-36-

92 3 0
                                    

Merhabalaar!

Ufak bir tavsiye vermek için bölüm başında rahatsız ediyorum sizi.

Ben bu bölümü, daha doğrusu bölümün ilk kısmını yazarken
Ersin Gürler Akan - Arka Bahçe şarkısını dinledim. Belki siz de okurken dinlemek istersiniiz 🙃

İyi okumalar çiçekler 🧡

🌗

Zeynep'ten

Kulağımdaki telefonla birlikte aramamın yanıtlanmasını beklerken dişlerimi dudaklarıma geçirdim. Tüm gece sadece birkaç saat uyuyabilmiştim ve sabahın yedi buçuğunda uyanır uyanmaz abimi aramıştım. Gece boyu kafamda kurup durmuştum. Doktorlar kesin bir sonuca ulaşmış mıydı? Annem iyi miydi? Ortada gerçekten bir kist var mıydı?

"Abi? Annem nasıl, daha iyi mi?" Çağrım yanıt bulur bulmaz hızla konuşmaya başlamıştım.

"Sana da günaydın abiciğim." dedi abim uykulu gelen sesiyle. Büyük ihtimalle onu ben uyandırmıştım.

Yaptığım şey için kendime kızdım. "Kusura bakma, hiç uyuyamadım meraktan. O yüzden arar aramaz başladım sorguya." dedim alnımı sıvazlayarak. Abime günaydın demeyi bile unutacak hale gelmiştim. "Günaydın."

"Önemli değil birtanem, takılıyorum ben sana." dedi. Sesinden gülümsediğini anlamıştım. "Doktorlar bugün birkaç test yapacaklarmış. Dün gelip anlattılar. O testlerin sonucunda göreceğiz bakalım işin aslı neymiş."

"Ne zaman belli olur ki acaba sonuçları?"

"Çok sürmez dediler ama bilemiyorum. Sonuçlar çıkar çıkmaz ararım ben zaten seni merak etme."

"Aman abi, sakın unutma haber vermeyi. Valla burada meraktan sürekli kafamda kurup duruyorum." Stresten dudağımı ısırıp, oradaki etleri koparmaya başlamıştım.

"Merak etme abiciğim, hayatta unutmam seni. Biliyorum annemi ne kadar merak ettiğini." dedi. Birkaç adım attığını duydum. "Güzelim doktorlar geldiler şimdi. Kapatıyorum ben. Benden haber bekle olur mu?"

"Tamam abiciğim, anneme onu çok sevdiğimi söyle. Babama da öyle."

"Beni?" Sesini yalandan alınmış gibi çıkardı.

Güldüm. "Seni de çok seviyorum!"

"Hah, şöyle. Şimdi gönül rahatlığıyla kapatabilirim telefonu." dedi o da gülerek. "Hadi kapatıyorum, görüşürüz canım."

"Görüşürüz, kendine iyi bak." dedim ve telefonu kapattım.

Yatakta pencereden dışarıya boş boş bakarak oturmaya devam ettim bir süre. Saat henüz çok erkendi. Kimse uyanmamıştı. Yarın sondu. Ondan sonra vizeler başlayacaktı. Derslerime odaklanmam gerekiyordu ama kafam bu kadar doluyken nasıl yapacağımı bilemiyordum. Okul açılalı iki ay olmuştu ama yaşadıklarım bana sanki yıllar geçmiş gibi hissettiriyordu.

Kerem nasıldı?

Şu an onu düşünmek her ne kadar bana da garip gelse de, merak ediyordum işte. Dün, gecenin geç saatlerinde sırf benim için buraya gelmişti. Uyuyabilmiş miydi? Yorgun muydu?

Kızlar uyuduğu için sessize aldığım telefonumun ekranının aydınlandığını gördüğümde penceredeki bakışlarımı elimde tuttuğum telefonuma çevirdim. Ekranda gördüğüm isim beni gülümsetti.

Kerem.

Beni ilk defa arıyordu. İlk defa mesaj attığı günü anımsadım. Daha sonra da onunla yaşadığım hiçbir ilki unutamayacağımı farkettim. Onunla yaşadığım en büyük ilk, ona aşık oluşumdu. Hepsini unutsam bunu unutamazdım.

Kader OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin