de beklemekti; cehennemin tekrardan seni zehirli bir sarmaşıkla boğmasını beklemekti.

Ben boğuluyordum.

Sarmaşık bütünüyle beni esiri altına almıştı. Karanlıktan başka bir şey göremiyor, boğazım sıkıldığı için nefes alamıyordum. Her bir diken göğüs kafesimi parçalayarak kalbime ulaşmaya çalışıyordu. Bir sonraki hamleleri, kalbimi parçalamak olacak, biliyorum. Ama o sarmaşıktan kurtulamıyorum. Eymen'in bunu benim için yaptığı gerçeğini kabullenemiyorum.

Kimlerin yaşadığını ve burada ne haltlar yendiğini anlamadığım binanın merdivenlerini öyle hızlı iniyordum ki, sanki zihnimde yarattığım tüm düşünceler, vücut halini almıştı ve peşimdeydi. Önümü bile göremiyordum. Düşsem de umurumda olmazdı. Sadece çıkmak istiyordum. Bu karanlık, lanet olasıca binadan çıkmak istiyordum!

Korkudan aralık kalmış dudaklarımın arasından, sert nefesler dökülürken titreyen ellerim kapının kulpuna gitti. "İdil!" Eymen son anda bileğimi kavradığında elimi hemen ondan çektim ama tek kelime edemedim. Ama gözlerinin içine öyle korkuyla baktım ki, bir şey söylememe gerek kalmadı. "İdil..." dedi sakince, ama daha çok telaşı barındıran ses tonuyla. Dudakları aralandı ama bu sefer konuşamazdı.

Kalbimin derinlerinden gelen öfke bir anda gün yüzüne çıktığında, "Ne yaptın sen?" dedim, kıyametten önceki sessizlik kadar sakince. "Ne yaptın?!" Bu sefer ki acı bir çığlıktan farksız değilken, kurumayan yaşlarımın üstünü yeni yaşlar kaplamaya başladı. "Ne yaptın Eymen, ne yaptın?!" Ağlayarak omuzlarından ittirdiğimde, yüzü acıyla kasıldı. Hiç gücü kalmamış gibi arkaya yalpaladı. "Ben her gün o elinde tuttuğun şey yüzünden acı çekerken, sen nasıl utanmadan yüzüme bakabildin?!" Kapı açılma seslerinden sonra bina uğultuyla doldu. Kesik nefesler alarak etrafa baktım. Evlerin kapıları açılıyor, tanımadığım bir çok yabancı merakla ve korkmuş yüzlerle bize bakıyorlardı. "O askerlin varlığını hissettiğim an bile neler yaşadığımı kendin gördün! Her gece ağladığımı sen söyledin bana! Nasıl yapabildin?!" Bir kere daha ittirdim öfkeyle omuzlarından. Buğulu gözlerim yeşillerini bile seçemiyordu.

"İdil duramazdım!" Kafasını 2 yana salladı. Pişman değildi, asla değildi ve olmayacaktı da. "Sana yaptıklarından sonra duramazdım!"

"Durmayacağını biliyordum!" Eymen'in bir şekilde intikam alacağını zaten biliyordum. Ama böyle değil, bu şekilde değil. Dudaklarım aralandı ama bakışlarım sağ eline gittiğinde, sadece yutkunabildim. Sağ eli kanla kaplanmıştı. Üstelik sopayı ne kadar sert tutmuşsa, sopanın izi beyaz teninde duruyordu. Sanki o sopa artık onunla gibiydi.

HiçlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin