47.Bölüm

1.2K 91 46
                                    

Okurken verdiğiniz tepkileri yazmayı unutmayın. Sizi seviyorum.

İyi okumalar aşkolar😋

Birinin kötü biri olduğunu nasıl anlardınız? Tabii ki de insanlara olan davranışlarından ya da hayata karşı olan tutumundan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Birinin kötü biri olduğunu nasıl anlardınız? Tabii ki de insanlara olan davranışlarından ya da hayata karşı olan tutumundan.

Peki birinin gerçekten kötü biri olduğunu nasıl anlardınız?

Bu çok zordu ve ben zoru başaramamıştım. Asıl kötüyü anlayamamıştım ve açıkçası kendimi de suçlamıyordum. Ben her şeyi bilmek zorunda olan bir dahi değildim. Ben sadece grubu korumak için elinden gelen her şeyi yapması gereken bir liderdim.

En azından ben kendimi böyle avutuyordum.

Deniz belki asıl kötü değildi ama, yine de kötülerden biriydi. Bizi kurtarmış olması, onu iyilik meleği yapmıyordu. Aradaki bu ayrımı anlayacak kadar büyümüştüm.

Sıkılmış bir tavırla dudaklarımı büzdüm ve etrafıma bakındım. Ömer ve Uğur hala enkazın etrafında dolanırken, diğerleri de benim gibi sıkıntıdan karavana yaslanmıştı ve bir an önce gitmeyi diliyorlardı.

"Ömer!" Seslendiğimde bana döndü. Ben ise çok küçükte olsa sıkıntımın geçmesi için merak ettiğim soruyu sordum. "Yani insanlardan bu yüzden mi herhangi bir organ ya da uzuv alıyorlardı? İnsanların parçalarından robotlar yaratmak için mi?"

"Açıkçası bundan başka bir seçenek yok gibi görünüyor." Omuzlarını silkti ve tekrar bakınmaya başladı. "Gerçi parçalanan robotlara bakarsak, dediğin şey kesinlikle doğru." Kafamı salladım ve etrafıma bakındım.

Kocaman laboratuvarın olduğu yer artık bomboştu ve ben onun arkasındaki sık ormanı görebiliyordum. Sanki doğa bu laboratuvarın yok olmasını beklemişti ve artık daha huzurluydu. Her şeye rağmen, doğanın duyguları olduğuna inanıyordum. Belki de bu abimin her zaman bana anlattığı, kendi uydurma hikayesinden kaynaklıydı.

O hikayeyi ondan tekrar duymak için her şeyimi verebilirdim.

Gerçi, bir şeyim kalmamıştı artık.

Cesur havladığında ona döndüm. Sağ taraftan bize doğru gelen bir hastalıklıya havlamıştı. Diğerlerine ben hallederim der gibi bir işaret yaptım ve bıçağımı çıkartarak hastalıklıya ilerledim. Ama benim hastalıklıya gitmeme engel olan bir şey oldu.

Çünkü hastalıklı, alnına aynı anda saplanan 2 okla yere devrildi. Ağzım ve gözlerim aynı oranda açıldığında, arkamı döndüm ve bıçağı tutan elim şaşkınlıktan gevşedi.

Selim ve Mira ellerindeki yaylarla bana bakıyorlardı. Ben ve diğerleri ise şok içinde onlara. Daha ben böyle ok atamıyordum!

"Ben yorum yapmak istemiyorum." dedi Simay'ın şok olmuş sesi. Bende ağzımı yavaşça kapatarak kafamı salladım.

HiçlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin